O kış Gabar dağında kar kalındığı hayli yüksekti. Bolu (2’nci) Komando Tugayı’nın şanlı 1’inci Komando Taburu 2’nci Bölüğü Görmeç’teydi. 1 Şubat 1992 gecesi dağ resmen üzerlerine aktı! Ölüm, ÇIĞ olup  üzerlerine düştü. Bölük Komutanı Üsteğmen Alaeddin Saraçyakupoğlu dahil 65 askerimiz oracıkta şehit düştü. Ruhları şad, vatan sağolsun.

Bu olay, terörle mücadele tarihimizin en büyük doğal afetidir. O, 65 kahramanın aziz naaşını “65 naaştan sorumlu bir teğmen olarak” tek başına kırmızı renkli bir kamyonla Şırnak’tan Diyarbakır’a götürme görevi  Şanlı 2’nci  Tugayın 1’inci Komando Taburunda görevli Teğmen Abdullah Ağar’a nasip oldu. Hayatının en uzun, en ağır, unutulmaz ve zor yolculuğuydu.

HAKSIZLIK ETMEYELİM

Şırnak’la Cizre arasında Cudi dağı, Cudi ile Gabar dağını ayıran Kasrik Boğazı var. Şırnak’tan Kasrik boğazına inerken sağınızda Gabar, solunuzda Cudi Dağı kalır. Gabar Dağı İdil ile Şırnak arasında tamamen küçük kayalıklarla kaplı, yayvan bir dağdır. Cudi dağının  eteklerindeki ilkel kömür ocaklarının tozu havaya çıkar. Karın üzerine siyahlığı çöker.

Terör örgütünün çok iyi gizlendiği, saklandığı bir bölgedir. Etrafında 9 yerleşim birimi var. Bu da onların gıdaya ulaşmalarını, hatta gizlenmelerini kolaylaştırıyor. Terörist sayısı az olsa da, katılım yok denilecek noktaya gelse de bölücü örgüt militanları topraklarımızda kışı geçirmeye çalışıyor. Geçmiş dönemde olduğu gibi günümüzde de ağır kış koşullarında askerimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız operasyonlarını sürdürüyor. Hakkari-Kazan Vadisinde yapılan operasyon da terörle mücadelenin her koşulda yürütüldüğünün göstergesidir. 

ONLARI YARALAMAYIN

Bazen geçmişte teröristle mücadele edilmemiş, askerimiz sanki “yan gelip yatmış” gibi gösteriliyor. Unutmayalım, 2002’de AKP’ye terörü sıfırlanmış bir ülke teslim edilmişti. “Çözüm süreci” terörü yeniden azdırmış, operasyonlar emirlerle durdurulmuştu. Geçmişte mücadele edilmediğine ilişkin yorumlar, açıklamalar o günün koşullarında canla-başla mücadele edenleri yaralıyor.

Geçmişte de nasıl bir mücadele yürütüldüğünün en yakın tanıklarının başında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve yüksek rütbeli komutanlar geliyor. Teröristle mücadele “Son terörist bitirilene kadar” devam ettirilmesi, AKP öncesinde de Devletin zirvelerinin kararıydı. Eğer AKP bir plan değişikliği yapmazsa bugün de geçerlidir.

BÜYÜK HAREKETLİLİK

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak ve Suriye’deki YPG/PKK hedeflerine hava harekatı düzenlemesi Irak ve Suriye alanını çok hareketlendirdi. Irak’taki İran güdümlü güçlü Haşdi Şabi örgütü As hab-ül Ehlül Hak’ın lideri Kays Hazali, Türkiye’yi tehdit etti. Başika’daki Gedu Askeri üssümüze  gece, 12 atımlık Grad saldırısı yapıldı. Saldırıyı Özgür Sincar grubu üstlendi. (Sincar’a Kürt ve Ezidiler ‘Şengal’, Araplar ‘Sincar’ diyor.)

Asıl hareketli alan  Suriye’ydi. YPG/PYD’nin Suriye elebaşı Mazlum Apti, Türkiye’ye savaş ilan etti! Bu mesajla birlikte fırsat bulabildikleri her yerde Türk askerine, Türkiye iradesine, otoritesine, himayesine saldırmaya çalışıyorlar. Gabar’dan 65 şehidimizi Diyarbakır’a getiren Teğmen Abdullah Ağar, TSK’dan emekliye ayrıldıktan sonra da mesleğinden kopmadı. Gelişmeleri izliyor, yorumluyor. Bölgedeki son gelişmeleri şöyle sıraladı:

-El Bab’da sivilleri vurdular. 9 sivil hayatını kaybetti.

- Beytüşşebap yolunda döşenmiş 250 kg patlayıcı bulundu.

- Sınır hattındaki karakollarımıza ve temas noktalarındaki birliklerimize sızmaya, saldırmaya, taciz etmeye ve ağır silahlarla ateş altına almaya çalıştılar. Bunun bedelini ağır ödediler ama havan yağmurlarından birinde (sınır hattındaki Yakacık sınır karakolunda) bir askerimiz şehit düştü.

BÜYÜK TEHDİT

İçişleri Bakanı topraklarımızda dağdaki terörist sayısının 200’ün altında olduğunu söylüyor. Ama asıl tehlike sınırımızın hemen ötesinde gelişiyor. Sınır ötesinden karakollarımız hedef alınıyor. Abdullah Ağar, bu gelişmeleri, “Bir gerçek yine ortaya çıktı” dedi ve şunları sıraladı:

- Sınırı ötesindeki YPG/PKK Türkiye için çok büyük bir tehdit.

- Her zaman konvansiyonel bir saldırı kabiliyeti ortaya koyabilir.

- DEAŞ’la mücadele yalanını, varlığını ve gücünü geliştirmek için kullanıyor.

- Sadece küresel ve bölgesel bazı ülkelerden himaye ve destek görmüyor, DAEŞ ve Haşdi Şabi grupları ile derin ilişkiler geliştiriyor.

- Rusya ve ABD ile yapılan mutabakatlara uyulmuyor.

Bütün bunlar, Derik’ten, Membiç’e kadar 30 km derinlikteki bütün alan YPG/PKK’dan temizlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Peki bunlar yapılmazsa ne olur? Ağar’ın yorumu şöyle oldu: “Türkiye uzun vadede ne güvenliğine ne de barış ve istikrarına katkı sağlayabilir. Ortadoğu’da varlık ortaya koyamayacağı gibi, geçecek yol dahi bulamaz. Ne de iddia edildiği gibi jeopolitik bir iddia üretebilir, rekabete, mücadeleye girişebilir. İçi ve kenar kuşağı istikrarsız olan bir ülke gerçek bir jeopolitik mücadele yapamaz. Hamaseten yapabilir!”

Geçen yıl 97 askerimiz, jandarmamız, polisimiz ve güvenlik korucusunun da şehit edildiğini unutmayalım. Yani “Terör bitti” demekle bitmiyor...