Enflasyon artışını körükleyen doğalgaz ve elektrik zamları dur durak bilmiyor.

Yoksullaşan halk yüzde 300’leri aşan elektrik zamlarını karşılayamıyor.

Bu acı tablo, yalnızca “alım gücü” eriyen tüketicileri değil elektrik dağıtım şirketlerini de rahatsız etmeye başladı.

Sabancı Holding Enerji Grubu ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkanı  Kıvanç Zaimler, kamuda olması gereken “eşitlik ve adalet” ilkelerine vurgu yaparak; “Devlet ihtiyacı olanların elektrik faturasını sübvanse etsin, Botaş’ın zararını 84 milyona ödetmesin” diyor.

Toroslar, Başkent ve Ayedaş Elektrik Dağıtımı şirketlerinde Alman E.ON ile ortaklığı olan Enerjisa, toplam 10 milyona yakın aboneye hizmet veriyor.

Zaimler elektrik faturalarının yüksekliğine eleştirel yaklaşımını iki faktörle açıklıyor:

Birincisi; ülkenin ekonomik büyüme modelinin inşaattan, teknolojiye, verimliliğe, enerji yoğunluğunu azaltmaya kayması gerekir.

İkincisi ise devlet “alım gücünü” dikkate alarak elektrik fiyatını sübvanse etmeli.

Zaimler’in verdiği örnek aylık elektrik faturasının 6 bin liraya ulaştığını söyleyen bir “ünlü”…

Devlet ihtiyaç sahiplerini sübvanse etmeli. Benin faturamı ödeyecek gücüm var, demir çelik sanayicisinin var. Alım gücü düşük kişilerin elektrik faturaları desteklenmeli” diyor.

Sistem yüksek gelir düzeyine kazandırıyor. Oysa onlar gerçek maliyeti ödese, belki de daha fazla tasarruf olacak ve enerji yoğunluğu azalacak” diye de ekliyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, üst limiti 206 lira olmak üzere engelli-yaşlı bakım aylığı alan 2.5 milyon aileye elektrik desteği veriyor.

Zaimler “Desteklenen aile sayısı 5 milyona çıksın” önerisi getiriyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu elektriği kesilen 4 milyon aileye dikkat çekmek için bir hafta elektriksiz yaşamıştı.

Zaimlerin getirdiği öneri; faturasını ödeyemeyen ailelere ilişkin farkındalığın “dağıtım şirketlerinde de” arttığını gösteriyor.

Zaimler, “Botaş geçen yıl 100 milyar lira, bu yılın ilk çeyrekte 50 milyar zarar ediyor. Zarar 84 milyona bölündüğü zaman çocuğumun geleceğinden yiyor” diyor.

Zaimler’e Avrupa’da yükselen enerji faturasının devlet tarafından desteklendiğini hatırlattığımda, “Hazine’de para varsa desteklersin” yorumu yapıyor.

Elektrik sektörüne ilişkin yaptığı “kök sorun” ifadesini şöyle açıyor:

Kök sebep ekonomi. Nükleer santral gibi büyük projeleri devlet yapsın. Yenilenebilir enerji, verimlilik artırma, teknoloji  yatırımlarını; dağıtım hizmetlerini özel sektör gerçekleştirsin. Bunun için sermaye yeterli değil, uluslararası finansman gelmeli.”

“Genç beyinleri kaybediyoruz”


Sektörden genç ve tecrübeli beyinleri kaybediyoruz” diyen Zaimler, Türkiye’nin en iyi profesyonellerini, Avrupa’da yenilenebilir enerji teknolojilerini geliştiren firmalara kaptırdıklarını söylüyor.

Beyin göçünü önleyemediklerine göre, şirketler kendi çözümlerini ürettiriyorlar.

Enerjisa’dan da son bir yılda 65 mühendisin yurtdışına gittiğini belirten Zaimler, Hollanda’da 2 yeni teknoloji firması kurduklarını ifade ediyor.

Türkiye’den kaçan beyinleri Avrupa’da yakalamaya çalışıyorlar.

“Yabancı sermaye çekemiyoruz”


Türkiye’nin enerji yatırımı çekmek için gösterdiği çabalara karşılık alamadığını söyleyen Zaimler, “Güven meselesine geliyoruz. Türkiye’nin CDS puanı 700’ün üzerindeyken yabancı sermaye, yatırım gelmiyor. Elektrik faturasının yüzde 70’i enerji kaynağı bedeli. Türkiye’de elektrik maliyetini belirleyen ana unsur doğalgazdır. Doğalgazın fiyatı, kur arttı; halkın alım gücü düştü” diyor.

“İklimin yerini arz güvenliği aldı”


Davos Zirvesi’nden dönen Zaimler izlenimlerini paylaşıyor.

Enerji sektörünün temel sorunu sırasıyla arz güvenliği, fiyat/maliyet, iklim hedefleri ele alınmış.

Teknolojilerin geliştirilmesi doğrultusunda “devletlerin işbirliği” fikri öne çıkmış.

31 Ekim-12 Kasım 2021 tarihleri arasında İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi 26. Taraflar Konferansı’nda (COP26) Türkiye de karbonsuzlaşma hedeflerini açıklamıştı.

Karbon nötr hedefi doğrultusunda, COP26’da 2030 yılına kadar ilan edilen 4 trilyon Euro’luk mali desteğin, 1 trilyon Euro’sunu Avrupa Komisyonu taahhüt etmişti.

Zaimler AB’nin yeşil ekonomiye ayrılacak 300 milyar Euro’luk kaynağın 288 milyar Euro’sunun yenilenebilir enerji yatırımlarına  yönlendireceğini söylüyor.

Enerji yoğunluğu parametresine dikkat çeken Zaimler; Türkiye’nin 1 birim milli gelir üretmek için Avrupa’nın 2 katı elektrik kullandığına dikkat çekiyor.

2021-2025 yılları arasında elektrik dağıtım şirketlerinin, EPDK’ya taahhüt ettiği 75 milyar lira yatırımın takvime uygun olarak ilerlediğini belirtiyor.

Yatırımların alt yapının iyileştirilmesinden çok “yeni trafo” kurulumlarına yapıldığını belirtiyor.

İmara açılan bölgeler ülkenin yalnızca sağlıklı büyüme değil, nitelikli hizmet üretme kapasitesini de baltalıyor.