Tarih, 4 Mart 1971.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları Ankara Bal­gat’taki ABD hava üssünden dört Amerika­lıyı kaçırdı. Bildiri yayınla­yarak 400 bin dolar fidye ve “tüm devrimcilerin serbest bırakılmasını” iste­di. Otuz bin polis ve asker Ankara’da her yeri aradı, kentin bütün giriş ve çıkış­ları tutuldu.

Güvenlik güçleri OD­TÜ’yü kuşattı. Öğren­cilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. 9 saat süren çatışmada üç kişi öldü, yirmi altı kişi ya­ralandı. Üniversite süresiz kapatıldı. 9 Mart’ta Ame­rikalılar serbest bıraktı.

Deniz Gezmiş 16 Mart’ta yakalandı...

Tarih: 31 Mayıs 1971.

Sinan Cemgil ve ar­kadaşları Malatya Kü­recik’teki ABD radar üssünü basmaya gider­ken güvenlik güçleriyle çatışmaya girdi. Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan öldü. Mustafa Yalçı­ner ağır yaralandı. Hacı Tonak sağ yakalandı...

Tarih: 26 Mart 1972.

Mahir Çayan ve ar­kadaşları, Ünye ABD radar üssünden üç yabancıyı kaçırdı. Kar­şılığında ölüm cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın serbest bırakılma­sını istedi. Dört gün sonra Niksar Kızıldere Kö­yü’nde çıkan çatışmada üçü teknisyen on üç kişi öldü. Ertuğrul Kürk­çü yaralı yakalandı...

Devrimcilerin hedefinde Türkiye’yi sömürgeleştiren ABD emperyalizmi vardı.

Üç olayı neden yazdım:

“İKİRCİKSİZ ANTİEMPERYALİZM”


TKP, Sol Parti, TKH ve Devrim Hareketi “Sosya­list Güç Birliği” ittifakı kurdu.

HDP çağrısıyla TİP, EMEP, TÖP, EHP ve SMF “Emek ve Özgür­lük” ittifakı kurdu.

Özellikle iktidar propa­gandacıları eliyle HDP’nin, Millet ittifakının “gizli” or­tağı olduğu sürekli yazılıp söyleniyor.

Bu konu gündemde hep sıcak tutulurken HDP ken­di “ittifak masasını” kurdu. Ardından

bu ittifak, “Sosyalist Güç Birliği” cephesine “neden bizim aramızda yoksunuz” diye eleştiriler getirmeye başladı.

Örneğin, Nurhak’ta yaralı yakalanan, EMEP yöneticisi Mustafa Yalçı­ner şunu yazdı:

-“Sosyalist Güç Birliği’n­den arkadaşlar her ne ka­dar ‘ikirciksiz laiklik’, ‘ikir­ciksiz antiemperyalizm’ türü vurgularla farklılık iddi­asında olsa da ‘ilkeleri’ ya da platformları, Kürt sorunu bir yana bırakıldı­ğında, neredeyse birbirinin aynısı...”

Nasıl yani? Bunlar önemsiz mi?

Laiklik önemli değil mi?

Anti emperyalizm önemli değil mi?

“Kürt sorununda” farklı­lık önemli değil mi? Zaten laiklik ve anti emperyalizm “Kürt sorununa” bakıştaki temel farklılık değil mi?

Kendini sosyalist bilen biri Şeyh Saidlerden Seyit Rızalara gerici feodaliz­me nasıl övgü dizer?

Kendini sosyalist bilen biri ABD emperyalizmi­ne üstü örtülü nasıl övgü dizer?

Temel çelişki unutuldu mu?

Girişteki yazımı unutma­dım:

GÖLGE İTTİFAK


James F. Jeffrey (d. 1946)

Türkiye’yi yakından tanıdı. İlki; aralarında beş ABD’li işadamının bulunduğu THY uçağının Sofya’ya kaçırılmasında rehinelerin kurtarılma­sında arabuluculuk yaptı. İşin uzmanıydı; 1969’dan 1976’ya kadar Vietnam ve Almanya’da Amerikan askeri olarak görev yaptı. 1983’ten 1987’ye ka­dar Adana ve Ankara’da bulundu.

1999’da Ankara ABD Büyükelçiliği “misyon başkan yardımcısı” ola­rak görev yaparken Irak Savaşı’nda etkili oldu. Sonra Irak danışmanlığına getirildi.

Ulusal güvenlik danışma­nı olarak Beyaz Saray’da çalıştı.

Türkiye Büyükelçisi yapıl­dı.

Irak’tan sonra Suri­ye’nin bölünmesinde de aktif görev aldı. Suriye Özel Temsilcisi oldu. Vs.

Keza:

Yakın Doğu Politika­sı Enstitüsü’nde çalış­tı. CIA Dış Danışma Kurulu üyesi. Dış İlişkiler Konse­yi’nin önde gelen isimle­rinden.

Türkiye ile ilgisini hiç koparmadı. Ki Türkçe de biliyor.

Jeffrey geçen hafta dedi ki:

-“1979 yılından beri Kürtler ile çalışıyoruz.”

Hangi Kürtler?

Jeffrey, Kuzey Irak’da “Barzani devle­ti” kurdurdu.

Jeffrey, Kuzey Suri­ye’de “PKK devleti” kur­durmak istiyor.

Uzmanlık alanı bu!

En başa döneyim:

Oluk oluk kan akıtan PKK terörünün hedefi bir kez olsun ABD üsleri neden olmadı?

Yanıtı Mustafa Yalçıner bilmez mi? Mahirleri- De­nizleri “Kemalist” diye küçümseyenler ile “ikircik­siz antiemperyalizm” diyen Sosyalist Güç Birliği nasıl yan yana gelir?

“THKO DAVASI” kitabı­na Nurhaklar, Kızıldere­ler için ne yazdığını unuttu mu Yalçıner:

“THKO’nun geçmişi dü­zen eklentisi solculuktur, liberalizmdir, reformculuk­tur, parlamentoculuktur, darbeciliktir, çeşitli siyasal yönelimlerle düzenin savunulmasıdır, yasalcılık­tır...”

Emperyalizmi baş çe­lişki görmezseniz böyle savruluş yaşarsınız! Kimler­le ittifak kurduğunuzu yut­turamazsınız: Jeffreyler!