90’lı yıllarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde Organize Suçlar Şubesi’ni kurup 4 yıl süreyle yöneten Adil Serdar Saçan, geçenlerde Halk TV’de katıldığı programda, şu çarpıcı açıklamayı yaptı:

“AKP iktidarının ilk icraatlarından biri, dopingli yarış atlarına özel af yasası çıkartmak oldu!..”

Dürüst, başarılı ve Atatürkçü bir polis şefi olduğu için FETÖ’nün Ergenekon kumpasında bir süre cezaevinde yatan, sonra da aklanıp avukatlıkla hayatını kazanmaya başlayan Saçan, doğru söylüyor.

★★★

Yandaş Sabah Gazetesi’nin önemli isimlerinden Şebnem Bursalı’nın, Adil Serdar Saçan’ı doğrulayan, 25 Aralık 2003 tarihli haberini birlikte okuyoruz:

“Şampiyon ata özel af geldi!

Doping cezası alan safkan yarış atlarının yarışlardan men cezası affa uğradı. Bu atlar arasında Gazi Koşusu şampiyonu Grand Ekinoks da var.

MECLİS Genel Kurulu, doping cezası nedeniyle yarışlardan men edilen safkan yarış atlarının cezasını bir kerelik affetti. Sadece üç atın faydalanacağı af yasasının Gazi Koşusu şampiyonu Grand Ekinoks için özel olarak çıkarıldığı ileri sürüldü. Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin başlamasından bir gün önce, çarşamba günü getirilen düzenleme ile 6132 sayılı At Yarışları Kanunu’na geçici bir madde eklendi. Bu madde ile doping içeren ilaçlar aldığı gerekçesiyle yarışlardan men edilen safkan yarış atlarına bir defaya mahsus olmak üzere af getirildi. Kanundaki değişiklikten önce bir defa doping içeren ilaç alan at bir yıl, ikinci defa ilaç aldığı tespit edilen at iki yıl, üçüncü kez doping yaptığı tespit edilen at ise yarışlardan süresiz men ediliyordu. Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla doping aldığı gerekçesiyle cezalı olan tüm yarış atlarının cezaları bir defaya mahsus kaldırılmış oldu.

★★★

Adil Serdar Saçan, Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili olarak paylaştığı bir Twitter mesajında da şunları söyledi:

“Peker beni sevmez, ben de Peker’i... Ama yaptığı paylaşımların bazılarını bizzat yaşadığım için doğrularım. Hatta bazılarını okuyunca bize düşmanlık yapanları daha net anlıyorum. Ne diyeyim, hayat ilginç...”

Deneyimli eski polis şefi, “Peker’i sorguladım. O zaman verdiği cevaplarla şimdiki bazı iddiaları örtüşüyor, yani doğru konuşuyor...” diyor.

★★★

Onun bu paylaşımını okurken, hayatı suçu ve suçluları kovalamakla geçen “Adil Serdar Saçan hakkında da suçu ve suçluyu övmekten dava açılır mı?” diye düşünmeden edemedim.

Zira benim aleyhimde hapis istemiyle dava açan sayın savcı, hiçbir soruşturmaya gerek görmeden Peker’in iddiaları konusunda bakın, nasıl bir peşin hüküm kuruyor:

“...Sedat Peker isimli şahsın yurt dışından internet aracılığıyla yapmış olduğu paylaşımlar ve devlet yetkililerine karşı mesnetsiz iddiaları kapsamında kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikelerin de ortaya çıktığının her türlü izahtan vareste olduğu...”

★★★

Sayın savcının tespitleri çok vahim çelişkiler içeriyor. Şöyle ki;

1-Hiçbir soruşturma yapmaksızın Sedat Peker’in tüm iddialarının mesnetsiz olduğu kanısına varıyor!

2-Savcıya göre devlet yetkilileri savcıların soruşturmaları gereken hiçbir eylem ve söylemde bulunmazlar. Ayrıca devlet yetkililerine yargı da dokunamaz. Yani devlet yetkilileri, yargı önünde layüseldir.

3-Savcı Peker’in iddialarının hem mesnetsiz (dayanaksız, içi boş) olduğunu belirtiyor, hem de bunların kamu düzeni açısında açık ve yakın tehlikeler içerdiğini öne sürebiliyor! Bu yaman bir çelişki değil mi?

★★★

Değerli avukatlarım Celal Ülgen, İsmail Yılmaz ve Murat Ergün, Türk hukuk ve basın tarihine geçecek savunmamı çok ayrıntılı bir biçimde hazırlıyorlar.

Ben şimdilik noktayı, hiç kimseyi suçlamadan şu evrensel tespitle koyuyorum:

Hukuk devletiyle yönetilen bir toplumda yargı kararlarına duyulan güven sarsılırsa, orada kamu düzeni tehlikeye girer!..