Türkiye Müteahhitler Birliği Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiye ilişkin mesajlar verdi. ‘’Milletimizin hayat pahalılığı sorununu çözmek için yoğun gayret gösteriyoruz” iddiasında bulunan Erdoğan, “Ekonomide yaşadığımız sıkıntıların çok önemli kısmı iktisadi değil, siyasi saikle hayata geçirilen oyunların ürünüydü” dedi.

Peki “siyasi saik” üzerinden düşünürsek...

Ki ekonomi-siyaset bütündür ama biz Erdoğan’ın dediği gibi okuma yapalım. Aklıma geldi ve hala yanıtını alamadık.

23 Aralık 2021’de yazmışım, hatırlatmakta fayda var.

Çünkü; “oyunun” ayak izleri bu rakamlarda:

Tarih 23 Eylül 2021...Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 18 seviyesine çekti. Böylelikle 1,5 yıl sonra ilk faiz indirim kararı gelmiş oldu. Piyasanın beklentisi faizlerin yüzde 19 seviyesinde tutulacağı yönündeydi.

Dolar, 22 Eylül’de 8.63’tü, 23 Eylül’de 8.73 oldu.

Tarih 21 Ekim 2021... Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini 200 baz puan indirerek yüzde 16’ya çekti.

Dolar, 20 Ekim’de 9.29’dan işlem görüyordu, 21 Ekim’de 9.40,
22 Ekim’de 9.66 oldu.

18 Kasım 2021... Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan faiz oranının yüzde 16’dan yüzde 15’e indirilmesine karar verdi.

Dolar, 17 Kasım’da 10.61’den işlem gördü. 18 Kasım’da  10.84, 19 Kasım’da da 11.10 bandındaydı.

Tarih 16 Aralık 2021... Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 15’ten yüzde 14’e indirilmesine karar verdi.

Dolar, 15 Aralık’ta 14.80, 16 Aralık’ta 15.70, 18 Aralık’ta 16.30, 19 Aralık’ta 17.18’liraya kadar ulaştı. 20 Aralık’ta 18 lirayı geçti.

Yani... 22 Eylül’de 8.63 olan dolar kuru dört ayda (20 Aralık) 18.37 liraya kadar yükseldi. İşin Türkçesi, eylülde dolar alanlar aralık ayına kadar 2 katından biraz fazlasını kazandı!

O gece...

Tarih 20 Aralık 2021... Kabine Toplantısı sona ermesinin ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şu cümleleri kurdu: “Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir: İnsanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL’den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.”

Ve... Dolar aniden düşmeye başladı, 13.60’a kadar indi, 21 Aralık’ta da güne 12.18’den başladı. Akşam saatlerinde 12.89 TL’den işlem gördü.

Yani... Erdoğan konuşmaya başlamadan önce 18’lerden dolarını bozduranlar, alırken de satarken de kazandı!

Devlet Denetleme Kurulu’ndan açıklama yok


Şimdi gelelim esas soruya:

Kur olayını artık 84 milyonun kaderiyle birleştiren devlet, 22 Eylül’den 20 Aralık’a kadar geçen sürede kimlerin ne kadar kazandığını bulamaz mı? Bulur hem de hemen bulur!

Bugün “Bana değil devlete/Hazine’ye güven” diyen iktidarın ilk yapması gereken de bu değil mi?

Çünkü...

Tarih 27 Kasım 2021...

“... Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık faiz indiriminin ardından yaşanan kur dalgalanmalarına karşı Devlet Denetleme Kurulu harekete geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurula döviz kurlarında ani gerçekleşen değer artışının sebeplerini araştırmak üzere talimat verdi. Kurul Başkanı Yunus Arıncı ve kurul üyeleri, kritik dönemlerde yüklü miktarda döviz alımı yoluyla manipülasyon yapıldığı iddiaları da dahil olmak üzere yaşanan artışın sebeplerini araştırmak üzere çalışma başlattı. Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkileri arasında kurum, kuruluş ve birimlerin her kademe ve rütbedeki görevlileriyle doğrudan yazışma, gerekli gördüğü gizli veya açık her türlü bilgi ve belgeyi bankalar dahil olmak üzere isteme bulunuyor. Kurul bünyesindeki soruşturma gruplarının yazdığı denetim raporları cumhurbaşkanına ve yetkili mercilere gönderilebiliyor. Kurul hukuka aykırılık tespit etmesi halinde ilgililer hakkında suç duyurusunda da bulunabiliyor.”

27 Kasım’da, Devlet Denetleme Kurulu’na ‘dövizde manipülasyonla’ ilgili talimat veren Erdoğan’a mutlaka veriler ulaşmıştır! Ancak... AKP’ye yakın iş dünyasıyla ilgili gelen veriler açıklanır mı?

Polonyalı Marksist ekonomist Oskar Lange, 1975’te Türkiye’de yayımlanan “Ekonomi Politik” kitabında şu tespiti yaptı: “... Sınıf mücadelesi içinde kıvranan bölünmüş bir kuruluşta birbirine karşıt iki ideoloji vardır: Kurulu sosyal ilişkiler düzenini korumak isteyen sınıf ve tabakaların dileklerini dile getiren tutucu ideoloji... Sosyal ilişkileri, üretim güçlerinin yeni gelişme evresinin gereksinimlerine uygun olarak değiştirmek isteyen sınıf ya da sınıfların dileklerini dile getiren ilerici bir ideoloji...”

Sorun iktisadi mi yoksa siyasi mi? Kararı siz verin!