Tarih 19 Ekim 2023. ABD’nin başkenti Washington DC’de, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tepki olarak “ateşkes” talebiyle düzenlediği protestoda göstericiler, Kongre’de oturma eylemi yaptı.

Haç veya Hilal kavgası değildi.

Tarih 22 Ekim 2023. Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelen on binlerce kişi İsrail-Filistin çatışmasında ateşkes çağrısında bulundu.

Haç veya Hilal kavgası değildi.

Tarih 29 Ekim 2023. İspanya, Polonya, Japonya, Fas, Lübnan ve Pakistan’da Filistin’e destek için gösteriler düzenlendi.

Haç veya Hilal kavgası değildi.

Tarih 11 Kasım 2023. İngiltere’nin başkenti Londra’da yüz binlerce kişi, Filistin’e destek gösterisi düzenledi. Kent merkezinde gerçekleşen ve polise göre 300 bin kişinin katıldığı barışçıl eylemde Gazze için ateşkes çağrıları yapıldı.

Haç veya Hilal kavgası değildi.

Tarih 11 Kasım 2023. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları Almanya’da protesto edildi. Binlerce kişi Alman Devleti’ne çağrıda bulunarak İsrail’in saldırıları durdurmasını talep etti.

Haç veya Hilal kavgası değildi.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Celtic taraftarının Filistin bayraklarıyla statta okuduğu marş, İspanya’da Real Sociedad taraftarlarının, tribünlerde İsrail’i protesto etmek için kanlı elbiselerle Filistin bayrağı açması.

Neden “Haç ve Hilal kavgası değil” diyorum?

“Terör devleti” İsrail’in Gazze’deki katliamlarına sessiz kalan Batı’ya sert tepki veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen grup toplantısında, “13 bine yakın insan öldü, nerede bu başkanlar. Vicdanınız insafınız yok mu? Olay Haçlı-Hilal meselesidir’” dediği için.

Londra’da İsrail’i kınayan 5 büyük gösteri yapıldı.


Bitmedi.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıların ardından, İsrail’in Gazze’de devam eden saldırıları nedeniyle bazı ülkeler diplomatik düzeyde adım atma yoluna gitti. Sosyalizm Hareketi’nin yönettiği Bolivya, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesen ilk ülke oldu. Şili Dışişleri Bakanlığı da “İsrail’in Gazze’deki sivil nüfusu da hedef alan askeri operasyonları şiddetle kınıyor ve saldırıları uluslararası insan haklarına aykırı ve kabul edilemez bulduğumuz için İsrail büyükelçimiz Jorge Carvajal’ı istişarelerde bulunmak üzere Santiago’ya çağırdık” açıklaması yaptı. Yine aynı şekilde Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro İsrail’in Gazze’de devam eden saldırıları nedeniyle Tel Aviv Büyükelçilerini istişarelerde bulunmak amacıyla geri çağırdı.

İslamcı hükümetler sadece kınıyor


Meseleyi “haç-hilal” üzerinden okursak tarihi bir yanılgıya düşeriz. Ya da Hamas terörist mi değil mi?” tartışması yaparsak da 1948’den bu yana işgalci olan İsrail’e istemeden de olsa destek veririz. Arşivi karıştırdığımda Soner Yalçın’ın dokuz yıl önce kaleme aldığı şu yazıyı buldum. Yine Gazze bombalanıyor yine Filistin halkına yönelik “soykırım” var:

“... Brezilya, Peru, Şili, El Salvador ve Ekvador büyükelçilerini İsrail’den geri çağırdı. Şili ayrıca İsrail’le olan bütün ekonomik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Küba ve Bolivya ise İsrail’i terörist devlet ilan etti. Evet, solcu hükümetler Gazze’ye vahşet uygulayan İsrail’e böyle tepki gösterdi. Ya İslamcı hükümetler? İsrail’in Filistin’e saldırıları karşısında neden sessizler? Aslında bu, dün de böyleydi. Filistin halkının gerçek yoldaşları hep devrimciler oldu. Tıpkı Türkiye’deki gibi... Nasıl mı? Tarih: 6 Haziran 1967 İstanbul’daki devrimci gençlik örgütleri bir gün önce başlayan Arap-İsrail savaşına dair tepkilerini yayınladıkları bir bildiriyle ortaya koydu. Arap ülkelerini desteklediklerini deklare eden gençler gerekçelerini şöyle sıraladı: ... Çünkü bu savaş, yoksul Arap ülkelerinin saldırgan İsrail’e karşı yaptığı bağımsızlık savaşıdır. Bu savaşın kısa zamanda barışa ulaşması, haklıların saldırganlar karşısında haklarını elde etmesine bağlıdır. Bu savaşın uzaması Orta Doğu ülkelerinin değil, petrol sömürüsünü sürdürmek isteyen ve iki tarafa da silah satan emperyalistlerin yararınadır. (3 Ağustos 2014/SÖZCÜ)”

Yafa...

1515 ile 1918 arasında Osmanlı egemenliğindeydi... İsrail’in 1948’de Filistin’i işgaliyle bugün Tel-Aviv’in bir parçası olarak kabul ediliyor... Filistin bölgesinin uluslararası ticaretini yönlendiren en önemli limanı! Yafa portakalı... Tatlı ve çekirdeksiz... Filistin’de üretimin sembolü! İşgalden sonra artık İsrail’in portakalı oldu! Gazeteci- yazar Hüsnü Mahalli’nin “Filistin Benimdir/Ortadoğu’nun Kanlı Tarihi/Kırmızı Kedi Yayınevi” kitabının arka kapağındaki “Yafa portakallarımız çiçek kokacak. Unutma bunları sen söylemiştin bana. Analar yalan söylemez çocuklarına” cümlesi kalbimi titretti! İsrail’e karşı direnişe katılan Filistinli bir genç öldükten sonra annesine verilmek üzere bir mektup yazmış ve arkadaşına vermiş.

Mektubu alan annesi hiç ağlamadan okumuş:

“... Anacığım; bir insanı kendi toprağından söküp atabilirler ama o insanın yüreğinden vatan sevgisini yok edemezler çünkü vatan anadır. Yani sensin. Anacığım; vatanımı kurtarmadan öldüğüm için sakın kızma bana. Çok yakında babam ve dedemle birlikte mezarlıktaki herkesi örgütleyerek önce toprağın altını sonra yukarı çıkıp üstünü de kurtaracağız. Çok yakında zeytin ağaçlarımız özgür olacak. Yafa portakallarımız çiçek kokacak. Unutma bunları sen söylemiştin bana. Analar yalan söylemez çocuklarına. Sen söyledin ben inandım çünkü sen anasın, çünkü senin adın Filistin. Ben ölmedikçe sen sonsuza dek yaşayacaksın.”

Mesele “haç-hilal kavgası” değil. Mesele, Kürecik Radar Üssü’nün açık olması, İsrail’le ticaretin hızla devam etmesi.