Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden Battal İlgezdi süreci Sözcü’ye değerlendirdi


“... İyi haftalar... Öfkeyi örgütlemek kolaydır. Bir taştır öfke, büyümez, hızlı yuvarlanır, sonuç alsa da taş olarak kalır. Umut ise içimizde bir çiçek. Solduğunu düşündüğünüz anda bile yeşermeye başlar yeniden, filiz vermeye başlar, büyür de büyür. Dünyaya yayılır kokusu. O nedenle asla umutsuz olmayın.”

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun dün yaptığı bu paylaşımı okuyunca, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 Haziran günlü grup toplantısı geldi aklıma: “... Şimdi köklü bir çınarın altında yeni filizler ve yeni kadrolarla her şey ve daha da önemlisi mücadelemize omuz veren aziz milletimizle birlikte yürüyeceğiz.”



“Yeniden filiz” verecek CHP! Bu iki açıklamayı alt alta koyunca Ankara’da, CHP koridorlarını yakından takip eden bir dostumu aradım ve şu bilgileri verdi:

“Geçen hafta kamuoyuna iki görüşme yansıdı. Birisi Ahlatlıbel’de Kılıçdaroğlu-İmamoğlu diğeri de Kılıçdaroğlu-Canan Kaftancıoğlu görüşmeleri. Ancak... İki görüşme daha oldu. Örgütlerden Sorumlu eski Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ve Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ayrı ayrı görüşme yaptılar. Canan Kaftancıoğlu, Salıcı ve İlgezdi bu süreçte Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Burada bir parantez açalım: Eğer Kılıçdaroğlu aday olmazsa adayları Oğuz Kaan Salıcı.”

Bu bilgiler ışığında Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’yi aradım. İlgezdi’nin, CHP liderine en yakın isimlerden olduğunu çizelim.

“Kendi memleketlerinde oy alamadılar Türkiye’nin genelinden nasıl oy alacaklar?”


- Sayın İlgezdi geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüştünüz. Nasıl geçti, ne konuşuldu?

Genel başkanı sadece ziyaret ettim, genel görüşlerimi aktardım. Siyasetle ilgili konuşmadım.

- Bu süreci konuşmadınız.

Biliyorsunuz ben SODEP’in kurucusuyum. Siyasetin hep içindeyim. Ayrıca bu değişim sadece kişilerin değişmesiyle olmaz. Sol, sosyal demokrat partilerde değişim sadece kişiler üzerinden olmaz. Program üzerinden konuşulur. Yani ‘Ben istedim parti değişsin. Ahmet gitsin Mehmet gelsin’ olmaz. Kendi içerisinde seçimle ilgili bir değerlendirme yapmadan değişim olmaz. Burası sosyal demokrat bir parti, bu unutulmasın. Arkadaşlar CHP tarihini iyi incelemeli.

- CHP’de değişim kişiler üzerinden olmamalı diyorsunuz ve program vurgusu yaptınız.

CHP’nin geçmişi önemli. Yenilgiye bir bedel aranıyorsa sahaya çıkan arkadaşlarımız da kendisine baksın. İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e bakmalıyız. Buralarda CHP ne kadar oy almış, kim, nereye oy vermiş. Daha önce CHP ne kadar oy almış bu seçimde ne kadar! Bunların hepsini incelemek gerekiyor. ‘Kemal Bey gitsin ben geleyim’le bir şey değişmez. Şunu da söyleyeyim: Kemal Bey giderse parti yarı yarıya gider! Bu şekilde Kemal Bey’i gönderemezsiniz.



- Şöyle bir iddia var: Kılıçdaroğlu giderse partinin kendisini “sol” olarak tanımlayan isimleri de partiden kopar. Siz de “yarı yarıya gider” dediniz.

CHP sol ve program partisidir. Sağ partiyle özdeşleştiremezsiniz. Program, tüzük kurultayları olur. Ki genel merkez bunun hazırlıklarını yapıyor. Sayın Genel Başkan kendisi bırakırsa tamam... Ama ‘Ahmet gitsin ben geleyim’ olmaz. Parti, kişilerin partisi değil. 70’li yıllara bakın. Rahmetli Bülent Ecevit hazırlık yaptı ve geldi. Uzun bir süre hazırlık yapmıştı. Bakın: parti kendi içinde daha değerlendirme yapmadan bazı arkadaşlarımız seçimden üç gün sonra “değişim” istedi. Peki siz bu değişimden önce kendi içinizde bir özeleştiri yaptınız mı? Değerlendirme yaptınız mı?

- Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel “değişim” çağrısı yaptı.

Ben belediye başkanı olarak bu işi doğru bulmuyorum. SODEP’in kurucusu olarak doğru bulmuyorum. Partinin tabanından geliyorum. Şahıslara endeksli bir parti olmadığının altını çizmek istiyorum.

- Sizce ortada bir yenilgi yok mu?

Yedi liderin konuşması doğru değildi. Mitingler yapıldı ve en son genel başkan konuştu. Bu insanları neden çağırıyorsunuz mitinge? En son Kemal Bey çıkıyor. Bu doğru değildi. İttifak partilerinin oyları ne kadar CHP’ye yansıdı? Buna baknak gerekiyor. İYİ Parti’yi de analiz etmemiz lazım. Ben sandıkların başındaydım ve şunu gördüm: İttifaktaki A partisine oy veriyor cumhurbaşkanlığında ise Erdoğan’a oy veriyorlar.

- Bunları Kemal Bey’le konuştunuz mu?

Sohbet ettik sadece. Ama kimse faturayı genel başkana çıkarmasın! Herkes kendisine baksın. Kemal Bey 10 yıldır Türkiye’yi adım adım dolaşıyor. Hepimiz onun kadar dolaşsaydık parti yüzde 60 oy alırdı.

- Peki bu noktada özeleştiri şart değil mi? Abdüllatif Şener örneği yaşandı ve partinin sağa savrulduğu yönünde eleştiriler oldu. Program dediniz siz de...

Şahısların gelmesiyle partinin programı değişmez ki! Sayın genel başkan toplumu barıştırmak istedi. Siyasal iktidar bölerek oy alıyor. Onların tabanı bugün oy vermeyebilir ama beş yıl sonra bu barışmanın karşılığı alınacaktır. Kemal Bey doğru iş yaptı. Bir konu daha var: Bu siyaset söylemi yapan arkadaşların kendi köylerinde, illerinde AKP’ye ne kadar oy çıkmış, CHP’ye ne kadar oy çıkmış? Kendi memleketlerini ikna edemeyen koca Türkiye’yi nasıl ikna edecek?

- Kulislerde, sizin, Canan Kaftancıoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı’nın eğer Kemal Bey aday olmazsa Salıcı ismi üstünde birlikteliğiniz olduğu konuşuluyor.

Külliyen yalan. Ekrem Bey bana ne kadar yakınsa Oğuz Kaan Bey de o kadar yakın. Şahısları eleştirmek için söylemiyorum ama bu çıkışlar doğru değil. İstanbul’da bu seçimi kazanacak mıyız? Buna bakmak gerekiyor. Bu tartışmalarla parti yara almıştır. Seçmen için önemli bu! Seçmene doğru mesaj vermek gerekiyor.