Tartışmayı yeniden CHP’nin genel başkan adayı Özgür Özel başlattı ve dedi ki: “Sonuçta Genel Başkan’ın da yalnız kaldığı görüşüne katılıyorum, çünkü ortaklaşmadan yola çıktı. Örneğin, mutfak videolarının çok samimi, çok inandırıcı tarafı var. Ama bir taraftan da hazır olmadığımız birçok hamleyi mutfak videolarından öğrendik biz de. Evet, CHP sağa kaydı ama biz düzelteceğiz. (Birgün Gazetesi/27 Eylül 2023)”

Sağ ve sol...

Fransız devrimiyle başladı. İhtilal sonrası kurulan parlamentoda özgürlüklerin destekçisi olan halkçılar genellikle başkan koltuğunun solunda oturmaktaydılar. Değişimlere karşı çıkmakta olan zenginler, burjuva kişiler ise sağda otururlardı. Ancak... “Sol” sadece “özgürlük” değil temelinde ele alındığında yanlış olur. “Ekonomi/üretim ilişkileri” pratiğinde durduğunuz yer sizi “sol” ya da “sağ” olarak tanımlar! Ekonomik ilişkilerle biçimlenen üretim ilişkileri (alt yapı), toplumun, manevi, siyasi, düşünsel olaylarının ve kurumlarının oluşturduğu ikinci grup unsurları (üst yapı) belirliyor.

Örneğin...

24 Kasım 2022’de, DEVA lideri Ali Babacan’la yaklaşık üç buçuk saat süren sohbet toplantısına 20’ye yakın gazeteciyle katılmıştım. O sohbette Babacan’a, “Kemal Kılıçdaroğlu neoliberalizme karşı olduklarını hatta kamulaştırma yapacaklarını söyledi. Siz ise liberal bir çizgidesiniz. Nasıl anlaşacaksınız?” soruma şu yanıtı vermişti: “Bir ay sonra ortak program açıklandığında nerede ve nasıl buluştuğumuzu göreceksiniz.”

Ortak programın açıklanmasına gerek kalmamış, Babacan’ın bu cümlelerinden 10 gün sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Aralık 2022’de, “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması”nın açılışında yaptığı konuşmada, Jeremy Rifkin’den “yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım” diye bahsetti. Daron Acemoğlu başta olmak üzere “sağcı” ekonomistlerle hareket edeceğini ilan etti.

Şimdi başa dönelim. O dönem Rifkin’den, Acemoğlu’ndan haberi var mıydı Özgür Özel’in? Ya da itiraz etti mi? Sadece “özgürlük”, “demokrasi”, “insan hakları” üzerinden yapılan sol tartışması kısır kalır.

Örneğin...

Kalkınmacı devletçilik nasıl olacak?


Özgür Özel “Tutum Belgesi”ni açıkladığı gün şu tespitleri yaptı:

“Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri, doğayla, çevreyle uyumlu, eşitlikçi, özgürlükçü, dayanışma ilkeleri etrafında bir yaşamı öngören politikalarımızın temeli olacaktır. Eşitsizliklerin, doğa kıyımının, haksız rekabetin ideolojik temeli olan neoliberalizm veya başka kılıf altında ortaya konan neoliberal politikalar terk edilmelidir. Çözüm sosyal demokrasi ve altı ok programının kalkınmacı devletçilik, sosyal devlet ve halkçılık ilkelerinin kapsayıcı ve çağdaş yorumundadır. (15 Eylül 2023)”

İşte tartışmanın bam teli. Altı Ok’un çağdaş yorumu ve neoliberalizmden kopmak! Ki Kılıçdaroğlu da ara ara dedi ki: “Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu sistem artık miadını doldurdu. Neoliberalizm artık can çekişiyor. Sıradan insanların öfkesine yenilmek üzere neoliberalizm. İmkansız görünen düşüncelerin zamanı gelmiştir. Devletler insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Neoliberalizmin sonu gelmiştir. (21 Nisan 2022)” Ancak Amerikalı danışmanlarla buluştu ve yol haritasını belirledi.

Bu nedenle Özgür Özel’in 4-5 Kasım kurultayına giderken “değişimin” altını iyi doldurması gerekiyor.

Örneğin... Kılıçdaroğlu 28 Mayıs’ta seçimi kazansaydı Özel nerede duracaktı? Kazanılmış bir seçim ve onun da içinde olacağı bir yönetimde, “neoliberal” politikalar konusunda ne yapacaktı?

Bu nedenle de Özel’in ısrarla vurguladığı “kadro hareketi”nin yol haritasını net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.

Bu arada 21 Nisan 2022’de “Türkiye Raporu”nun yayımladığı “Partiler Sağ-Sol Ekseninin Neresinde?” başlıklı çalışmayı hatırladım. Çünkü...

Raporda şu tespitler vardı:

“... Toplumun partileri sağ-sol ekseninde konumlandırmalarında ittifakların önemli rol oynadığı söylenebilir. Toplumun önemli bir kesimi Cumhur İttifakı’na dahil olmayan muhalif partileri ‘sol’ parti olarak görüyor. Kökenleri Erbakan’ın Milli Görüş siyasi hareketine dayanan Saadet Partisi’ni sol parti olarak görenlerin oranının yüzde 19 olması bunun bir göstergesi. Aynı şekilde muhalefet tarafındaki DEVA ve Gelecek partilerinde de bu oran yüzde 24. Bu eğilimin özellikle 18-24 yaş aralığında arttığının altını çizmek gerek. Bu yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 44 ile çoğunluğu İYİ Parti’yi sol parti olarak gördüğünü belirtti.

Peki seçmenler, kendi partilerini sağ-sol ekseninin neresinde görüyorlar? CHP seçmeni ise CHP’yi çoğunlukla sol parti olarak görüyor. Buna karşın, CHP’yi sol ve merkez sol olarak görenlerin arasında çok az bir fark var.”

Özgür Özel eğer kurultaydan başarıya çıkarsa “sol” tanımını yaparken sadece “Erdoğan karşıtlığı” üzerinden değil ideolojik bir çıkış yolunu da ortaya koyması gerekiyor. Kılıçdaroğlu için böyle bir çıkışa ihtiyaç yok çünkü o “16’lı masa bile kuracağını” söylemişti.