Akşener’in yerel seçimde 81 ilde aday çıkaracaklarını açıklamasından önce önüne giden anketlerden biri, MetroPoll Araştırma’ya aitti.

Hatta MetroPoll’ün sahibi Özer Sencar’a göre Akşener’in bu kararı almasında, ağustos ayı araştırmasının etkisi olmuş olabilir.

Bu araştırmada “İyi Parti’nin yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu yöneltildi.

Yüzde 50’si olumsuz baktığını...

Yüzde 40.9’u desteklediğini söyledi.

Yüzde 9.1’i ise herhangi bir yorum yapmadı.

Bu soru özel olarak İyi Partililere sorulduğunda oran değişiyor. İyi Partililerin yüzde 74.7’si ayrı aday düşüncesine destek verirken, yüzde 23.3’ü karşı çıkıyor.

DÖRT DEMEÇ

Akşener, “İstanbul ve Ankara da dahil” derken, bu araştırmaya baktı mı, bilemiyorum.

Ancak İyi Partililer dört demecin etkili olduğunu söylüyor.

İlk olarak, Erdoğan’ın Akşener için sarf ettiği “El yükseltiyor” sözü gösteriliyor. Akşener’in pazarlık yapmadığını kanıtlamak için İstanbul ve Ankara’yı kapsama aldığı kaydediliyor.

Kılıçdaroğlu’nun “Dominant parti CHP’dir” demesinin de Akşener’i kızdırdığı ileri sürülüyor.

Ayrıca Yavaş’ın, “Aday olacaksam CHP’den olurum. CHP’nin gücü olmadan kazanamayız” açıklaması ile İmamoğlu’nun “İstanbul İttifakı” çağrısı da diğer iki gerekçe...

Bu demeçler İyi Parti’nin rolü ve etkisini hafife almak şeklinde yorumlanıyor.

AKŞENER’İN GELGİTLERİ

Bana sorarsanız Akşener, 2-6 Mart’ta Altılı Masa’da yaşadığı gelgitin benzerini tekrarlıyor.

Kronolojik olarak anlatayım.

Akşener, 26 Ağustos’ta Afyon’da 81 ilde ayrı aday çıkaracaklarını söylerken, “Bazı yerlerde bazı anlaşmalar olabilir. Onları konuşmuş değiliz” diyerek, İstanbul ve Ankara için açık kapı bırakmıştı.

İyi Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’nun, 29 Ağustos’ta, Ankara ve İstanbul’da aday çıkaracakları şeklindeki açıklamasını düzeltmiş ve “Aday isimleri üzerinde anlaşmalar olabilir” demişti.

Bu düzeltmenin üzerinden sadece altı gün geçti.

Akşener, 6 Eylül’de İstanbul ve Ankara’da aday çıkaracaklarını söyledi.

10 GÜNDE NE DEĞİŞTİ?

Akşener’e sormak isterim: 26 Ağustos’tan 6 Eylül’e kadarki 10 günde ne değişti de İstanbul ve Ankara için bıraktığı açık kapıyı kapattı?

İyi Partili yetkililer “Teşkilatlarımız ve parti yöneticilerimizden gelen görüş ve talepler genel başkanı yeni bir durumla karşı karşıya bıraktı” diyor.

Eğer böyleyse, Akşener’in 26 Ağustos’a kadar partisinin görüş ve taleplerinden bihaber olduğu sonucuna varıyoruz.

Akşener, bu gelgitin gerekçesini açıklamalı.

CUMHURBAŞKANI OLSUNLAR AMA...

Akşener’e bir sorum daha var.

Altılı Masa’yı devirmeyi göze alarak, Cumhurbaşkanı adaylığı teklif ettiği; ardından masaya dönme gerekçesi olarak cumhurbaşkanı yardımcısı olmalarına “Evet” dediği Yavaş ve İmamoğlu’nu belediye başkanı adaylığında neden desteklemiyor?

Yavaş, CHP adayı olsa da hâlâ ülkücü.

CHP’den çok İyi Parti’ye yakın.

İmamoğlu ve Akşener’in ne kadar samimi olduğunu Saraçhane’de gördük.

Bu yüzden CHP’deki karşıtları, ellerinden gelse İmamoğlu’nu İyi Parti’ye süreceklerdi.

Hal böyleyken...

Akşener, anlaşılmaz bir motivasyonla, İstanbul ve Ankara’nın AK Parti’ye teslim edilmesine kolaylık sağlıyor.

İyi Partililer Akşener’in “İki başkanımız da bizim için hizmetleri dolayısıyla hala kıymetliler” dediğini aktarıyor.

Anlaşılır gibi değil.

İmamoğlu ve Yavaş, sizler için hala kıymetli ise neden karşılarına aday çıkarıyorsunuz, sayın Akşener?

Neyi test etmek istiyorsunuz?

Belediyelerden yandaş vakıflara bağlanmış olup İmamoğlu ve Yavaş döneminde kesilen hortumların tekrar takılıp takılmayacağını mı?

İki büyükşehir belediyesinin AK Parti’nin insan ve kaynak havuzuna çevrilip çevrilmeyeceğini mi?

İBB ve ABB’nin kapısındaki “TC” ibarelerinin indirilip indirilmeyeceğini mi?

Neyi?

HDP’lilerin yüzde 80.5’i de ‘Ayrı aday’ diyor


MetroPoll’ün araştırmasında, HDP’nin de seçime kendi adaylarıyla katılıp katılmaması seçmenlere soruldu.

Yüzde 52’si desteklemediğini...

Yüzde 38.2’i desteklediğini ifade etti.

Yüzde 9.7’si “Fikrim yok” dedi.

HDP’lilerin ise yüzde 80.5’i kendi adaylarını görmek istediğini kaydediyor. Yalnızca yüzde 18’i ortak adayı benimsiyor.

İyi Parti’ye ek olarak HDP de aday çıkarırsa CHP’nin elindeki 11 büyükşehir ve 10 şehir kaybedilebilir.

Araştırmada, “Muhalefetin belediyeleri kazanmak için ittifak yapmasını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu da yöneltildi.

Yüzde 31.3’ü “Mutlaka ittifak yapılmalı” dedi.

Yüzde 28’i “Herkes adayıyla girmeli” diye yanıt verdi.

Yüzde 17.3’ü “İttifak yapsalar da kaybederler” diye konuştu.

Yüzde 13.3’ü “Herkes aday çıkarırsa muhalefetin şans artar” şeklinde görüş bildirdi.

Yüzde 10.1’i ise yanıt vermedi.

Kılıçdaroğlu’na oy verenlerin yüzde 42’si ittifakı, yüzde 37.6’sı ayrı girmeyi savunuyor.

Aklın yolu bir ancak...

Bu tablo, CHP’nin olabilecek en kötü senaryoya, yani İyi Parti ve HDP’nin aday çıkarmaları ihtimaline göre hazırlık yapmasını şart koşuyor.

Muhalefet karamsar: Erdoğan varken...


MetroPoll’e göre katılımcılardan yüzde 77.5i yerel seçimde oy kullanacak.

Sadece yüzde 11.9’u sandığa gitmeyecek.

Yüzde 6.2’si “Adayın kim olduğuna bağlı” diyor.

Yüzde 4.4’ü cevap vermiyor.

CHP seçmenlerindeki protesto eğilimi MHP’lilerle aynı: yüzde 9.2.

Bu, araştırmadaki en yüksek oran.

28 Mayıs’tan sonra...

Yüzde 12.6’sı Twitter’ı bırakmış.

Yüzde 54.5’inin siyasete olan ilgisi azalmış.

İyi Partililerin yüzde 66.9’u, CHP’lilerin yüzde 60.6’sı, HDP’lilerin yüzde 56.4’ü siyasetten uzaklaşmış. Kılıçdaroğlu seçmenlerinin yüzde 61.8’i, Erdoğan’cıların yüzde 46.7’i soğumuş.

Sadece yüzde 13.1’inin ilgisi artmış.

Yüzde 30.4’ünün ilgisi hiç değişmemiş.

28 Mayıs’tan sonra...

Seçmenlerin yüzde 35.8’i kendisini sıklıkla, yüzde 30.3’ü ara sıra depresif ve karamsar hissediyor.

Yüzde 25.7’si hiç hissetmemiş.

Kılıçdaroğlu seçmenlerinin yüzde 51.8’i sıklıkla, yüzde 29’u ara sıra hissediyor.

Seçmene “Erdoğan aday olduğu sürece muhalefet kazanamaz’ görüşüne katılıyor musunuz?” diye soruldu.

Yüzde 55’i “Kazanamaz” derken...

Yüzde 40’i aksi yönde görüş belirtti.

Yüzde 5’i yanıt vermedi.

İlginç olan şu:

CHP seçmenlerinin yüzde 46.1’i, HDP’lilerin yüzde 45.1’i, İyi Partililerin yüzde 42’si “Erdoğan aday olduğu sürece muhalefet kazanamaz” diyor.

İmamoğlu’na Tuzla Davası’nda beraat


Geçen yıl 25 Ekim’de Tuzla İleri Biyolojik Arıtma Tesisinin 3. Etap Açılış Töreni’nde İmamoğlu ile Tuzla’nın AK Partili Belediye Başkanı Şadi Yazıcı tartışmıştı.

Yazıcı, kürsüde partisi ve liderini övünce izleyiciler tarafından yuhalanmıştı. İmamoğlu, “Burayı germeye gelmiş, bırakın. İlgilenmeyin, kötü söz sahibine aittir” diyerek, kitleyi sakinleştirmişti.

Yazıcı, “Belediye başkanına arkadaş şeklinde hitap etmek dahi başlı başına aşağılama sözüdür” diyerek, şikayetçi oldu.

Yazıcı “Arkadaş”tan aşağılandığını düşünse de savcılık bu ifadede hakaret bulamadı.

Ancak İmamoğlu’nun “Lan Allahtan korkun, 3.5 sene ulan, üç  ayını bizden siz çaldınız, 1.5 senesi pandemi... Cebimizdeki paraları da aldınız, yüzde 50’sini çaldınız” şeklindeki konuşmasında geçen “Cebimizdeki paraları aldınız” ifadesiyle Yazıcı’ya hakaret ettiği ileri sürüldü.

İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesi, duruşmaya bile  gerek görmeden, yapılan savunmalar doğrultusunda 6 Eylül günü dosya üzerinden beraate karar verdi.

Kararda “Çaldınız” sözlerinin Yazıcı’ya yönelik olmadığı ifade edildi. Yazıcı’nın İBB’ye ait paraları çalmakla itham edilmediği ve zaten ‘Çalmak’ sözcüğünün hırsızlık anlamında kullanılmadığı ve iktidara eleştiri olduğu ifade edildi.