Oylar sandığa girip bir araya gelince dıştaki cilayı döken güce ulaşır. Oyun gücü, kimi devireceğini, kimi seçip başa getireceğine karar vermesinden gelir.

Oylar atılır.

Sonra sayılır.

Dış cila biter.

Bugün 64 milyondan fazla oy sahibini aramaya çıkıyor. Akşam sandıklar açılıp sonuçlar netleşince nasıl bir döneme kapı açıldığını göreceğiz.

İlk seçim:

189 yıl önceydi.

Tarihçilerin belgelerle yazıp anlattıklarına göre ilk seçim Padişah İkinci Mahmut döneminde yapıldı. İkinci Mahmut, Osmanlı padişahlık düzeninin yürümediğini görmüştü. Ordu dahil bütün kurumlar yapısının baştan aşağı değiştirilmesi düşünüldü. İlk seçimle tanışma 1834 yılında muhtar için oy sandığına gitmekle başladı.

Muhtar:

Seçilmiş demek.

1834 yılında muhtar seçimine katılıp oy verebilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak ve yıllık en az 50 kuruş vergi vermek şartı konmuştu. Seçilmek için ise 30 yaşında ve yıllık 100 kuruş vergi ödemiş olmak aranmıştı. Böylece ilk seçim yapıldı ve ülkemizde halkın kendi yöneticisini seçebilmesinin başlangıcı oldu. Ancak yine ilk muhtarlar tayinle yapıldı.

Padişah öyle istedi!

★★★

Padişahlıktan kurtulmak, halkın kendi temsilcisini seçmesi öyle birdenbire ve çok kolay olmadı. Padişahlar hep başta kalmak için direndi.

Hem padişah!

Hem fikir grupları.

Hem inanç grupları.

Bir arada oldular.

Birbiriyle çatıştı, çarpıştı, yarıştılar. Bugün 200 yıl sonra seçimle sandıktan çıkıp gelmiş olanlar içinde bile kendinde padişahlık gücü gören, kendine tek adam otoritesi peydahlayanlar çıktı. İkinci Meşrutiyet ilan edilince 1909 yılında yapılan ilk partili seçimlerde İttihat Terakki ve Ahrar Fırkası yarıştılar.

Seçimler:

1 günde bitmezdi.

2-3 ay sürerdi.

Herkes seçmen olamazdı. Seçim bölgelerinde önce birinci seçmenler (müntehib-i evvel), ikinci seçmenleri (müntehib-i sani) seçerlerdi. İkinciler de milletvekillerini belirlerdi.

★★★

1923’te kurulan Cumhuriyet dönemi padişahlığı kaldırdıktan sonra bile çok partili sisteme hemen geçemedi.

1923- 1950.

Tek partili sistem.

1950- 1960.

İki partili sistem.

1960- 2002.

Çok partili sistem.

2002- 2023.

Tek Adamlı

AK Partili sistem.

İşte bugün 64 milyondan fazla oy, yeni bir dönemin ışıklı kapısını aralamak için sahibini arıyor. Bu seçimlerde partiler ve cumhurbaşkanı adayları yarışıyor gibi görünse de aslında Razı olan insan ile razı olmayan insanın” demokratik bilek güreşi yaşanıyor. 20 yılın sonunda Tek Adamlı yönetimin yaptıklarına razı olanlar, mutlu olanlar, onun yönetimi ile ülkeyi getirdiği yer için “bize çok şey kazandırdı” diyenler bir yanda ve 20 yılda Türkiye’yi eski padişahlık dönemine benzer bir noktaya taşıyıp bir çeşit otoriter yönetim kurarak “adaletimizi, hürriyetimizi, demokrasimizi kaybettirdi, ülkemizin geleceğini kararttı” diyenler öbür yanda.

★★★

Bugün tarihi gün!

Tarihi bir seçim!

Bir yanda; 20 yılda kazandıklarımı kaybetmeyeyim”  diyenler, öbür yanda;20 yılda Cumhuriyet’in kazanımlarını elimizden aldı, elimizden aldıklarını geri alalım” diyerek bir araya gelenler.

Bu seçimde!

Bir oyun gücü!

Bir çağ açacak!

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

İsmet İnönü seçimi kaybedince eşine gün sordu!


1950 seçimleri “Tek Partili Sistemden İki Partili Sisteme” geçişin demokratik ileri bir adımıydı. İsmet İnönü  Cumhurbaşkanı’ydı. Cumhurbaşkanlığı’na ait Çankaya Köşkü’nde oturuyorlardı. 14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerin sonuçları belli olmaya başlayınca Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, partisi CHP’nin seçimi kaybettiğini gördü. Eşi Mevhibe İnönü Hanım’a; Ne kadar zamanda taşınırız?” diye sordu. Mevhibe Hanım, “Hemen çabuk taşınmaya başlarız diye cevap verdi. İsmet İnönü, resmi makam otomobilinden de ineceklerini kastederek; “Otobüse bineceksin değil mi?” diye sordu. Mevhibe İnönü, “Tabii Paşam” diye karşılık verdi. 7 günde Çankaya Köşkü’nü boşaltıp evlerine geçtiler.