Bakan, vali, kaymakam, rektör, müdür, başsavcı, başdanışman koltukları ile 5 koltuklu, 10 koltuklu, 15 koltuklu devlet yönetim kurulu üyelikleri çoğunlukla tarikat üyelerine verildi. Türkiye’deki tarikat vakıfları “sivil toplum örgütü” payesine çıkarıldı ve bu yolla tarikatlar “son 20 yıllık iktidar siyasetinin ana taşıyıcı kolonları” haline geldiler.

Ne umarsın?

Yeni Maliye Bakanı ve yeni Merkez Bankası Başkanı’nın da tarikat okullarında okumuş, tarikat eğitim ortamında yetişmiş birilerinin olmasını beklersin.

Uzaktan yakından.

Havadan karadan.

Tarikatla ilgileri yok.

Biri İngiliz vatandaşı.

Diğeri ABD vatandaşı.

İkisi de Avrupa iktisat öğretisine ve ABD ekonomi anlayışına sarılmış insanlar. İkisi de belli ki zeki, çalışkan, iyi eğitimliler ve kendi işlerinde kendilerini ispatlamış bizden kimseler. Bu iki atamayla Allah’ın emri Nas deyip dayatılan “düşük faiz politikasından” vazgeçildi ve tam tersine Amerikan iktisatçılarının aleti “yüksek faize” kapı açıldı.

Bu ne iştir!

Bu ne keskin dönüş!

★★★

Ülkemizi kesintisiz 21 yıldır yöneten iktidar tarikatlara bütçeden, belediyelerin kaynaklarından, devlet bankalarından, kamu ihalelerinden milyarlar akıttılar. Hazinenin altın arazileri, belediyelerin kupon arsaları tarikat vakıflarına, kitabına ve defterine uydurularak 49 yıllığına, 59 yıllığına, 69 yıllığına, 99 yıllığına devredildi. Yüksek rant yaratacak imar izinleri tarikat önde gelenlerinin isteğine göre servis edildi.

Sık sık gördük.

Hiç saklamadılar.

22 yıldır iktidarın önde gelenleri ya bir tarikat şeyhinin cenazesinde ya bir tarikat vakfının açılış töreninde “devlet protokolü olarak” boy gösterdiler. Resmi gazete orada; isteyen 2005 yılından başlayarak 2022 yılına kadar kaç tarikat vakfına hangi devlet teşviği verildiğini isimleriyle ve tarihleriyle okuyabilir: Hangi tarikatın Vakfı’na “Vergi Muafiyeti” getirilmiş, hangi tarikata; “İzin Almadan Bağış Toplama Yetkisi” tanınmış, hangi tarikatın derneğine; “Kamu Yararına Dernek Statüsü” kazandırıldığını da görür.

Bu kadar destek.

Öncelik.

Teşvik.

Bu kadar kaynak.

22 yılın sonunda yine seçimi kazandırdı, ancak tarikatlardan yetişmiş bir Maliye Bakanı ile bir Merkez Bankası Başkanı çıkaramadı.

★★★

Tarikat şeyhleri, “ilim sahibi, irfan sahibi, hikmet sahibi önderimiz” diye ilan edildiler. Tarikatlara bağlı medreseler bizzat devlet protokolü ile açıldı. Bu kadar ayrım sonunda; çok karmaşık matematiksel hesapları dünyanın en hızlı süper bilgisayarından yaklaşık 100 trilyon kat daha hızlı çözen “kuantum bilgisayarını” bizim tarikatların “ilim sahibi, irfan sahibi, hikmet sahibi önderlerinden oluşan bir yerli bilim heyetinin yapmasını” umar hale gelmiştik.

Yapay zeka.

Biyo teknoloji.

Entegre devreler.

Beyin bilimleri.

Uzay ilimleri.

Önder teknoloji.

Stratejik sıçrama.

Hepsini tarikat okullarından bekliyorduk. Fakat yeni Merkez Bankası Başkanı çıka çıka laik ve demokrat Boğaziçi Üniversitesi’nden çıktı. Yeni Maliye Bakanı da İngilizce olarak; “Biz bundan sonra rasyonel olacağız” diye yazdığı için Londra, New York, Tokyo, Katar, Bahreyn’den dolarlar da yola çıktı, geliyorlar(!)

★★★

Dolarlar yola çıktı.

Cübbeli şeriat istedi.

Cübbeli Ahmet, “Biz demokrat değiliz... Biz şeriatçıyız...” diye açıklama yaptı.

Bu ne iştir!

Bu ne tutarsızlık!