Bayram iyilik, barışma, gönüllerin kucaklaşması, küslerin barışması günüdür diye başlayıp yazıya “Allah, Hz. İbrahim peygambere, oğlu Hz. İsmail’in yerine kesilmek için kurbanlık koçu, kurtuluş fidyesi yapsın diye değil besleyip büyütsün, sürüyü çoğaltsın ve insanlara üretimin bereketi için örnek olsun diye gönderdi...” cümlesiyle devam edecektim.

Kendi fikrim değil.

Bu bir iddiadır.

Bazı din adamları; “Koçu Allah İbrahim peygambere kesilsin diye göndermedi, sürüyü çoğaltsın diye gönderdi...” diyorlar. Dini metinlerden bu iddiayı destekleyecek örnekler de veriyorlar.

Bayramınız kutlu olsun.

Bayramda “kurban etinin taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşulara dağıtılmasının” dayanışma ve yardımlaşma duygusunu yaşatan manevi bir dayanak olmasına da itirazım yok. Dayanışma duygusu insanı yüceltir. İnanca saygı duyarım.

İsteyen keser.

Etini paylaşır.

İsteyen kurban parasını bir köylü ailesine koç alsın, sürüsünü çoğaltsın diye gönderir.

★★★

Bayramın ilk günü için böylesine abartılı bulunacak “kurban kesmeli mi yoksa koçu besleyip sürüyü çoğaltmalı mı iddiasını” konu yapan bir yazıyla köşeyi doldurmak yerine gazeteci Merdan Yanardağ ile dayanışmaya girip onun “gözaltına alınma biçimini ve ardından tutuklanmasını” yazmak istedim. Önce 1958’lerde iktidar olan Demokrat Parti’nin ekonomiyi yönetmekte başarısızlığa uğrayıp doları tutamaz hale gelince ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek orandaki devalüasyonunu yapıp 1 doları, 2.80 TL’den 9 TL’ye çıkardıktan sonra muhalefetin sesini kesmek için “basın kanunu, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu, tahkikat komisyonu kârlarını” çıkarmasını hatırlatayım.

Bu kararlar çıktı.

O yılların çok satan gazetesi Dünya’nın iktidarı eleştiren başyazarı Falih Rıfkı Atay yazısının başlığını; “Karanlığa Girdik” diye koydu. İktidar partisi DP milletvekillerinden oluşan “Tahkikat Komisyonu” savcı ve hakimlerin bütün yetkilerini elinde toplamıştı. Gazeteleri kapattı, o dönemin eleştiri yazan gazetecilerini hapse gönderdi. Mektup ve telgraflara sansür koydu. 5 kişinin yan yana gelerek dolaşmasına bile yasak getirdi. İktidara karşı her türlü muhalefeti sindirmek ve susturmak için kararlar aldılar. Falih Rıfkı’nın yazısının başlığı doğru çıktı.

★★★

Tarih tekrar ediyor.

Lira değer yitiriyor.

1 dolar:

26 TL’yi aştı.

İktidarın ekonomik politikasına karşı her 2 kişiden birinin (yüzde 50) büyük tepkisi ve hoşnutsuzluğu var. Gazeteci Merdan Yanardağ, çalıştığı Tele 1 TV kanalı da bu tepkileri haber konusu yaparak iktidarı eleştiriyor. İktidar organı gibi çalışan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Merdan Yanardağ’ın genel yayın müdürlüğünü yaptığı Tele1 TV kanalını sindirmek ve korkutmak için sürekli cezalar kesiyordu, şimdi yeni bir gözdağı. İş yerinden polis nezaretinde alıp ifadeye götürüldü. “Karakola gel ifadeni alacağız” deseler, gitmeyecek biri değil. İktidarı eleştiren yayınlar yapıyor, yazılar yazıyor. Gazete çıkardı. TV kurdu. Kitapları var. Muhalif aydın.

★★★

PKK terörüne karşı olduğunu, PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ı “övecek bir düşünce taşımadığını” söylemesine rağmen konuşmasından bazı kelime ve cümlecikleri cımbızlayarak; “Terör örgütü PKK’yı övdün ve elebaşı Abdullah Öcalan’a güzelleme yaptın” diye tutuklama talebiyle mahkemeye çıkarıldı.

Cümlelerin tamamı!

Kelimelerin dizilişi.

Konuşmanın özü.

Bütünüyle bakıldığında “PKK elebaşısını övecek, terör örgütünü destekleyecek” bir söylem çıkmıyor, ancak cümlelerin içinden bazı kelimeleri cımbızlayıp yan yana getirerek; “sen teröre güzelleme yaptın” diye hakim karşısına çıkarıldı. 1958’lerin Tahkikat Komisyonu’nun önden yüklemeli kararına benziyor.

1 dolar:

26 TL’yi geçti.

Merdan’a gözdağı!