İstanbul polisi, bir TIR garajına baskın yaptı. Garajın ortasına horozlar dövüşsün diye yüksekçe bir yer (platform) yapılmış, etrafı bir boks ringi gibi oturma mekanıyla çevrilmişti. Burada kan revan dövüştürülen horozlar üstüne bahis oynanıyordu. Mekanın sahibi, İstanbul Hayvanları ve Çevreyi Koruma Derneği Başkanı çıktı.

Bu haberi kesmişler.

Bana gönderdiler.

Haberin altına:

Görüntü: Saf.

Niyet: Fena.

Başlığını koymuşlar.

Evirdim, çevirdim.

Üç defa okudum.

Bu haberi bana gönderen Marmaris’te genel adı “Bördübet” olan kıyı üzerinde yer alan 6 koyda tekneleriyle balığa çıkan, ağ atıp avladıkları balıkları götürüp kasabada satan, sonra yine gelip bu koyda uyuyan ve sabaha doğru yeniden avlanmaya çıkan balıkçılardı.

★★★

Ne demek istiyorlar?

Anlatmışlar:

Önce bizim balığa çıktığımız 6 koyun isimlerini yazalım. Armonika, Balıkaşıran, Boynuzcuk, Bağlacıbükü, Büyükçatı, Küçükçatı. Bu koylar Marmaris’ten Datça’ya kadar uzanan 70 kilometrelik yolun altında kalırlar. Denizden ise 42 millik uzun bir kıyı şeridini kapsarlar. 6 koydan 5’ine karayolu bağlantısı yoktur. Bağlantı sadece Büyükçatı Koyu’na vardır. Kıyıdan kuş uçuşu neredeyse üç mil civarında bir sahil şeridini kapsayan koylar, imara açılmamış, el değememiş, tabiatın bütün bereketini taşıyorlar. Orman Bakanlığı’nın yani Hazine malıdırlar. Etraflarındaki coğrafi yükseltiler bu koylara özel bir koruma sağlarlar, hakim rüzgarlara kapalıdırlar. Sert rüzgarlarda yerli ve yabancı tekneciler bu koylara sığınıp can ve mal emniyetlerini sağlarlar. Sadece Büyükçatı Koyu’nun karayolu ile bağlantısı olması, acil durumlarda insan sağlığı açısından önemlidir. Cumhurbaşkanlığı Yazlık Sarayı Okluk Koyu’na yapılıp da İngiliz Liman’ı sivil halka kapatılınca teknelerin su ve yiyecek ikmalinin yapıldığı tek yer bu koylar kaldı. Cenneti tarif et desen, bu koyları gösteririz. Binbir çeşit bitki, ağırlıklı çam ormanları ve dünyada sadece bu bölgede yetişen sığla ağaçları ile kaplıdırlar. Marmaris ve Datça’daki büyük yangın sonrası arıcılar kovanlarını bizim koyların yamaçları çam ormanına taşıdılar. Türkiye’yi çam balsız kalmaktan bu koyların ormanları kurtardı. Ayrıca koyların yamaçlarındaki 2000 yıllık tarihi yolda yaz ve kış yürüyüş yapmaya insanlar gelir.

★★★

Ne mutlu bize.

Böyle koylarımız var.

Ne olmuş bu koylara?

Balıkçılar yazmışlar:

Seçimlerden sonra 6 Haziran günü yanar söner ışıklı (çakarlı) iki araç ile 1 motosikletli 10 kişilik grup koya geldiler. Kamuflaj elbisesi giymiş, emniyet armalıydılar. Bellerinde tabanca ve bıçakları vardı. “Burayı boşaltacaksınız. Buranın iznini Ankara’dan (Muhtemelen Orman Bakanlığı’ndan) biz aldık, size de yazılı tebligat gelecektir. Bu koylarda biz özel harekat dalış, atış eğitimleri yapacağız, 3 millik mesafe 6 koyu da kapatacağız.” dediler.

★★★

Polis eğitim yapacaksa 1 koy yetmiyor mu, niçin 6 koy birden kapatılıyor? Polis eğitim yapacak diye balıkçıya, yerli ve yabancı tekneciye, yürüyüş yapana, tabiatı sevene kapatılan bu koylarda üç-beş yıl sonra “66 yıllığına, 77 yıllığına, 99 yıllığına kiralama” yöntemiyle özel turistik tesisler yükselir mi?

Burası Türkiye!

Bunlar oluyor.

22 yılıdır oldu.

22 yıl önceden de olmuştu. Balıkçılar bu yüzden; “Hayvanları Koruma Derneği Başkanı HOROZ DÖVÜŞÇÜSÜ ÇIKTI” haberinin fotoğrafın çekip altına; “Görüntü: Saf! Niyet: Fena!” başlığını koyup bana göndermişler.

Haberiniz olsun.