Su yolunu arıyor. Su yolunu bulacaktır. Parti içinde genel başkan dahil ona biat ederek (beslemeliği kabullenerek) milletvekili, belediye başkanı, il ve ilçe başkanı, belediye meclisinde imar komisyonu üyesi, kurultay delegesi, başkan danışmanı, merkez yürütme kurulu üyesi tüm kadrolarda baştan aşağı değişim olacaktır. Yeni program, yeni hedefler, halkı ikna eden yeni söylemler bulunacaktır. Yüksek, kavurucu, yoksullaştırıcı ekonomik kriz altında bile yine iktidar partisine oy verenleri, bir yolunu yöntemini bulup inandıracak Ana Muhalefet Partisi CHP, düştüğü yerden kalkıp toparlanacaktır.

Arayış başladı.

Genel Başkan!

Kalsın mı?

Gitsin mi?

Ne kadar kalsın?

Ne zaman gitsin?

Yerine kim gelsin?

Saflar netleşiyor, bilek güreşine tutuştular, tartışıyorlar, fikirler yarışıyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan elinde “Adalet ve Değişim pankartı” Ankara’ya yürüyüşe geçti. Parti içi yönetimde oligarşi (küçük ve ayrıcalıklı bir grubun hakimiyeti) oluştu, bu zalim ve gerici yapı mutlaka kırılmalıdır diyenler de var. Değişimin en iyisini ve ülke siyaseti için en faydalısını ya bulacaklar ya bulacaklar!

Bulamazlarsa...(!)

Sandığa gömülecekler.

Tabela partisi olacaklar.

★★★

Bu arada; dalgasını geçen, eğlenen, tiye alan ve bana sorarsanız aslında dört dörtlük sorgulayıcı olan “bir magazin haberi de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yağcısı gazetelerde birinci sayfa haberi” oldu. Bu gazeteler ve yazarları iktidar tarafının biat edeni (beslemesi) durumunda olmaktan çok mutlular. Tayyip Erdoğan’ın kamu parasıyla yazlık-kışlık saraylar yaptırıp, onlar yetmiyormuş gibi padişahlardan kalan sarayları da “çalışma ofisi haline getirmesi” ve VİP makam uçağı sayısını 10’nun üzerine çıkarmasını hiç yazı ve eleştiri konusu yapmadılar, yapmıyorlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun seçim çalışmaları bitince yorgunluk gidermek için Bayram tatili sırasında çok lüks (odasının bir geceliği 316.000 TL) bir deniz kıyısı otelde eşi, oğlu, kızı, damadı, gelini ve torunlarıyla tatil yaptığını fakat seçim günlerinde halka dönüp “yoksulluk edebiyatı parçaladığını” yazıyorlar.

Biri bırakıyor.

Öbürü başlıyor.

Kesintisiz yazıyorlar.

Bence haklılar. Geceliği 316.000 TL olan lüks bir otelde bu tatil yapıldı mı yapılmadı mı? Parası parti bütçesinden mi ödendi? Kemal Kılıçdaroğlu geceliği 316.000 TL odayı kendi milletvekili maaşından biriktirdiği kazancı ile mi ödedi? Parti parasıyla ödediyse; o para Hazine yardımından yani halkın vergilerinden geliyor.

★★★

CHP bir açıklama yaptı ve Tayyip Erdoğan yanlısı gazeteler ile bu gazetelerdeki yazarları işaret ederek; “çok pahalı lüks otelde 5 günlük aile boyu tatil yaptı ifadeleri gerçeği yansıtmıyor” dediler. Yazarlar da hemen sordular:

Peki gerçek ne?

Lüks pahalı otel.

5 gece konaklama.

Aile boyu tatil.

Parayı kim ödedi?

Yoksul dostu Kemal Kılıçdaroğlu” diye dalga geçen yazıları ve pahalı otelin fotoğraflarını görünce aklıma karcığar makamındaki; “Felekten bir gece çalsam ne olur... Ne olur... Ne olur... Denizde mehtaba dalsan ne olur... Ne olur... Ne olur...” şarkısını Gaziantep pekmezi kıvamında bir ses tonuyla okuyan ses sanatçısı geldi.

Sanatçının adı neydi...

★★★

Şarkıda her cümleden sonra 3 kez “Ne olur... Ne olur... Ne olur...” diye tekrarlanıyor ya; benim de yeniden 3 kez değil 333 kez tekrar tekrar yazasım geliyor. “Türkiye Varlık Fonu’nu içeriden kurmalı vurgunla ve 25 milyon dolar dolandırdıkları” belgelenen eski başkan Mehmet Bostan ve vurgunda; “İktidarın mega (büyük çok büyük) projeleri için harcansın diye yurt dışından 75 milyar dolar dış borç para buldum iştahlandırması” yapan tezgahçı işadamı Bülent Göktuna hapse konuldular. Vurgun tezgahında üçüncü ayak ABD’li danışmanlık şirketi McKinsey olmuş, 25 milyon dolarlık komisyonun 6 milyon dolarını o götürmüştü. Türkiye Varlık Fonu’nu başına Mehmet Bostan, Binali Yıldırım Başbakan ve Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanı olduğunda atanmıştı. Cumhurbaşkanı’nın vurgundan çok sonra duruma el koyup Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmesiyle 2 vurguncu hapse kondu, 25 milyon dolar halk parasının 6 milyon doları danışmanlık firması McKinsey’den geri alındı, Hazine’ye döndürüldü.

19 milyona ne oldu?

19.000.000 Dolar!

Ondan haber yok.

Şu anda hapiste olan 2 vurguncunun mal varlıkları, 7 sülalesine kadar uzanarak tüm hısım, akraba, yakınlarının varsa “sebepsiz zenginleşme” görüntüsü veren mal, mülk, döviz, altın her ne ise bulundu mu? 19 milyon dolar vurgunculardan geri alındı mı, alınacak mı, ne zaman? Okurum Adnan İSPAYA’nın yazayım diye bana gönderdiği soruya göre; “19 milyon dolar büyük paranın kemiksiz kısmı başka yerde parçalanıp paylaşıldı ve hapse konan adı geçen o 2 kişiye ise kemikleri mi bırakıldı?”

Açıklayın.

Halk bilgilensin.

Ne olur...

Ne olur...

Ne olur...