Bir önceki yazıda “şeker fabrikaları satılınca Türkiye 34 yıldan sonra dışardan şeker ithal eden ülke oldu” diye yazmıştım. Satılan fabrikalardan biri de Alpullu Şeker Fabrikası’ydı. Trakya’dan okurum Necdet Erdin bana mektup gönderdi.

Fabrika satıldı.

Sonu yamyamlık!

Onu anlatıyor:

“Sayın Doğru, Siz şeker fabrikalarının satışını sadece fabrika olarak görüyorsunuz. Oysa ben, babam çiftçi olduğundan Türkiye’nin en eski ikinci fabrikası olan Alpullu satıldıktan sonra olanları yazayım. Fabrika satıldı, Şeker Pancarı Kooperatiflerinin malları da yağmalandı. Alpullu Şeker Fabrikası, kurulduğu 1926 yılından beri çiftçiler için can kurtaran olan Şeker Pancarı Kooperatifini de yaşatandı.

Şehrin göbeğinde.

Valilik bitişiğinde.

10-15 dönümlük alanda kooperatif İdare binası, lojmanları, depoları hepsi yandaşlara peşkeş çekildi.

Kimi yıkıldı.

Yok edildi.

Yerlerine milli sporumuz olan bowling(!) salonu açıldı.

Bir bina:

Et lokantası oldu.

Müşteri bulamadı.

Kapandı.

Öbür bina:

Kafe yapıldı.

Gelen olmadı.

2 yıldır kapalı.

Öteki bina:

Beton kütle havuz yapıldı. Hiç kullanılmadı. Kapalı duruyor. Kooperatifin sadece eski gübre depoları olan taş binayı restore ettiler. Genelde partili yandaş derneklerin toplantılarına sunuyorlar. Özetle şehrin en değerli yerinde çiftçinin malı olan kooperatif tesisleri talan edildi.”

★★★

Aynı gün.

Elektronik posta adresime bir okur mektubu daha geldi:

“Sn. Doğru, Bugünkü ‘Öğrendi!’ başlıklı yorum yazınızla, ülkemizin, önemli bir sorununa vurgu yaptığınız için sizi samimiyetle kutlarım. Ülkemiz 1960’lı yıllarda şeker ihraç eder duruma gelmişti. Eğer Şeker Fabrikalarımız yok pahasına satılmayıp Pancar Üretici Kooperatiflerine devredilseydi, hem üreticiler yararlanacak, hem de şeker ithalatına ihtiyaç duymayıp, şekerli ürün ihracatımız artacaktı. Bu Konuda; ‘Kayserili Bir Ticaret Ataşesinin Anıları’ isimli kitabımın 205 ve 436’ncı sayfalarında daha açık yaşanmış bilgi ve belgeler bulabilirsiniz. Tarık Celal Güven

★★★

Okurlar haklı.

Şeker fabrikaları sadece fabrika değildi. Fabrikadan öte medeniyete ulaşma destanıydı. Fabrikaların çevresine yerleştirilen çift katlı son derece estetik lojman evleri ve kooperatif mantığı ile yapılan depreme dayanaklı işçi aile konutları Anadolu’da ileri bir şehirciliğin ilk örnekleri oldu. 1930’lu yıllardı. Şeker işçisi bir aile babası, hem evini geçindirip hem de maaşından taksit ödeyerek bu evlerden birine çok rahat sahip olabiliyordu. Evlerde kalorifer vardı. Fabrikanın ürettiği sıcak su ile ısıtılırdı. Fabrikalarda sadece şeker üretilmezdi. Tarım ve hayvancılık da yapılırdı. Her tür ileri eğitim de verilirdi. Sütün günlük olarak cam şişelerde satılması da ilk şeker fabrikaları ile başladı. Fabrikanın orkestrası, tiyatrosu, sinema salonu, lokantası, kantini, havuzu, kuaförü, doktoru, veterineri, ziraat mühendisleri vardı; eksiksiz bir sosyal yaşam için aklınıza gelebilecek her şeye sahiptiler. Cumhuriyetin ilk yıllarında demir yolu ağı kurulurken; tüm şeker fabrikaları demiryolu ağının içinde yer almıştı. Bu çok şey demekti. Üretilen şekerin nakliyesi çok ucuza tren ile yapılırdı. Bölgenin çiftçisi, ürettiği tarım ürünlerini, kavunu, karpuzu, yetiştirdiği büyükbaş hayvanları kolaylıkla vagonlar dolusu büyük kente pazara satmaya götürürdü.

Fabrikalar satıldı.

Türkiye şeker ithal etti.

Sonu yamyamlık oldu.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Fabrikaları satanlar yeniden oy istiyor!


14 şeker fabrikasının satılmasana (2018 yılında) karar veren Özelleştirme Yüksek Kurulu üyeleri Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan ve satış kararını onaylayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “fabrikalar zarar ediyor” etiketini satışa gerekçe yaptılar. Türk halkı bu fabrikalar yüzünden pahalı şeker yiyor dediler. Dünya borsalarında satışa sunulan şekeri üreten ülkelerin, kendi çiftçilerini, fabrikalarını, işçilerini korumak için “şekere devlet desteği verdiklerini” gözden kaçırıp, açıkça yalan söylediler. Fabrikalar satıldı iç piyasada şeker fiyatı 100 yılın en yükseğine çıktı. Satılan 14 şeker fabrikasının kurulduğu illerin 12’sinde iktidar partisi en yüksek oyları almış ve bu illerin seçmeni Tayyip Erdoğan’a cumhurbaşkanı olsun diye yüksek destek vermişti. 14 ilden seçilen toplam 64 milletvekilinin 51’i AKP’den ve 4’ü ittifak ortağı MHP’ den, 8’i CHP’den, 1’i HDP’ den Meclis’e girmişlerdi. Şeker fabrikalarını satanlar yeniden oy istiyorlar. Görelim, bu seçimde sonuç ne olacak?