Polatlı Topçu Okulu Komutanlığı döneminde Şener Eruygur, Sakarya Meydan Savaşının geçtiği alanlarda araştırmalar yapılması için Albay Kadim Koç’u görevlendirmişti. Koç, öyle derinliklere daldı ki, bir daha o tarihi alanlardan kopamadı ve emeklilik sonrası da aynı işleri bu kez Polatlı Belediyesi bünyesinde yürüttü.

Sakarya Tarihi Alanları Araştırma Merkezi Koordinatörü emekli Albay Kadim Koç, Saygı Öztürk’e, yeni şehit mezarların bulunduğunu açıkladı.


Bu tarihi çalışmaları başlatan Eruygur,  Jandarma Genel Komutanlığından emekliye ayrıldıktan sonra “Ergenekon Kumpası” kapsamında
tutuklandı. Kandıra Cezaevinde merdivenden düştü. Beyin kanaması geçirdi. Artık okuma-yazma yetisini, zaman mefhumunu bile kaybetmişti.

KAZANMA İNANCI KAYBOLUYORDU

1921 yılının haziran ve temmuz aylarında Kütahya Eskişehir muharebelerinde zor duruma düşen askerimizi yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyordu. Çünkü ordunun taarruza ve kazanmaya olan inancı örselenmişti. Mustafa Kemal Paşa, Ankara’dan trenle Karacahisar’da ki batı cephesi karargahına gitti. Durumu değerlendirdi ve şu emri verdi: “Sakarya’nın doğusuna çekilelim, orada yeniden tertiplenelim. Savaşı kazanırız.”

Batı cephesi komutanı İsmet İnönü ve diğer komutanlar bunları uygulayarak askerimizi Sakarya’nın doğusuna çekti. Yunanlılar da hemen takibe girişmedi. Yunanistan Başbakanı bir zafer elde etmek, bunu Yunan halkına da göstermek istiyordu. 23 Ağustos-13 Eylül tarihleri arasında 22 gün, 22 gece süren Sakarya Meydan Savaşı, literatürde en uzun meydan savaşı olarak kayıtlara geçti. Bu savaşta 5 bin 713 askerimiz şehit oldu.

İKİNCİ ÇANAKKALE OLACAK

Aradan 102 yıl geçmesine rağmen biz şehitlerimizi halen arıyoruz. 2023 yılının ağustos ayında Sivas Cumhuriyet Üniversitesinden gelen öğretim üyeleri, radar taramalarıyla yeni şehit mezarları buldu. Daha önce 4 bin civarında şehidimiz bulunmuştu. Bölgede 8 şehitlik yapıldı. Kadim Albay, “Burası ileriki yıllarda ikinci bir Çanakkale’ye dönüşecek” diyor.

Özellikle tarih turizmi açısından çok önem kazanacak. Çanakkale olsun, Büyük Taarruz bölgesi olsun milli park yapılıp hak ettiği yere doğru gelmiş. Ama Sakarya Meydan muharebesinin halen vatandaşlarımız tarafından Sakarya ilinde Adapazarı’nda bu savaşın yapıldığını sananlar var.

Ankara topraklarında verilen bir savaşın hedefi Ankara’yı ele geçirip kaleye Yunan bayrağı çekmekti.  Şimdi 100. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimiz olmayacaktı. Bu kadar önemli bir savaş olan Sakarya’yı yeterince anlatamamışız.

“BÜYÜK TAARRUZ OLMAYACAKTI”

Kadim Koç, “Eğer, Sakarya Meydan Muharebesi kazanılmamış olsaydı Büyük Taarruz olmayacaktı. Bu savaş bir dönüm noktası. Yani Türk insanının  ruhen hazırlandığı, kazanmaya doğru gidilen bir savaş. Büyük Taarruz, Sakarya Meydan muharebesinin bir devamıdır. Sakarya Meydan muharebesinden sonra Mustafa Kemal Paşa hemen hazırlıklara girişiyor ve kış gelmeden de bu düşmanı Vatan toprağından atmak istiyor” diyor. Koç, o dönemdeki gelişmeleri şöyle aktarıyor:

Ordumuzun büyük sıkıntısı var. 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi bitiyor ve Mustafa Kemal hemen 14’ü 15’e bağlayan gece seferberlik ilan ediyor. Bu seferberlik bir diplomatik seferberlik. Çünkü artık Sakarya Meydan muharebesinde halkın elinde avucunda ne varsa ordusu için Devleti için vermiş durumda. Sözde diplomatik bir seferberlik ama Mustafa Kemal, mutlaka taarruz yapmak istiyor.

İTTİFAKI PARAMPARÇA ETTİ

13’ünde Moskova anlaşmasıyla doğu sınırı belirleniyor. 15 Eylül’de Mustafa Kemal komutanlara hazırlıkları ve taarruz yapılıp yapılmayacağını soruyor. Mustafa Kemal taarruzu erteliyor. 20 Ekim Ankara Antlaşması, diğer anlaşmalarla birlikte özellikle 23 Ekim’de esirlerinin mübadele anlaşması çok önemli. Bunlar olmasaydı zaten büyük taarruza hazırlık olmayacaktı. Çünkü bu anlaşmaların yapılmasıyla karşımızdaki ittifak paramparça oluyor, kalan ittifak bölünmüş oluyor. Böylelikle Yunanlılar tek başına kalmış oluyorlar.

Yunanistan’ın arkasında İngiltere, Fransa desteği kalıyor. Mustafa Kemal diplomatik bir yolla çok büyük hazırlıklar yapıyor, aldatma tedbirleri uyguluyor, hep barıştan yana olduğunu dünyaya duyuruyor, aynı zamanda da Yunanlıları bu topraklardan temizlemek için gizli gizli birçok hazırlık yapıyordu.

VAR OLMA, YOK OLMA SAVAŞI

Sakarya Meydan Muharebesine kadar düzenli bir ordumuz yoktu. Bu savaştan sonra 1. 2. Ordu oluyor ama o onlar da taarruz edilebileceğine birkaç komutan dışında inanmıyor, kurtuluşu ancak birisinin himayesine girerek gerçekleşebileceğini düşünüyordu. Ama Mustafa Kemal’in inancı farklıydı.  Mustafa Kemal, cumhuriyete giden bu yolu zaten döşemişti ve Sivas’tan itibaren de milli mücadelenin merkezi Ankara’ya gelip Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açacaktı. Mustafa Kemal, 12 Ağustos 1921’de cepheye gelerek ordunun durumunu gördü. Düzeltmeler yaptı.

Cumhuriyet’e giden yolda üç önemli nokta vardı. Bunlardan biri Meclis, birisi Sakarya Meydan savaşını kazanmak ve orduyu hazırlamaktı. Sakarya Meydan muharebesini başardı ve bu topraklarda padişahın dışında ilk defa bir insana Başkomutanlık yetkisi verildi. Bu yetkiden sonra savaş Mustafa Kemal içinde, Türk milleti içinde bir var olma yok olma savaşıydı. Bu savaş kazanıldıktan sonra ancak cumhuriyete giden yolda emin adımlarla ilerlenebilecekti. Bu savaşın kahramanları yalnız erkekler değildi. Kadınlarımız, kızlarımızda bu savaşın içindeydi. Askerimize su taşıyan Kezban teyzenin, şehit edildiği bu çeşmeye O’nun adı verilmiş.

HAYAL PEŞİNDE DEĞİLDİ

Sakarya savaşından bir yıl sonra 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı. 14 gün sonra askerimiz İzmir’e ulaşmıştı. Mustafa Kemal bunları yaparken hiçbir zaman hayal peşinde değil, askeri bilgisini,  stratejiyi çok iyi bilen, kullanan biri olarak yaptı.

102 yıl önce Sakarya, 101 yıl önce Büyük Taarruzu ağustos- eylül aylarında gerçekleşti. Bize zaferler yaşatan, yurdumuzu düşmandan kurtaran şehitlerimizi, gazilerimizi, o günlerde de emek veren kadınlarımızı, köylümüzü rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun. Cumhuriyeti onlar kurdu, bizler yaşatacağız.