Merhum Turgut Özal’ın Başbakan olduğu dönemde yaşanan bir olay şöyle anlatılır:

Özal, Japon eğitim uzmanlarının ülkemizin eğitim sistemini inceleyip bir rapor sunmalarını istemiş. Japonlar, istenileni yapmışlar ve hazırladıkları raporun sonuç bölümünde özetle şu görüşü paylaşmışlar:

Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!..”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın üst düzey bürokratları hemen “Nasıl yani?” diye sormuşlar.

Japonlar gayet sakin şu cevabı vermişler:

★★★

“Biz Japonya’da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir, ülkemizin gücünü gösteririz...

Sonra da bu yavrularımızı alır, Hiroşima ve Nagasaki’ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları göstererek deriz ki:

Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiyi geliştirmek için büyük uğraşlar vermezseniz,  sonunuz böyle olur!..”

Bürokratlardan biri söz alır:

“Fakat bizim Hiroşimalarımız yok ki...”

Japon uzmanın cevabı düşündürücüdür:

“Sizin Çanakkale’niz, Dumlupınar’ınız onlarca Hiroşima eder! Üstelik biz Hiroşima nedeniyle savaştan mağlup ayrıldık. Ama siz, Çanakkale’den de, Dumlupınar’dan da zaferle çıktınız. Çanakkale ve Dumlupınar ruhunu çocuklarınıza aşılayın ve tarihinizi iyi anlatın!..”

★★★

Bu anektod gerçekten yaşandı mı, emin değilim.

Doğru da, hikâye de olabilir.

Ama mesajının çok isabetli olduğundan adım gibi eminim.

O nedenle Çanakkale’deki eşsiz kahramanlık destanının simgesi olan ve o ruhu yansıtan Şehitler Abidesi’nin tamamlanması için iyi ki büyük uğraşlar vermişiz... Ve iyi ki , her şeyimizi, hatta aldığımız hür nefesi bile borçlu olduğumuz Dumlupınar Zaferi’nin değerini unutturmaya çalışanlara karşı o büyük mücadeleyi sergileyip, eserler kazandırmışız, diyorum.

★★★

Zira bizi gireceğimiz her darboğazdan kurtaracak olan Milli Mücadele’nin esin kaynağı Çanakkale ve Cumhuriyetin önzözü kabul edilen Dumlupınar ruhudur!