Polis, önceki gece saat 02.00 civarında İstanbul-Kağıthane’deki bir eve operasyon düzenledi. Ancak evdeki uyuşturucu madde kaçakçıları uzun namlulu, otomatik silahlarla ateş açtılar. Çatışmada 2 polis memuru ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Hakan Telli tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.

Şehit Telli, evli ve 2 çocuk babasıydı...

★★★

Şehidimize Allah’tan rahmet, yaralı polisimize acil şifalar diledikten sonra şu tespiti yapalım:

Güneydoğu’daki illerimiz başta olmak üzere büyük kentlerimiz, özellikle de İstanbul, “Vahşi Batı”yı çağrıştıran biçimde silah depoları haline dönüştü.

Peki, suçluların ve suç işleme eğilimindeki kişilerin kolayca eriştikleri uzun namlulu silahlar ve Kalaşnikoflar nereden, nasıl geliyorlar?

Hemen belirtelim; Güneydoğu ve Doğu Anadolu sınırlarımızdan!..

Çünkü başından itibaren yanlış olan Suriye ve sığınmacı politikaları nedeniyle sınırlarımız kevgire dönmüş durumda.

Milyonlarca sığınmacının elini kolunu sallayarak geçebildikleri sınırlarımızdan her türlü silah ve uyuşturucunun yurda girmiş olmasını yadırgamamak gerekiyor.

Şimdilik uzun namlulu ve otomatik silahlar geçiyor.

Yakında İstanbul’da roketatar ele geçirilirse şaşırmayalım!

Allah fedakar polislerimizin yardımcısı olsun...

★★★

Türkiye’nin kamu düzenini tehdit eden bu tehlikeyi bir an önce bertaraf edebilmesi için acilen Suriye ve sığınmacı politikasını değiştirmesi gerekiyor.

Tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, yıllardır yaptığımız söyleşilerde hep şu öneriyi gündeme getiriyor:

★★★

“ABD, Fırat’ın doğusundaki bölgede askeri havaalanları inşa ediyor, PKK/PYD ordusunu en yeni silahlarla donatıp eğitim veriyor ve Türkiye sınırına radar kuruyor. Herhalde yakında burayı uçuşa yasak bölge ilan edecek. Suriye’de kadiri mutlak olan Rusya, bu gelişmeye ses çıkarmıyor! Bu durum, bir “garnizon” Kürt devleti kurulması hususunda ABD ile Rusya arasında gizli bir mutabakat olduğu konusunda şüphelere yol açıyor.

Suriye’de iki ordunun varlığı ve bunlardan birinin PKK/PYD ordusu olması, Türkiye için büyük tehdit oluşturur.

★★★

Yapılması gereken; Ankara’nın derhal Şam ile ilişki kurmasıdır. Bu gelişme PYD’ye karşı Şam’ın elini kuvvetlendirir. Ayrıca Suriye, Türkiye, Irak ve İran, siyaset ve diplomasi yoluyla PKK/PYD’nin bölgede izole edilmesinin yollarını araştırmalı. Buradaki Kobani ve Cezire kantonları yaşayabilmeleri için petrollerini ihraç etmek zorundalar. İsimlerini saydığım dört devlet aralarında güçlü bir işbirliği gerçekleştirirlerse bu mümkün olmaz. ABD kantonlara ne kadar yardım etse de sadece dışardan gelecek destekle varlıklarını sürdüremezler. Ayrıca Şam ile resmi bir ilişki, Türk askerinin Suriye topraklarındaki varlığına meşruiyet kazandırır.

Yani Türkiye’nin ulusal çıkarları, Suriye rejimiyle en kısa sürede resmi planda etkin bir işbirliğinin gerçekleştirilmesini zorunlu kılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorumluluğunun tam idrakiyle Suriye rejimiyle acilen resmi temas ve işbirliği kararını almalı...”