İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, Türkiye’nin tezkere tercihinin stratejik bir adım olmadığını savunarak, “Maalesef zorunlu bırakılmış bir çaresizlik halidir” dedi.

Şükür, “Düşünün, IŞİD'in bir anda güçlü bir biçimde ortaya çıkması ve etkin pozisyona ulaşma sürecinin gözlemlenememesi sizce ne kadar inandırıcı? Görünen o ki; IŞİD'in Ortadoğu'nun yeniden şekillenip, sınırların yeniden çizilmesi adına yalnızca araç olduğunu zaman ortaya koyacaktır. Suriye ve Esad ile ilgili öngörüsüz hamleler sonucu ortaya çıkmış terör örgütlerinin namluları tezkere ile Türkiye'ye dönecektir. Akıllı olan savaşı önceden kazanır, cahil olan kazanmak için savaşmak zorundadır” ifadelerini kullandı.

Şükür, Meclis’te görüşülen tezkereye ilişkin Twitter hesabından önemli açıklamalarda bulunurken önemli mesajlar da verdi. Türkiye’nin tezkereye mecbur kaldığını savunan Şükür, IŞİD’in bir araç olduğunu söyledi. Şükür, terör örgütlerinin namluları tezkere ile Türkiye'ye dönebileceğine de dikkat çekerken, “Türkiye IŞİD konusunda, ABD'nin bahsettiği ‘maşa’ pozisyonuna kesinlikle düşmemelidir” dedi.

-“NE KADAR İNANDIRICI?”

Tezkerenin gündeme gelme süreci; birincisi Musul'da ki rehinelerin serbest kalması. Ardından ABD'nin artık müdahaleye engel kalmadı demesi. Türkiye'nin tezkere ile bir harekata mecbur kalması bir stratejik tercih değildir; maalesef zorunlu bırakılmış bir çaresizlik halidir. Tezkerenin zorunluluk görüntüsü vermesini destekleyen unsursa bölgeyle ilgili hükümetin 24 saat geçmeden değişen çelişkili kararlarıdır. Düşünün, IŞİD'in bir anda güçlü bir biçimde ortaya çıkması ve etkin pozisyona ulaşma sürecinin gözlemlenememesi sizce ne kadar inandırıcı? Görünen o ki; IŞİD'in Ortadoğu'nun yeniden şekillenip, sınırların yeniden çizilmesi adına yalnızca araç olduğunu zaman ortaya koyacaktır.

-“NAMLULARI TEZKERE İLE TÜRKİYE'YE DÖNECEK”-

Türkiye sınırlarını esneten, Kuzey Irak'ı içine alan bir Kürdistan ve fundamantalist bir radikal devlet planı da sürecin belki sonucu olacaktır. Türkiye'nin Ortadoğu'da itibar kaybettiği tezi dillendirilirken söz konusu topraklarda savaşa girilmesi de bölgeyle bağları kopartacaktır. Suriye ve Esad ile ilgili öngörüsüz hamleler sonucu ortaya çıkmış terör örgütlerinin namluları tezkere ile Türkiye'ye dönecektir. Batı barış ve düzen kelimeleriyle kendini ifade etse de hem ekonomik, hem siyasal; Ortadoğu'nun kaosundan beslenen bir dinamizme sahip. Türkiye IŞİD konusunda, ABD'nin bahsettiği ‘maşa’ pozisyonuna kesinlikle düşmemelidir. Bedeli bu topraklara ve milletlere ağır olabilir.

-“BATAKLIĞA DÜŞME İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK”-

Tezkerede PKK'ya vurgu da var. Öyleyse bir müdahalenin çözüm süreci denilen şeyi ortadan kaldırma ihtimali de söz konusu ama her şey muğlak.  Tezkere sonrası IŞİD ile girilecek çatışma sonrası örgütün büyük şehirlerde (maalesef) eylem yapma ihtimali yadsınamaz bir gerçek.  Medyada IŞID'in şehirlerde silah ve uyuyan hücrelerinin olduğu yer almıştı. Bunlarla ilgili bir çalışma söz konusu değilse de büyük sorun. Türkiye PKK terörü ile uğraşırken şimdi IŞİD terörüyle de uğraşacak. Sivile karşı eylemsel tehdit birken şimdi ikiye çıkmış gözüküyor.  Tezkere sonrası Türkiye, bölgede halklarında kalbini kazanacak sağlam bir stratejiyle hareket etmezse bataklığa düşme ihtimali çok yüksek.

-“AKILLI OLAN SAVAŞI ÖNCEDEN KAZANIR, CAHİL OLAN KAZANMAK İÇİN SAVAŞMAK ZORUNDADIR”-

Savaş toplumsal kırılmaları beraberinde getirecektir. Mülteci sorunu büyüyecek, halkımızın üstüne ekonomik maliyetler gelmesi ihtimal. Eğer tezkere iç siyasette birilerinin gönüllü kaos arzusunu besliyorsa her bir asker ve sivilin kanı elinize bulaşır. Vebali büyüktür. Tezkere konusunda son olarak;  ‘Akıllı olan savaşı önceden kazanır, cahil olan kazanmak için savaşmak zorundadır.’ Ülkemiz ve milletimiz için umarım her şey hayırla neticelenir. “ (HM/ÖZK)