Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Sözcüsü Melih Yalçın’ın seslendirdiği basın açıklamasında, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri’ndeki amaç ve işlevin tarihi ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak” olarak belirtildiği, ancak tam tersinin yapıldığı belirtildi.

Yalçın, “Yaşanan gerçekler göstermektedir ki,  Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan etmenin karşılığı doğal alanların imara açılmasıdır. Doğal, tarihi veya tarımsal önemleri nedeniyle korunması gereken alanlara dair, rant çevrelerine ait yatırımların önünü açması, bunu kolaylaştıracak kararların alınması ve bu doğrultuda planların onaylanmasını sağlamak için kullanılmak üzere turizm alanı statüsü bir araç olarak kullanılmaktadır” dedi.

“PROJE İMAR PLANLARINA AYKIRI”


Çeşme-Urla Yarımadası’nda ilan edilen acele kamulaştırma kararının içeriğinin bu endişelerini doğrulandığını söyleyen Yalçın, kamulaştırılacağı ilan edilen parsellerin bir kısmının tarım alanlarında ve doğal SİT alanlarında, kalan kısmının da el değmemiş doğal alanlarda kaldığının görüldüğünü kaydetti.

YENİ ÇEŞME PROJESİ'NDE YOK YOK
Ülke ekonomisine 2 milyar dolar katkı sağlayacağı ileri sürülen projede, 800 yatlık 3 marina, golf sahaları, kanal yolu, oteller, eğlence merkezleri kurulacak.


Yalçın, 2015 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ve 2017 yılında onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Batı Bölgesi Nazım İmar Planı’nda bu parsellerin tarım alanı, orman alanı ve doğal sit alanında kaldığının görüldüğünü belirtti.

Ayrıca Yalçın, “Tarımsal amaçlı halinin ve doğal niteliğinin korunması gerektiği kararı, 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayladığı Çevre Düzeni Plan kararlarında görülmektedir. Aynı zamanda kamuoyuna yansıyan alanda bir havaalanı yapılması planlanmaktadır” bilgisini verdi.

“ACELE KAMULAŞTIRMANIN AMACI PEŞKEŞ ÇEKMEK”


Söz konusu bölgede doğal ve ekolojik yapısı nedeniyle yapılaşmanın olmaması gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Hem İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 1/25000 Ölçekli Nazım İmar Planı’nda, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda tarım alanı, orman alanı ve sit alanı kararları ile korunan bu bölgenin, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmesinin bilimsel hiçbir gerekçesi bulunmamaktadır” dedi.

Yalçın, “Çevre Düzeni Planı ve Nazım İmar Planları’nda koruma alanlarında yer alan bu parsellerin nasıl bir kullanıma dönüştürüleceği, nasıl bir kamu yatırımının gerçekleştirileceği belirtilmeksizin acele kamulaştırma kararının alınması endişe uyandırmaktadır. Daha önce, benzer bir yolla kamulaştırılıp, sonrasında plan onama yetkisine sahip kurumlar eliyle yapılan planlarla arazilerin rant değerinin artırıldığını ve bazı sermaye gruplarına peşkeş çekildiğini biliyoruz. Suudi yatırımcıların bu bölgeye ilişkin ‘Yeni Çeşme’ projesinin görselleri geçtiğimiz gün basında ortaya çıktı. Bütün bunlar açıkça acele kamulaştırma kararının peşkeş amacı taşıdığını göstermektedir” diye konuştu.

URLA VİLLALARI’NA KOMŞU


TMMOB’nin açıklamasında ayrıca, “Satışa konu alanların bulunduğu konumun yaklaşık iki kilometre mesafesinde, geçtiğimiz yıllarda ‘Kaçak Urla Villaları’ ile kamuoyunun gündemine gelmiş ayrıcalıklı imar hakkı tanınan doğal SİT ve imar planı değişikliğine konu yerleşim alanı da bulunmaktadır. Aynı zamanda yine söz konusu parseller çevre yoluna yaklaşık iki kilometre uzaklıktadır. Alanda, yapımı tamamlanan RES için yapılmış olan yolların da bulunduğu tespit edilmiştir” denildi.

“ACELE KAMULAŞTIRMA İLE SERMAYEYE RANT SAĞLANIYOR”


Melih Yalçın, acele kamulaştırma olgusunun amacından saptırıldığı da ileri sürüldü. Melih Yalçın, “Acele kamulaştırma işlemi yönetmelikler gereğince sadece yurt savunması ihtiyacı ve olağanüstü koşullarda uygulanabilen bir işlemken, Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle doğal alanların ve dolayısıyla ekolojinin yok edilmesi ve halkın malının acele kamulaştırılması kararı ile sermayeye rant sağlanmasına dönük bir araç olarak kullanılması durumunda hukuki mücadele vereceğimizi kamuoyuna bildiririz” ifadesini kullandı.

TMMOB’DEN HUKUK MÜCADELESİNE ÇAĞRI


Yalçın, TMMOB adına gerçekleştirdiği basın açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Ranta dayalı ekonomiden beslenen AKP İktidarı’nın yeni hedefi İzmir ve çevresidir. Buna ilişkin birçok rant projesini hayata geçirmek için çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bu politikalar hayata geçirildiğinde gelecek kuşaklara, tarihi, kültürü, doğal yaşam alanları ve kent kimliği yok edilmiş bir İzmir bırakma olasılığımız yüksektir. Bu nedenle çağrımız yerel yönetimler, meslek odaları, emek örgütleri ve tüm sivil toplum kuruluşlarınadır. Rant politikaları ile yargı sürecinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Önemli olan İzmirli yurttaşlar olarak ortak siyasi mücadeledir. Bu nedenle tüm hemşehrilerimizi İzmir’e sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

NE OLMUŞTU?


İzmir’in doğal güzellikleri ve güçlü turizm potansiyeli ile ünlü Çeşme-Urla Yarımadası’nın önemli bir kısmı 13 Eylül 2019 tarihinde, 1532 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ”Turizm ve Koruma Kapsamı Turizm Gelişme Bölgesi” olarak ilan edilmişti.

25 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan 2054 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Urla Zeytineli Köyü'nde toplam 333, Çeşme Alaçatı'da 178 adet olma üzere toplam 511 parsel hakkında “acele kamulaştırma” kararı alındığı açıklandı.

Konu hakkında yerleri “tarla rayiç bedeli” ile ellerinden alınacak yöredeki hak sahibi vatandaşlara tebligat gönderilmedi. Kamuoyuna da herhangi bir bilgilendirilmede bulunulmadı.

Merak uyandıran değişikliklerinden ardından bir Suudi Arabistan şirketinin projesi çıktı. Dün ortaya çıkan ve Ambassan Grup adlı Suudi şirketinin lansman amaçlı hazırladığı anlaşılan proje kataloğunda, 4 milyon metrekareye yayılacak ve 15 milyar liraya mal olacak alanda 20 bin kişilik yeni bir turistik şehir oluşturulacağı anlatılıyor.

Proje tanıtımında, lüks oteller, alışverişe merkezleri, eğlence mekanları, marinaların yanı sıra bir havalimanı yapılacağı ve küçük bir kanal açılacağından söz ediliyor.