Her 8 kadından birinde ortaya çıkan meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü. Dünyada ve Türkiye’de kadınlarda kanserden ölümlerde önceden akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan hastalık, son yıllarda akciğer kanserini geride bırakarak birinci sıraya yükseldi. ‘Bu durum meme kanserinin hem çok sık görülen hem de çok sık ölüme neden olan bir kanser olduğunu gösteriyor’ diyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Kömürcü, hastalıkla ilgili hayati bilgiler paylaştı. İşte açıklamaları:

Prof. Dr. Şeref Kömürcü


RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Meme dokusundaki hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması sonucu oluşan kötü huylu bir tümör olan meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmiyor ancak bazı faktörler meme kanserini tetikleyebilir. Bunlar ilerleyen yaş, genetik unsurlar (BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları), erken yaşta adet görmek, geç menopoz, geç çocuk doğurmak, hiç emzirmemek, doğum yapmamak ve uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmak gibi hormonal faktörler, obezite, sigara içmek ve hareketsiz yaşamdır. Fazla kilo özellikle menopoz sonrası dönemde meme kanseri riskini artıran önemli unsurlar arasında yer alır. Meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’u artmış genetik bir riskten dolayı meydana gelir ve aile öyküsü bu hastalığı etkileyebilir. Meme kanseri gelişme riskinin en yüksek olduğu durum, aileden aktarılarak meme kanseri gelişimine eğilim yarattığını bildiğimiz genlerin kişide var olmasıdır. Halk arasında kalıtsal riskin sadece anne tarafından geçtiğine dair yanlış bir inanış var. Kadınlar ‘Benim annemde, teyzemde yok’ diyerek taramalarını önemsemiyor. Ancak büyüklerimizden gelen genler anne ve babadan eşit olasılıkta geliyor. Yani sadece anne tarafını değil, yani babaanne, hala gibi akrabaları da dikkate almak lazım. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan, genç yaşta ya da agresif türde meme kanseri tanısı alan kişiler 40 yaşından önce meme kontrollerine başlamalı. Bu arada sadece meme kanseri değil, ailesinde prostat kanseri olanlar da meme kanseri açısından risk altındadır. Çünkü araştırmalar, meme kanserine yol açan genlerin, prostat kanserine de neden olduğunu gösteriyor. Ailede risk varsa meme dokusunun cerrahi ile tamamen çıkartılması ve yerine protez yerleştirerek ya da yerleştirmeden memenin rekonstrüksiyonu mümkün. Bu sayede dışarıdan görüntüyü bozmayacak şekilde meme kanseri olma riski yüzde 99 oranında azaltılabiliyor.


Doğru bilinen yanlışlar


Meme kanseriyle ilgili halk arasında maalesef pek çok yanlış inanış var. Örneğin mamografi, kansere yol açmaz. Mamografi cihazlarıyla kişinin çekim sırasında maruz kaldığı radyasyon miktarı yaklaşık birkaç saatlik uçak yolculuğunda alınan radyasyon miktarına eş değerdir. Ayrıca erkekler de meme kanseri olur; saç boyası, parfümler, deodorantlar meme kanserine neden olmaz. Kanser bulaşıcı değildir, balenli sütyenler meme kanserine yol açmaz, tümöre iğne veya bıçak değdiğinde kanser yayılmaz. Ayrıca kanser bulaşıcı da değildir.