Bu aralar Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasında bir Kıbrıs gerilimi var.

Gerilimin nedeni Türklerle Rumların birlikte yaşadığı Pile Köyü’ne yapılmak istenen yol.

Diplomasi literatürüne şimdiden “Yiğitler- Pile yolu” krizi olarak geçen olaya konu yolu KKTC yapıyor.

Amaç, Pile’de yaşayan insanların ulaşımını kolaylaştırmak ve belediye hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde verilebilmesi.

Gelin görün ki Birleşmiş Milletler (BM) Pile’yi bir Rum toprağı olarak görüyor ve Türk tarafıyla Pile arasında bir yol yapılmasına engel olmak istiyor.

★★★

Ada’da kalıcı barışa katkısı olabilecek son derece insani bir çalışmanın kriz konusu edilmesi, Birleşmiş Milletler örgütünün varlık nedenine ters olduğunu vurgulamak zorundayım. Türk tarafının Rumlarla aralarına yol yaptığı bir dönemde BM’nin yolu engelleyip iki halk arasına devasa duvarlar, dikenli teller çekmeye çalışması Birleşmiş Milletler’in kuruluş ruhuna da ters değil mi?

Birleşmiş Milletler yetkilileri bir zahmet anlaşmalara bakarsa Pile’nin Rum toprağı değil, özel statülü bir toprak olduğunu göreceklerdir.

★★★

Haftasonu BM’nin bütün engelleme çalışmalarına karşın Türk tarafı yol çalışmasını sürdürdü. Öyle anlaşılıyor ki yolun yapımından da geri adım atılmayacak.

Türkiye, fiziki engelleme girişiminin ardından Birleşmiş Milletlere gösterdiği sert tepkiyi sürdürecek.

Ankara’da yaptığım görüşmelerden anladığım kadarıyla Birleşmiş Milletler askerleri yol çalışmalarını fiziki güç kullanarak engellemeye çalışırsa, Ankara diplomasi dışı hamlelere başvurabilir.

Hatta bölgedeki diplomatik gerilim, yerini askeri gerilime bırakabilir.

★★★

Bu arada Yiğitler-Pile yolu kriziyle ilgili en sembolik ve en anlamlı adımın MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldiğinin altını çizmeliyim.

Bahçeli, takım elbisenin altına giydiği siyah çizmeleriyle odasında kameralara poz verdi. Ardından da çizmeleriyle yürüdüğü görüntüleri “KIBRIS TÜRKTÜR” mesajıyla birlikte sosyal medyada paylaştı.

Bir süre kimse çizmeli görüntülerle KIBRIS TÜRKTÜR mesajının bağını kuramadı.

Ancak kısa süre sonra MHP’liler, Bahçeli’nin yaptığı göndermeyi kamuoyuyla paylaşmaya başladılar:

İtalya’nın faşist lideri Mussolini, Akdeniz Bölgesi’ne dair planlarını hayata geçirmeye çalışırken Ankara’daki Büyükelçisini Atatürk’e gönderir. Büyükelçi Akdeniz’le ilgili planlarını anlatır. Atatürk odasına gidip Mareşal kıyafetiyle çizmelerini giyerek gelir ve “şimdi sizi dinliyorum” der.

Ulu Önder bu hareketiyle İtalya’ya “savaş meydanında görüşürüz” yanıtı vermiştir.

İtalyan Büyükelçi sessizce Çankaya Köşkü’nden ayrılır ve Roma’ya Türklerin kararlılığını anlatan bir telgraf çeker.

★★★

Hiç şüphem yok: Bahçeli Kıbrıs’la ilgili diplomatik bir krize dair görüşünü, Atatürk’ün yöntemiyle ortaya koyarak sadece MHP’lilerin değil, Türkiye’nin bütün yurtseverlerin, Atatürkçülerinin sevgisini kazanmıştır.

Dilerim, koalisyon ortağı Recep Tayyip Erdoğan da Bahçeli’nin bu net mesajını anlamıştır.

Dilerim, Bahçeli’nin bu mesajı sayesinde iktidar artık Atatürk’le savaşmaktan vazgeçer.

Dilerim, Diyanet imamları da artık Ulu Önder Atatürk’ün “Benim şahsi meselem” dediği Hatay’ı Arap toprağı gibi göstermeyi bırakır.

Dilerim, Sayın Bahçeli de artık iktidar ortaklarının Atatürk ve silah arkadaşlarına karşı topyekün yürüttüğü bu algı savaşına artık dur der!