Genel seçimler ertesi başlayan görüşmeler nihayete erdi... Tam 111 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren İngiliz Petrol şirketi BP, 700’den fazla akaryakıt istasyonu ve lisans hakkını devredip Türkiye pazarından çıktı.

Nitekim Petrol Ofisi, BP’nin Türkiye’deki akaryakıt dağıtımı işini devraldığını duyurdu. Rekabet Kurumu’nun onayı yılbaşı sonrasını bulur ve BP istasyonları Türkiye’de tarih olur.

★★★

Petrol Ofisi kimin şirketi? Hollanda merkezli çok uluslu bir enerji ve emtia ticaret işiyle uğraşan Vitol’un...

2022’de 505 milyar dolarlık geliriyle Vitol, dünyanın en büyük bağımsız enerji tüccarı... Borsa’da işlem görmüyor yani halka açık değil... Haliyle bu büyüklükteki bir şirket için ortaklık yapısı hayli gizemli... Tanımlarında dahi “sorunlu coğrafyaların şirketi” olarak geçiyor.

★★★

Açıklamalarında, “Türkiye enerji sektörünün milli gururu Petrol Ofisi Grubu’nun daha da güçlenmesini sağlayacak bu adımı atmaktan ötürü son derece mutluyuz. Genç ve dinamik nüfusu ve büyüme potansiyeliyle Türkiye’nin geleceğine olan güvenimiz tam” demeleri sevindirici...

Aynı şekilde yılların BP’sinin genç ve dinamik nüfusu ve büyüme potansiyeliyle Türkiye’nin geleceğine güveninin olmaması da hayli düşündürücü...

★★★

BP’nin mevcut varlıklarını devrederek piyasadan çekilmesindeki en önemli neden yüksek operasyonel maliyetler olduğu söyleniyor. İyi güzel de bu maliyetler Vitol için geçerli değil mi?

2010 yılında Meksika Körfezinde BP tarafından işletilen Deepwater Horizon isimli petrol platformunda yaşanan kazanın neden olduğu 20 milyar dolarlık zararı öne süren de var.

Bir şirketin 13 yıldır zararın etkilerini silmeden yoluna devam edebileceğine inanmak sanki biraz bahaneleri zorlamak gibi geliyor bana...

★★★

Biraz geriye gidersek Fransız Total de isim hakları ile birlikte Türkiye’deki tüm operasyonlarını ve mal varlıklarını Demirören grubuna devrederek sektörden çekilmişlerdi. Sadece madeni yağ tarafı Fransa’ya bağlı kalmıştı.

Demirören de bir süre sonra şirketi OYAK grubuna satmıştı.

★★★

Sizce de Mehmet Şimşek yabancı yatırımcı peşinde koşarken, her türlü desteğin verileceğini söylerken 1912’den beri Türkiye’de olan BP’nin yani British Petroleum’un ülke genelinde 700’ün üzerindeki istasyonu satıp gitmesini açıklamak için “kâr marjı açıklamaları” fazla basit olmadı mı?

Mesela BP neden Trinidad ve Tobago Cumhuriyeti’nden çıkmıyor? Yaklaşık 1.5 milyon nüfusu olan ülkede kâr marjları çok  mu iyi?

★★★

Yabancılar, kalıcı yatırım yapmak, parasını getirmek için neye bakar? Şeffaflık var mı? Hukuk işliyor mu? Denetimler tam olarak yapılıyor mu? Bağımsız kurumlar çalışıyor mu? Kısaca kafası rahat mı?

Millet olarak bizim kafamız rahat değil, onların nasıl olacak? Onca yıl sonra Türkiye’de ilk defa mı kâr marjları azaldı? Geçin bunları... Oturup irdelemek lazım hikayenin gerçekten altında yatanları...