Seçime kısa süre kala yaşanan bu büyük kriz 3’üncü gününde; Akşener’in masaya dönmesi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı, Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı adaylığı ile çözüldü çözülmesine ama bu krizin gölgesi kampanya sürecine yansıdı. SÖZCÜ yazarı Aytunç Erkin, o 96 saatte neler yaşandığını, hangi görüşmelerin yapıldığını “Masa/96 Saatin Öyküsü” adlı kitabında anlattı.
HÂLÂ AYNI NOKTADAYIM
■ Kitabı yazma kararını neden aldınız?
Baştan söyleyeyim ben böyle bir masanın kurulmasına karşı çıkan gazetecilerden birisiydim ve hala bu noktada duruyorum. “Yüzde 50+1’e ulaşmak için ittifak ya da masa şarttı” diyebilirsiniz! Ancak... Partilerin, özellikle CHP gibi kurucu partinin ‘kimliksiz’ kalacağı, sosyolojik tabanının eriyeceği gibi endişelerimi de zaman zaman yazdım, anlattım. Kılıçdaroğlu, 2109 yerel seçimlerinin ardından partisinden çok, ittifakı büyütmek istedi ve bunu da başardı. Yine de sorun vardı: Kim ne derse desin, farklı altı partinin bir masada buluşması ne kadar anlamlıysa, o partiler arasındaki ideolojik farklılık da bir o kadar gerçekti. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan ciddi bir duvar vardı! Muhafazakar kesimle buluşsa da helalleşse de parti tabanının endişelerini zaman zaman görmese de... Kabul etmeyen bir kuvvet vardı Kılıçdaroğlu’nu. (Ki benim gibi düşünenler CHP’nin kimliğinden uzaklaşmasına hep karşı çıktı) Evet... O gün: 3 Mart 2023... Muhalefet ‘dağılmıştı’... Muhalefet medyası şoktaydı... İYİ Parti’den üyelik istifaları gelmeye başladı. İşte o günü merkeze alan ve geriye dönüşlerle, kronolojiyle süreci anlattım.
■ 14-28 Mayıs öncesi ise tartışılan Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmamasıydı. “Kazanacak aday” vurgusunu biliyoruz.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerinin daha ön planda olduğu, anketlerde de bu iki ismin Tayyip Erdoğan’a karşı başarılı olacağı yönünde anketler vardı. Ben de bir kronoloji yaptım ve CHP liderinin adaylığının kilometre taşlarını anlattım.
■ Bu kilometre taşlarını açabilir miyiz?
Kılıçdaroğlu’nun daha masa kurulmadan önce cumhurbaşkanlığı adaylığı için anket yaptırdığını biliyor dum. Masayı genişletmesi, masada adaylık konusunun gündeme gelmemesi hatta yaptığı açıklamalarda “Ben gelince değişecek” vurgusunun öne çıkması bilinçli bir çalışmanın ürünüydü. Buna karşı itiraz masada sadece İYİ Parti lideri Meral Akşener’den geliyordu. Bunu da zaten SÖZCÜ’deki köşemde yazdım.
KENDİSİ ANLATACAKTIR
■ 3 Mart’ta Akşener’in masadan ayrılacağını ilk siz yazdınız.
Evet. 6 Şubat depreminin ardından TKP heyetiyle Adana-Osmaniye-Hatay yolundayken bu bilgiyi aldım ve internet sitemizde yayımladım. Saat 11.10’du yaklaşık 4 saat sonra da Akşener ‘sert’ bir açıklamayla ayrıldıklarını ilan etti. Sonrasında Meral Hanım’la görüştüm. Kitapta ilk kez duyacağınız bir cümlesi var Akşener’in. Dedi ki: “Kovuldum o masadan Aytunç kardeş.” Daha fazlası da var ancak izin almadığım için yazmadım ama bir gün kendisi anlatacaktır.
CHP’NİN ANKETİ
■ Bu arada yine kitaptan öğreniyoruz. Masada yaşanan kriz çıkmadan iki ay önce CHP bir anket yaptırmış.
Burası çok önemli. Ocak ayında Kemal Bey’in talimatıyla Area adlı araştırma şirketine araştırma yaptırılıyor. Ankette şu soru da var: “İki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş cumhurbaşkanı yardımcısı olursa nasıl bir sonuç alınır?” Erdoğan ile Kılıçdaroğlu kafa kafaya çıkıyor. Burada akla şu gelmez mi? Hani Akşener’in evinde önüne bir formül kondu ya: İki belediye başkanı cumhurbaşkanı yardımcısı olsun. İşte bu formül krizden iki ay önce CHP’nin yaptırdığı ankette soru olarak karşımıza çıkıyor. Sanki bu krizin ortaya çıkacağı önceden düşünülmüş gibi ve hazırlık yapılıyor.
AKŞENER’E YETKİ VERİLDİ
■ İYİ Parti cenahı 2 Mart’ı nasıl anlattı?
Onlar diyor ki: “Biz Genel İdare Kurulu’nda metot belirleme için Genel Başkan’a yetki vermiştik bu toplantıya giderken. 26 Ocak’ta İYİ Parti Genel Merkezi’nde yapılan Altılı Masa toplantısında şu karar alınıyor: Temel Karamollaoğlu tüm genel başkanları gezecek. Genel başkanların aday belirlemeye dair metotlarını öğrenecek. Bu metotlarla birlikte önerdikleri adayları alacak. 26 Ocak’ın bir diğer özelliği de ‘Millet İttifakı’ adıyla işbirliğinden ittifaka geçiş yapılmış olmasıdır. Temel Bey geldi bize. Geldiğinde hiç bu konulara girmiyor. Tekrar geleceğini bekliyoruz. 6 Şubat depremi oldu. 2 Mart’taki 6’lı Masa toplantısına da metot belirlenecek diye gidiyor genel başkan. Masadan kalkarken GİK’e Kemal Bey’in ismini götüreceğini söylüyor Akşener. O gece herkese soruyor Meral Hanım. Verilen yanıt da şu oluyor: Herkesin evet demesi gereken bir karar çoğunlukla alınan bir karara dönüşmüştür. Masanın ruhuna aykırıdır.”
Soru şu: Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmak istediğini biliyordu ve daha önce neden böyle bir itirazda bulunmadı? Bunun cevabını kitaba bırakalım.
96 saatte yanıtı verilen sorular
■ 5 Mart gecesi İmamoğlu ve Yavaş, Meral Akşener’in evinde ne konuştular? Akşener ne teklif etti, belediye başkanları ne dedi?
■ Kılıçdaroğlu, Akşener’e verdiği hangi sözü tutmadı? n Marriott Otel’deki toplantıda Kılıçdaroğlu hangi metni imzalamadı? n CHP-İYİ Parti arasında “Beşli Çete” krizi nasıl çıktı? Kim, nasıl mesaj verdi?
İmamoğlu ve Yavaş’ın ismini CHP’li Kuşoğlu önerdi
Kriz sürecinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’yı aradı. İki ismin yıllar öncesine dayalı dostluğu vardı ve bu dostluk hiç bozulmamıştı. Kuşoğlu dedi ki: “Acaba iki belediye başkanını da bu sürecin içerisine dahil etsek hanımefendi buna olumlu bakar mı?” Paçacı düşündü ve önce soğuk baktı; çünkü sonucun değişmeyeceğini düşünüyordu. Kuşoğlu’na “Sonucu etkilemez ama yine de bakalım” diye yanıt verdi. Cihan Paçacı akşam saatlerinde Meral Akşener’i aradı: “Meral Hanım, Bülent Kuşoğlu bugün aradı ve ‘iki belediye başkanını da sürece dahil edersek…’ teklifini yaptı. Bilmiyorum, ne dersiniz?”
Akşener’in yanıtı Paçacı’nın düşündüğü gibi olmamıştı: “Olabilir.” Ancak bazı şartları vardı İYİ Parti liderinin. O şartlardan biri “İki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, icracı pozisyonda cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Bunu da masada bulunan diğer parti liderlerine Kemal Bey anlatacak. Bir şekilde bunlar yazılı kayıt altına alınacak...”
