TV kanalını açtım. Yeni tip işadamı konuşuyordu. Karşısında gazeteciler vardı. Adam meydan okuyordu.

Oturuşu.

Gülüşü.

Vücut dili.

El-kol hareketleri, seçtiği kelimeler, savurduğu hakaretler, tarzı, tavrı; “Ben Allah’ın yeryüzündeki görüntüsüyüm” havasındaydı... Orada olmayan muhalefet partisi liderine; “Ulan sen 20 milyar doları ya bir arada görmemişsin ya da dayak yememişsin” diye kaba laf sokuyordu. Gazeteciler geçmişini sormadıkları halde “Eski kızıl Komünistim. Şimdi yeşil İslamcı işadamıyım. Deli bir Laz’ım!” diye kendine övünme payı çıkartmaktaydı.

Bu kabarma!

Bu kibir!

Bu meydan okuyuş!

Bu yarı Tanrı hava!

Niçin?

Nereye varmak istiyordu?

★★★

100 kat daha zengin, çok sayıda işyerinin, fabrikanın, malın-mülkün sahibi işadamları, toplumun önüne çıktıklarında genellikle alttan alırlardı. Eski kızıl komünist yeni yeşil işadamı ise karşısında soru sormaya çalışan gazetecileri “sinek gibi” gibi görmekteydi. Bir ara gazetecileri de unuttu, kendi soru sormaya ve kendi cevap vermeye başladı.

Şunu demeye getiriyordu:

Benim adım Ethem Sancak!

Ama karşınızdaki ben değilim.

Karşınızda Tayyip Erdoğan var.

Ben Tayyip Erdoğan ile varım.

Siz, dışardan bakınca beni özel girişimci olarak görüyorsunuz ama benim kamusal yanım daha ağır basıyor. Ben “Orduyu tank sahibi yapmaya” görevlendirildim. Bana “devlete tank yap Ethem...” vazifesi verildi. Reisime bağlıyım.

Devlet hantal.

Devlet angut.

Devlet debil.

Devlet embesil.

Tankı yapamıyor.

“Sen yap Ethem” dediler.

Kim dedi?

Devletin kendisi!

★★★

İzmir’de 2 bin dönüm şehir arazisi üzerinde kurulu BMC’ nin (British Motor Corporation) eski büyük ortak sahibi  batmıştı. BMC TMSF’nin yani devletin malı olmuştu. Devlet BMC’yi Ethem Sancak’a sattı. Ethem Sancak, BMC’yi alsın diye gerekli parayı da devlet bankaları kredi olarak verdi. Devlet “Yerli Tank Projesi Geliştirmeyi” de kendi üstlendi. Prototip geliştirme ihalesi açıldı. Devlet cebinden 50 milyon dolar ödedi prototip çıktı. Beğenildi. Adı “Altay Tankı” konuldu. Devletin elinde ASELSAN var, tankın haberleşme sistemini yapabiliyor. Devletine elinde ROKETSAN var, tankın silah sistemini yapabiliyor. Devletin elinde Ağır Bakım Fabrikaları (Sakarya’daki Tank Palet gibi) var ve tankın gövdesi ile hareket sistemlerini (palet) yapabiliyor. Zaten tank; “gövde- motor- palet –haberleşme-  silah sistemlerinin” bir araya getirilmesinden oluşuyor.

Devlet geri zekalı!

Aklı yetmiyor!

Elinde tuttuğu ASELSAN’ı, ROKETSAN’ ı, TANK-PALET’ i bir araya getirip tankı kendisi yapmıyor.  Ethem Sancak’ı buluyor, kar garantisi veriyor: “Tankı sen yapmış ol Ethem...” diyor. Ethem Sancak da  kafasına iktidar partisi şapkası giyiyor, eline parti bayrağını alıyor.

Hem partili!

Hem işadamı!

Hem devlet görevlisi!

Hem tank yapıcı!

Hem tank satıcı!

★★★

Adam!

Oturuşu.

Gülüşü.

Vücut dili.

Herkesi sinek gibi görüyor!