Depremin ilk saniyesinde kesildi, elektrik yok.

Koca binalar iskambil kağıtları gibi yıkıldı. Biliyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk; onları yapanlarda da, yapımına izin verenlerde de vicdan yok.

Doğalgaz boruları patladı, doğalgaz yok.

Köprüler yıkıldı, yollar patır patır patladı. Yol yok.

Havaalanı ortadan yarıldı, uçak inecek havaalanı yok.

Hastane yıkıldı, bölgede ayakta duran hastane yok.

Denizin dibindeki liman cayır cayır yandı söndüren yok.

Deniz var, liman var yardım getirecek gemi yok.

Belediyelerin binaları yıkıldı, belediye yok.

Emniyetin binaları yıkıldı, polis koşup gelemedi. Polis yok.

Kışlaları deprem vurdu, enkaz altında kalan Mehmetçiklerimiz şehit, onlarca askerimiz yaralı. İlk andan asker yoktu, sonradan geldi.

Zonguldak’ta deneyimli yüzlerce madenci vardı ama enkazlarda yoktular. İzin çıkmadı çünkü.

Doktorlar, hemşireler yıkıntılar arasında kaldı. Doktor yoktu, hemşire yoktu. Olanlar yetmedi.

Mazot yok! İş makinesini kapıp yardıma koşanların mazotu bitti çaresiz enkaz dibinde bekledi.

Depremi duyar duymaz kendi arabasıyla, kazması küreği, feneri jenaratörü ile bölgeye koşan insan evlatları aç açına çalışıyor. Yiyecek yok..

Türkiye’nin her köşesindeki belediyeler erzaktan battaniyeye, hijyen ürünlerinden çocuk montuna kutu kutu hazırlık yaptı. Kutularda belediye adı yazıyor diye izin yok! O kutularda işe yarayacak her ne varsa onlar yok.

Kurtarılmayı bekleyen kim bilir kaç bin can var, üstelik ilk 24 saat çok önemli. Ama kurtarmayı bilen ekip yoktu, sonradan geldi.

Her ay çuvalla para ödediğimiz telefonların hatları kesildi, iletişim yok.

Su yok, bir kase çorba yok, ekmek yok.

En büyük ihtiyaç, tuvalet yok.

Hava sıcaklığı eksilerde, düne kadar çadır yok. Gelenler kime yetecek?

Canlı yayın yapan televizyon ışığını kapattığı an can kurtarma işi bitiyor, aydınlatma sağlayacak jeneratör yok.

Binlerce cansız bedenimiz var, hastane bahçelerine dizdik koyacak yer yok.

Üstlerine öte beri örttük ceset torbası yok.

Çaresizlik o kadar çok ki, dert anlatacak kimse yok.

Yok, yok, yok...

Ve haber geldi en son... Kefen bezi yok!

Cenazemizi yıkayacak, namazımızı kıldıracak, duamızı okuyacak imam bulunur mu bilmiyoruz ama liyakati yok edilen memleketimizin halini çok fena gördük!

Bir de, pek değerimiz yokmuş onu gördük!