"KARŞILAŞTIĞIMIZ TABLO AYRI KIYAMETTİ"
22 yıl önce enkaz altında kalarak hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyen Bakan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:
* 17 Ağustos ve 12 Kasım'da vatandaşlarımızı kaybettik. O gece İstanbul'daki evimizde balkonda uyumuşum. Bir iş makinesinin yer deldiği bir ses ile irkildik. Balkon demirlerinin nasıl bir yere gittiğini gördük. Evin bir tarafında buluştuktan sonra aşağıya indik. O zaman İstanbul il başkanıydım.
* Çiller ile birlikte Yalova’ya gittim. Hayatımda böyle manzara görmedim. Yüzlerce ceset etraftaydı. Allah bir daha böyle bir olay yaşatmasın. Ümitsizlik, herkes nereye bakıyor belli değil. Sakarya'da, Yalova'da, Düzce'de, Kocaeli'de, Kastamonu’da karşılaştığımız tablo yarı kıyametti.
* Yıllarca depremin korkusu ile irkilenler hep o travma ile karşılaştılar. En ufak sarsıntıda ayağa kalkıp binayı terk edenler yıllar boyunca bunu yaşadı. Biz büyük bir milletiz. Biz inançlı bir milletiz. Biz milli kültürüne bağlı bir milletiz. Ne kadar gelişsek de şımarmayan bir milletiz. Bize annelerimiz bunu öğretti.
* Öğretmenlerimiz, büyüklerimiz bize hep bunu öğretti. Bize çocukluktan itibaren bir sınav dünyası olduğunu öğrettiler. Zorluklara karşı sığınacağımızın Allah olduğunu öğrettiler. O gün o zorlukları gördük.
Foto: İHA"TÜRKİYE'DE 'NEREDE BU DEVLET' DEDİRTMEDİK"
Türkiye'nin son 2 yıldır çok sayıda afet ile karşılaştığını kaydeden Soylu, şöyle konuştu:
* Elazığ depremine gittiğimiz akşam da oradaki insanlarda aynı hava vardı. Yakınlarını kaybeden, hatıralarını kaybeden, onlarla buluşamayacağına inanan insanların koşuşturmacalarını gördük. Biz görevli bir milletiz. Bu topraklarda görevli bir topraklardır. Bir çok bela ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu millet rahmet ile buluşan bir millettir. Biz başka milletlere benzemeyiz.
* O ilk anlarda karşılaştığımız üzüntüler bizi ümitsizliğe sevk etmeden başka bir tabloyu ortaya koydu. Onlarca insanı Kastamonu’da toprağa defnettik. Her biri ile görüştük, her biri ile beraberdik. Depremler, seller, afetler öyle olağanüstü halde geliyor ki, bazılarını engellemek mümkün değildir. Bunları en aza indirmek için çalışıyoruz. Elazığ'da deprem, Giresun'da sel, Van'da deprem, İzmir'de deprem, Artvin'de sel, Muğla ve Antalya'da orman yangınları, Kastamonu'da, Sinop'tan Bartın'dan o zor haberler aldık.
* Tüm arkadaşlarımız ile Cumhurbaşkanımızın talimatı ile oraya gittik. Geldiğimiz nokta itibariyle altını çizmem gerektiğini düşünüyorum. Biz çocuktuk, televizyonlar siyah beyazdı. Kışın 6 ay köylerin yolları kapanırdı. Hamileler çocuklarını doğurmadan hayatlarını kaybederdi. Biz televizyonlarda hep 'Nerede bu devlet?' sözlerini duyardık. Bu söz bizim içimizde hep kaldı. Allah'a hamdolsun Cumhurbaşkanımızın riyasetinde Türkiye’de 'Nerede bu devlet?' dedirtmedik.
"ESKİ TÜRKİYE'YE DÖNEMEYİZ"
Devlet olarak vatandaşın en zor zamanlarında yanında olduklarını dile getiren Soylu, şu ifadeleri kullandı:
* Biz asil bir milletin evlatlarıyız. İzmir depremi geçeli 1 yıl oldu. Elazığ depremi geçeli 1.5 yıl oldu. Giresun afetinin üzerinden geçeli hemen hemen 1.5 yıl oldu. Evlerini herkese teslim ettik, etmeye devam ediyoruz. Biz Dünya sıralamasında en zengin ülkeler arasında en çok yardım yapan ülkeyiz. Biz kimseye sırtımızı dönemeyiz. Biz eski Türkiye’ye dönemeyiz.
* Defalarca İdlib'e gittim. Kolları kesik, bacakları olmayan anne ve babalarını kaybetmişler gördüm. Batının acımasızlığı oralarda yetim köyleri oluşturdu. Bize 'oralara gitmeyin' diyenler oldu. Yapacaklarımızı en iyi şekilde gerçekleştirmek için en iyi şekilde çalışıyoruz.
"ALMANYA DAHA VATANDAŞININ YANINA GİDEMEDİ"
42 milyon vatandaşa afet tatbikat eğitimi verildiğini vurgulayan Bakan Soylu, hedefin 51 milyon olduğunu kaydetti. Yıl sonu itibariyle hedef rakama ulaşacaklarını dile getiren Soylu, "Arama kurtarma dahil olmak üzere yoğun bir çalışma ortaya koyuyoruz. Bizden önce Almanya'da sel yaşandı. Biz onlardan daha büyük olan sel afetiyle baş ettik. Sahayı temizledik 1 ay içinde oradan çıktık, vatandaşlarımıza evlerini yapmaya başladık. Almanya tam 3.5 ay vatandaşının yanına gidemedi. 2000 yılı ile 2020 yılı arasında deprem sayıları tam 6 kat arttı. Biz elimizden geldiğince önlem almaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

SOYLU YENİ SİSTEMİ TANITTI
Soylu, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi'nin 22. yıldönümü etkinliklerine de katıldı. Etkinliklerde konuşan Soylu yıkıcı bir depremin zamanını bilmediklerini fakat depreme karşı tedbir alınabileceğinin altını çizdi. Bin 700’ü aşkın personelle tatbikat gerçekleştirdiklerini belirten Soylu, Sağlık Bakanlığı ile ortak bir projeye imza attıklarını dile getirdi. Proje kapsamında siyah, sarı, yeşil ve kırmızı olmak üzere 4 farklı renkte vatandaşların sağlık durumlarını takip edebilecek bir sistem ile hazırlanan bileklik yaptıklarını aktardı. Ayrıca proje kapsamında araçların doğru koordine edilmesi için yeni bir araç takip sistemi kurduklarını altını çizdi.
"44 AYRI SENARYONUN AYNI ANDA İŞLEYİŞİNİ GÖRDÜKTEN SONRA GURUR DUYDUK"
Düzce Depremi’nin 22. yıldönümü etkinliklerinde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “99 depreminden sonraki 4 şiddetinden büyük depremlerde artış sayısı 2005 yılında 106’ya 2011 yılında 174’e 2020 yılında bu sayı 300’ü geçmiştir. 2021 yılı içerisinde 170’i geçen 4 büyüklüğünde depremler yaşadık. Konya’da geçen deprem oldu. Konya fay hattı üzerinde değil. Tehlikenin arttığını biliyoruz. Yıkıcı bir depremin vakti ve saatini bilmiyoruz. Tek alabileceğimiz şey tedbirdir. Bir yandan kentsel dönüşüme bir yandan AFAD başkanlığı kurulmuştur. Depremlerde yaşanan o aranılan koordinasyona dönülmüştür. Bir devlet olarak orada 99 depreminde karşı karşıya kaldığımız sonuçlar ile ilgili tüm dersler çıkarıldı ve tüm alınması gerekenler yapıldı. Bugün 6 ülke Tekirdağ’da tatbikat yaptık. Bin 700’ü aşkın personelin katıldığı bu tatbikat bizim açımızdan da kapasitelerin teyit edilmesi için çok önemliydi. Tam 44 ayrı senaryonun aynı anda işleyişini gördükten sonra gurur duyduğumu belirtmek isterim” dedi.
"YAZILIM İLE TANIMLANMIŞ BİR BİLEKLİK KULLANACAĞIZ"
Sağlık Bakanlığı ile ortak bir projeye imza attıklarını belirten Soylu, “Sağlık Bakanlığı ile ortak bir program yaptık. Sarı, kırmızı, yeşil ve siyah olmak üzere 4 ayrı renklerde tanımladığımız siyahı ölümü ifade eden tamamen bir yazılım ile tanımlanmış bir bileklik kullanacağız. Bilekliği taktıktan sonra hafif yaralıysa sistemi takip edebileceğimiz bir sistem. 2’nci adım ise binlerce araç yardımlara geldi. Ortak olarak yönetilmesi gerektiğini gördük. Tüm araçların koordineli bir şekilde yönetilmesi için araç takip sistemi kurduk. Bu da bizim için dijital çağın maksimize kullanılması önemliydi. Arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. El birliği ile çok önemli adımlar atmaktayız. 3’üncü yenilik ise yerel birliklerdir. Gerek yangınlarda gerek sel ve deprem afetlerinde eğitimli hiyerarşik birliklere ihtiyacımız vardı. İlk pilot çalışmayı Düzce’de gerçekleştirdik. Kıyafetleri, eğitimler ile araç ve gereçleri ile Türkiye’nin bundan sonraki çalışmalarında yerel birliklerin çok büyük etkisi olacaktır” diye konuştu.
AFAD ACİL MOBİL UYGULAMASI
İçişleri Bakanlığı, AFAD Acil Mobil uygulamasını iPhone ve Android cihazlarına indirerek "Tek Tuşla Acil Çağrı", "En Yakın Toplanma Alanı" ve "Afet Eğitim Videoları"na tek uygulamadan ulaşılabileceğini anlatan bir video paylaştı. İçişleri Bakanlığı videonun altına da “AFAD Acil; tek tuş, hayata dokunuş!” notunu düştü.
"BU ÜLKENİN İMANINI BOĞMAYA, İNSANINI BOĞMAYA ÇALIŞANLARA FIRSAT VERMEDİNİZ"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP Düzce İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
* Bugün Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler akşamın 6'sında emekli kuyruğuna girip bankadan sabahın saat 9'una kadar tir tir titreyerek emekli maaşımı alayım da borcumu harcımı ödeyeyim diye bir ülkede kendine ve ülkesine hizmet eden insanlara aynı eski muameleyi gerçekleştirmek istiyorlar.
* Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler bir IMF komiserinin talimatlarıyla koskoca bir ülkeye, koskoca bir tarihe, koskoca bir medeniyete diz çöktürmek istiyorlar. Bu ülkeyi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler bir parmak sallayıp Amerika'dan, Avrupa'dan size haddinizi bildiririz deyip sınırımızın ötesine hafif bir adım attığımızda şartelimizi indirip bizi karanlıkta bırakıp, teröristlere orada istedikleri gibi gün yüzü göstermek isteyenlerdir.
* Bizi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler, eski Türkiye'nin hesabını yapanlar, bize laf yetiştirmeye çalışanlar, iftira atanlar, fitne çıkaranlar, nifak ortaya koymaya çalışanlar, bu Türkiye'de her gün 30-35-40 şehidimiz geldiğinde acaba başka bir dönüşüm olur mu diye bunun hevesinde olanlardır.
* Vicdanlarını kaybetmişlerdir, ülkenin geldiği noktayı hesap edemeyenlerdir. Bu ülkeyi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler gecelik 8 binlik faizlere bu ülkeyi mahkum etmek isteyenlerdir.
* Bu ülkeyi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler terörle mücadele ettiğimiz zaman zarfında insansız hava aracı bozulup İsrail'e gönderildiğinde tamir edilmediğinde eli bacakları arasında girip acaba ben ne yapacağım diye endişe eden Türkiye'ye döndürmek isteyenlerdir.
* Bu Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler insanımızın kılığına, kıyafetine, inancına musallat olup sizin istediğiniz gibi bir Türkiye gibi değil, bizim size çizdiğimiz Türkiye gibi yaşamak zorundasınız diye vesayet üzerinden talimat vermeye çalışanlardır. Siz sadece bu ülkede sadece bir iktidar getirmediniz.
* Siz sadece AK Parti'yi iktidara taşımadınız. Vallahi de billahi de yedi düvelin üst üste gelip, bu ülkenin imanını boğmaya, insanını boğmaya çalışanlara fırsat vermediniz. Onların önüne engel oldunuz. Onlara müsaade etmediniz" dedi.
"SOSYAL MEDYAYLA SEÇİM KAZANILIYOR MU KAZANILMIYOR MU O GÜN GÖRECEĞİZ"
Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
* Yok onlar öyle söylediler, bunlar böyle söyledi, sosyal medya şöyle söyledi. Göreceğiz sosyal medyayı. 2023'te el mi yaman bey mi yaman göreceğiz. Sosyal medyayla seçim kazanılıyor mu kazanılmıyor mu o gün göreceğiz. Halkayı genişletmeli, sayımızı çoğaltmalı, partimize herkesi davet etmeliyiz. Bu kadar açık ve net.
* Bu sadece bizim meselemiz değil. Bu sadece Türkiye'nin meselesi değil. Bu bölgenin huzurudur. Bu dünyanın çıkış yoludur. Buna inanın ne olursunuz. Bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir lider bu ülkeye gelmez. Bunu çok net söylüyorum. Böyle liderler 100 yılda bir 150 yılda bir gelir. Biz fırsatı yakalamışız. Bu fırsatla dünyaya sözümüzü söyleyecek, sözümüzü anlatacak Tayyip Erdoğan ile birlikte 2023'te zafer bizim sorumluluğumuzdur, sorumluluğumuzdur. İHA-DHA