İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, Türkiye’de hekimlerin umutlarının tükendiğine dikkat çekerek, “Son yıllara kadar hekimler hiç bu kadar mutsuzluk, umutsuzluk ve meslekten kaçış yaşamamışlardı. Genç meslektaşlarımız ülkeyi terk edip başka ülkeye gidiyorlar. Yurtdışına gitmek için bizim tabip odalarından belge alıyor hekimler. Bu 2011’de İstanbul Tabip Odası’nda 32 iken, 2021’de maalesef bu sayı 800’leri buldu. Bu, umudun kalmadığını gösteriyor” dedi.

Yurtdışına göçte hekimlerin şartlarının etkili olduğunu anlatan Saip, “Çünkü daha az iş yükü ve daha iyi gelir düzeyi ile çalışmaları mümkün. Bizim ülkemizde ise iş yükü çok fazla ve bunun karşısında çok fazla değersizleştirilmiş durumdasınız, şiddete uğruyorsunuz” dedi. Saip şöyle devam etti: “Özel hastanelere geçişte de büyük artış var, kamuda hekim sayısı giderek azalıyor.  Hekimleri tatmin edecek bir düzenlemeye acilen ihtiyaç var.”

10 SENEDE BÜYÜK ARTIŞ

Ocak 2012 ile Aralık 2021 yılları arasını kapsayan veri dökümünde, yıllar içinde yurt dışına giden hekim sayısındaki artış dikkat çekiyor. 2012 yılında toplam 59 kişinin bu belgeyi aldığı görülürken, bu sayının neredeyse her sene artarak 10 yıl içinde 1405’e çıktığı görülüyor. Özellikle 2017 ve 2018 yılları itibariyle yaşanan kırılmanın net olarak görüldüğü tabloda;

2012 yılında toplam 59
2013 yılında toplam 90
2014’te toplam 118
2015’te toplam 150
2016’da toplam 245
2017’de toplam 482
2018’de toplam 802
2019’da toplam 1047
2020’de toplam 931
2021’de toplam 1405 hekimin “İyi Hal Belgesi” alarak yurt dışında göçtüğü bilgisi yer alıyor.

Pınar Saip


İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Dr. Pınar Saip de, sağlık çalışanlarına yönelik artarak devam eden şiddeti ve özellikle hekimlerin son dönemde yurtdışına göç etmelerini SÖZCÜ’ye değerlendirdi. Saip’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle oldu:

Son dönemde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Bu olaylardan sonra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da sosyal medya hesaplarından paylaşım yapıyor, takipçisi olacağını söylüyor. Ama herhangi bir gelişme sağlanamıyor. Sizce sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sebebi ne? Neden önüne geçilemiyor? Önüne geçilmesi için nelerin yapılması gerekli?

İKTİDARIN DİLİ SAĞLIK ÇALIŞANLARINI DEĞERSİZLEŞTİRİYOR

- Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet çok boyutlu. Bir kere zaten toplumsal şiddet artmış durumda. Toplumda şiddet dili hakim olduğu için bu her alana yansıyor. Kadına şiddet var, hayvana şiddet var, çocuğa şiddet var… İnsanlar adalete güvensiz olduğu için sorunlarını şiddet yoluyla çözüyorlar. Bunun dışında iktidarın hekimlere, sağlık çalışanlarına yönelik kullandığı dil, onları değersizleştiriyor. Bu değersizleşme karşısında da vatandaş kendisinde bir hak görüyor.

TALEP VE BEKLENTİ ÇOK ARTIRILMIŞ DURUMDA

- Ayrıca talep çok artırılmış durumda, beklenti çok artırılmış durumda. Hekimin karşısına gittiğinizde hekim size bir kez dokunduğunda, soru sorduğunda bütün sorunlarınız hallolacak veya siz ne isterseniz hekim onu yapacak gibi bir algı yaratılmış durumda. Bu da hekimin, gerçek hekimlik yapmasını engelliyor.

- (Hasta) Olmaması gereken bir reçete yazılmasını istiyor, yapılmaması gereken bir tetkik yapılmasını istiyor veya gittiği anda hemen muayene olup, anında sorunlarına çözüm bulunsun istiyor. Böyle bir talep yaratılmış durumda. Bunun karşılanması mümkün değil. İnsanlarda sağlık okuryazarlığı yok. Bu bir eğitim; ‘Bir hekim ne kadarına kadirdir, ne yapabilir?’ Bunlar maalesef olmadığı için çok acele, hızlı çözüm bekleyen bir durumla karşı karşıyayız.

BÜTÜN BUNLAR SAĞLIKTA ŞİDDETİ ARTIRIYOR

- Ayrıca insanlar başka alanlarda mutsuz. Bunu bir şekilde hekimlerden ve sağlık çalışanlarından çıkarıyorlar. Hekim çok korumasız çalışıyor. Önünde bir sekreteri yok, kapının önünde sosyal hizmetler uzmanları yok, bu konuyla ilgili iyi iletişim becerileri gelişmiş bir yedek insan gücü yok. Kapıyı açan da sizsiniz, hastayı oturtan da sizsiniz, (bilgileri) bilgisayara giren de sizsiniz, hastaya cevap veren de, muayene eden de… Ve bütün bunları 3 dakika içinde yapmak zorundasınız. Bütün bunlar sağlıkta şiddeti maalesef artıran etmenler.

BU YASA İSTEDİĞİMİZ GİBİ ÇIKMADI

- Tabi caydırıcılık da çok önemli. Şu anda var olan yasayla biraz ilerleme kaydedildi ama bu yasa bizim istediğimiz gibi çıkmadı. Gerçek anlamda şiddet uygulamış bir kişinin mutlaka tutuklu yargılanması gerekiyor. Bu her zaman olmuyor. İnsanlar bu şiddeti uyguladıkları zaman, yeteri kadar ceza almayacaklarını düşünüyorlar.

- Ayrıca, ‘hükmün açıklanmasının ertelenmesi’ gibi bir madde var, biz sağlıkta şiddette bunun kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü o zaman, 1.5 yıla kadar ceza alan kişiler bu cezayı, ikinci bir suç işlediğinde yatıyorlar. Bunun kaldırılmasını ve sağlıkta herhangi bir şiddet uyguladıklarında mutlaka o cezanın infaz edilmesini istiyoruz. Sağlıkta şiddetin, normal bir şiddet olayından 2 katı cezalandırılmasını istiyoruz.”

Son dönemde sağlık çalışanları yurtdışına, özellikle Avrupa’ya çok fazla göç etmeye başladı. Hatta böyle devam ederse ileride ameliyat yapacak doktor bulunamayacağı bile söyleniyor. Sizin elinizde bir istatistik, veri var mı? Sizce doktorlar neden yurtdışına gidiyor?

GENÇ MESLEKTAŞLARIMIZ ÜLKEYİ TERK EDİYOR

- Türkiye’de hekimlerin umudu bitti, tükendi. Gerçekten bu son yıllara kadar hekimler hiç bu kadar mutsuzluk, umutsuzluk ve meslekten kaçış yaşamamışlardı. Bu iki türlü oluyor. Bir; genç meslektaşlarımız ülkeyi terk edip başka ülkeye gidiyorlar. Çünkü daha az iş yükü ve daha iyi bir maddiyatla çalışmaları mümkün. Bizim ülkemizde ise şu anda iş yükü çok fazla ve bunun karşısında çok fazla değersizleştirilmiş durumdasınız, şiddete uğruyorsunuz.

- Yurtdışına gitmek için bizim tabip odalarından belge alıyor hekimler. Bu 2011’de İstanbul Tabip Odası’nda 32 iken, 2021’de maalesef bu sayı 800’leri buldu. Çok ciddi bir artış. Biz internlerle (ön hekim) de yaptığımız eğitimlerde görüyoruz ki çoğu gerçekten yurtdışına gitmek istiyor. Bu, umudun kalmadığını gösteriyor.

- Diğer bir konu var, o da çok tehlikeli: Hekimler artık çok erken yaşta emekli oluyor. Hastanedeki kuyrukların bir nedeni de bu. Çoğunluğu özele geçiyor, kamudan ayrılıyorlar. Hekim sayısı giderek azalıyor kamuda. İkincisi erken emekli olup, mesleği tamamen bırakıyorlar. Bu yetişmiş iş gücünün kamudan çekilmesi büyük bir sorun. İktidarın bunu bir an önce görüp, gerekli düzenlemeleri yapması lazım. Hekimleri tatmin edecek bir düzenlemeye acilen ihtiyaç var.