Ülkemizde yaşayan her Türk vatandaşı gibi asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli iki ayrı depremle ilgili düşüncelerini aktarmak için telefonla görüştüğüm eski bakan İmren Aykut öylesine üzgün ve öylesine öfkeliydi ki, dinledikçe hak vermemek elde değildi.

Özellikle depremden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarının kandırmaca doku olduğunu öne süren İmren hanım bakın neler söyledi:
“Üflesen düşecek durumda binalara hafif hasarlı yazıyorlar. Koca koca çatlaklar üst katlara kadar ulaşmış. Mutlaka yıkılması lazım.
Ama milleti sokmuşlar içine. Nasıl bir toplum olmuşuz. Kimse sorumluluk almıyor. Rapor gelecek diyorlar. Ya rapor gelinceye kadar ölürse insanlar ne olacak?”
Deprem yaşanan tüm illere çok üzüldüğünü ancak Hatay’a daha farklı üzüldüğünü anlatan Aykut, “Hatay muhteşem bir kent. O tarihi yapısı, havası, insanlarının güzel huylu oluşu ve daha bir çok özellikler. Hatay gerçekten bambaşka bir kent. İnsanları çok medeni. Habibi Neccar Camisi bile yıkılmış. Nasıl üzüntülüyüm anlatamam. Kocaman binalar yerle bir olmuş. Allah bir daha göstermesin diyorum ama hiç bir şey Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini örtmüyor. Depremden kaçınılmaz. Sen önlemini alacaksın, binalarını buna göre yapacaksın sonra başına bir felaket gelince keşke diye dövünmeyeceksin” dedi.
Her sözün sonunda hıçkırıklarını gizleyemeyen İmren hanım şöyle devam etti:
“Şimdi dillerde İstanbul depremi var. Bilim adamları on yıldır aynı şeyi söylüyor. Burada çok büyük bir deprem olacak. Peki önlem aldık mı? Kocaman hayır. İnsanların toplanacağı yerler ayrıldı ama kısa zamanda oralar konut alanı oldu.
Yani İstanbulluların gideceği hiçbir yer yok. Bir şey olursa bu apartmanların altında kalacaklar. Bu söylemler tahmin değil. Çok iyi deprem profesörleri var. Adamlar adeta yalvarıyor önlem alın diye. Türkçe anlatıyorsun öylece bakıyor yüzünüze. Hükümet kılını kıpırdatmıyor. Felaket gelince de hemen kader deyip sıyrılıyorlar işin içinden.
Bu işler kader olur mu ya, kader olur mu? İlim var bilim var. Kaç seneden beri İstanbul depremi konuşuluyor. Ve olacak bu deprem. Mademki deprem kuşağındayız ne gerekiyorsa yapacaksın. Evler 5 senede bir kontrol edilmeli, önlemler artırılmalı, toplum bilinçlendirilmeli”
Deprem yüzünden insanların psikolojik dengesinin bozulduğuna işaret eden İmren Aykut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben çok üzülüyorum. İçim yanıyor. O cesetleri gördükçe, insanların enkaz altındaki haline tanık oldukça, kurtulduğuna dahi sevinemeyen insanların açlık ve soğuktan kaynaklı feryatlarını dinledikçe kahroluyorum.
Bir Türk kadını olarak, bir anne olarak içim parçalanıyor. Bilindiği halde bir şey yapılmamış olmasını ise kabullenemiyorum.
Böyle ülke yönetilmez. Kazaya afete göz göre göre gel denilmez. Sen büyük devlet isen gereğini yapacaksın. İnsanları ölüme mahkum etmeyeceksin. Denetimini yapacak kaçağın önüne geçeceksin”