Adam her sohbette övünerek, “Benim büyük büyük dedem sarayda padişahın en yakınlarından biriydi” diyor, kendisinin de saraylardan çıkma olduğunu söylüyordu.
Bir gün merak edip sordular, yahu kardeşim ne iş yapıyordu sarayda senin büyük büyük deden? Kısık sesle şöyle dedi: Padişahın kürdancıbaşısıydı!
Hangi padişahsa artık anlaşılan dişleri hayli kötüymüş... Memleketin dört bir yanından getirilen saraylara layık yağlar, ballar, kaymaklar, hurmalar, süt kuzu etleri, oğlak etleri, sebzeler, bakliyatlarla pişirilen yemeklerden ne zaman yese dişlerine kaçıyormuş. Bu yüzden kürdanı hazır edecek kürdancıbaşı icat edilmiş...
Kürdancıbaşılı hikayenin ilham kaynağı AKP’nin bir icraatı. Okuyanın karnını tıka basa dolduran özel haber ise Sözcü’nün başarılı ismi Veli Toprak’tan geldi.
Şöyle olmuş... Günler süren hazırlıkların ardından Ankara’daki AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında dünya liderimiz ve kıymetli parti yöneticilerine sunulmak üzere şık bir menü hazırlanmış. Yemekleri yapacak şef, ekibi ve kullanılacak tüm ürünler taaa 620 kilometre öteden, Balıkesir’in ‘bahar’ kokulu Edremit İlçesi’nden gelmiş.
AKP için hazırlanan ‘menü’ yemekleri yapan ünü giderek artan lokantanın kendi sosyal medya hesabından dünya liderimizle çekilen hatıra fotoğrafı, ayrıntılar ve de haklı gururla paylaşılmış!
Başlangıç için etli düğün çorbası varmış mesela. Tadımlıklarda Edremit sepet peyniri, gözeneklerinden yağ damlayan Mihaliç peyniri, koyun beyaz peynir 0.3 asit erken hasat zeytinyağı ile sunulmuş.
Ana yemek, Balıkesir kıvırcık kuzu kol tandırmış. Kozak çam fıstıklı bademli iç pilav, kuzu etli saatlerce dövülmüş keşkek ve Edremit’in yaylalarında otlayan koyunların sütünden yapılmış yoğurt.
Ayrıca, Çıkrıkçı Ovası kerevizi, portakallı kereviz, Bostancı Ovası lahanası, Edremit yöresinden toplanmış çam fıstıklı kuş üzümlü lahana sarması, Edremit Ovası yer elması, Karaoğlan Köyü kuzu ıspanak menünün soğuklar bölümündeymiş.
Salata ise kuzukulağı, ısırgan otu, nar, ceviz ve yıllandırılmış keçi peyniri ile yapılmış Eybek salata.
Tatlımız ise ilk hasat zeytinyağı, ceviz ve bademle yapılmış Edremit ev baklavası.
Aslında dünya liderimiz bu lokantanın yemeklerini geçen yıl Balıkesir ziyaretinde tatmıştı... Belli ki çok beğenmiş, paylaşmaya çok ehemmiyet verdiği için lezzetleri yakın çalışma arkadaşlarının da tatmasını istemiş olabilir. O ilk yemeğin menüsünde ise kelle paça çorbası, erken hasat zeytinyağı ile sunulan yeni hasat kırma zeytin, sura (bir et yemeği), kabak çiçeği dolması, manda yoğurdu, Balıkesir kaymaklısı (yufka, kaymak, şerbetle yapılır) ve Edremit hoşmerimi vardı.
AKP MYK’sında yenen düğün yemeğinin parası hepimizden çıktığı için menü kaça patlamıştır diye azıcık kafa yordum, içinden çıkamayıp sinir oldum.
Fakat gördüğüm bir eksiklik var... Bu sofrada bize de bir kürdançıbaşı şart!
Biz mi, dediğinizi duyar gibiyim...
O ‘biz’ biz değiliz zaten!
Biz yani millet eti, manda yoğurdunu, balı, kaymağı, baklavayı unutalı hayli zaman oldu.
Hatta biz, çoook eskiden Erdoğan’ın çay-simit hesabı yapıp, ‘maaşlar çay simide bile yetmiyor’ diye garibanların derdine tercüman olduğu günlerdeki durumdan 7.5 tık altta kalmış bizlerdeniz!
Dünya liderimiz dünya lideri olmadan önce hesap yaparken simidi kaçtan sayıyordu mesela? 1 lira! Bugün İstanbul’da simit kaça? 7.5 lira...
Yazıyı burada bitirmiştim.
Fakat deprem oldu memlekette! İnsanlık depremi... Ek yaptım.
Dün Habertürk televizyonunda et fiyatlarıyla ilgili bir haber vardı. İstanbul’da konuşan Erdoğan’ın “Seçime sayılı haftalar kaldı. İstanbul’daki milletvekili sayılarının kahir ekseriyetini almamız gerekiyor” dediği gün İstanbul’da bir kasapta muhabir yurttaşlara mikrofon uzatıyordu. Tertemiz yüzlü ufacık bir çocuk, bir cümle ile notunu verdi bizi 20 yıldır idare edenlere!
Elindeki karnesini göstererek kendiliğinden şöyle dedi: Annem karne hediyesi olarak et aldı!
Etin karne hediyesi olduğu İstanbul’da vekillerin tamamını alsanız kaç yazar?
Ankara’da kurulan Edremit sofrasında acık ondan, acık bundan tadanlara ne diyelim... Löp löp et, bal kaymak, afiyet olsun!