Maçka'daki evinin önünde 36 yıl önce silahlı saldırı sonucu öldürülen Abdi İpekçi için mezarı başında anma töreni düzenlendi. Törene İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, Milliyet eski Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ve meslektaşları katıldı.
Törenin ardından konuşan Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, “Biz o yolun yarısını 35 yılı geçirdik 36. yıla girdik. Yolun o ilk yarısında resmi bir meçhul durum, belirsizlik vardı, resmi örtbas etme vardı, resmi cezasızlık vardı. Ve bütün bunlar bilinir ama bilinmez resmen bildirilmez durumlar katlana katlana çoğaldı. Bir çığ gibi önümüzde. Fakat bu ikici 35 yılda daha farklı yerlere gitmenin dileğini umudunu dile getirmek zorundayız. İkinci yarda şu an biz burada olanların bir çoğu olmayacak. Babamın akranları birer birer bizi terk ediyorlar artık onlarsız yaşamaya da alışacağız” dedi.
CAN DÜNDAR’IN CEZAEVİNDEN YAZDIĞI MEKTUBU OKUDU
Can Dündar’ın cezaevinden kendisine yazdığı mektubu okuyan Nükhet İpekçi İzet, şöyle konuştu: “Kendisinden izin alma şansım yok ama bu mektubun bir bölümünü paylaşmayı görev biliyorum. 'Sevgili Nükhet, 24 Ocak’tan 1 Şubat’a mektup yazmak, hele de bunu Silivri’den yazmak, kısa bir basın tarihi cümlesi kurmak gibi… Çileyi devralan ikinci kuşak olarak onlara layık olma gailesindeyiz. Öfkenin sahibi, türü, dozu değişiyor, kendisi sabit kalıyor. Kurbanın adı, yaşı, gazetesi değişiyor, akıbeti sabit kalıyor. Ama neyse ki umut da hep sabit değer; hiç azalmıyor; hatta çoğalıyor.”
ABDİ İPEKÇİ GAZETECİLİĞİNİ YAPABİLSEK BU ÜLKEDE ÖZLEDİĞİMİZ DEMOKRASİ OLURDU
Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Abdi İpekçi gazeteciliği, Türkiye’de çok şey değiştirdi. Abdi İpekçi gazeteciliği artık bitti diyen insanlar bile bugün bu gerçeğin fazlasıyla farkında diye düşünüyoruz. Biz Abdi İpekçi gazeteciliğini bu ülkede yapabiliyor olsak bu ülkede özlediğimiz demokrasinin de var olacağını da düşünüyoruz. Bir ülke düşünün ki basın müzesinde galerisi var, 65 öldürülmüş gazetecisi var. İletişim fakültesindeki öğrenciler mesleğe başlarken o müzeyi ziyaret ediyorlar. Bütün öldürülmüş gazetecilerin cinayetleri hala aydınlatılmış değil.”
BASIN KONSEYİ'NDEN AÇIKLAMA
Basın Konseyi, Milliyet gazetesinin başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinin 36. yıl dönümünde anma mesajı yayınladı.
Mesajda, "Yıl 1979...Takvimlerin yaprağı 1 Şubat’ta takılı kaldı. Milliyet’in başyazarı Abdi İpekçi, 36 yıl önce saat 20.00 sularında 5 hain kurşunla öldürüldü. Gazeteci İpekçi’nin beyaz gömleği kanlara bulandı, kalemi kırıldı. İpekçi’nin hayatı 36 yıl önce ellerinden alınsa da, o devleşti, öldürenlere ve öldürtenlere inat ölümsüzleşti. Usta gazeteci Abdi İpekçi’yi saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz." denildi.
ABDİ İPEKÇİ KİMDİR?
1929 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Bir süre Hukuk Fakültesine devam etti. Kırmızı-Beyaz ve Şut adlı spor dergilerinde yazı ve karikatürleri yayınlandı. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bir müddet sonra da genel yayın müdürü oldu. 1961 senesinden 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekilliği ve Uluslararası Basın Enstitüsü'nün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı Genel Sekreterliği gibi görevlerde bulundu. “Afrika, İhtilalin içyüzü, Liderler Diyor ki, Dünyanın Dört Bucağından” isimli kitapları var. 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul’daki evinin yakınlarında öldürüldü. Abdi İpekçi o günlerde Milliyet Gazetesindeki Genel Yayın Müdürlüğünün yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda Başkan Vekili olarak görev yapmaktaydı.
