Biz bu kadar mı çürüdük? Nasıl bu hale geldik?

Son 20 yılda toplum âdeta çöktü. Buna Batı ülkelerinde “Collapse” diyorlar. İngilizce olan bu kelimeyi ilk defa rahmetli 9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel’den duymuştum. “Enflasyon toplumu çökertir” dedikten sonra “Bu çöküşe Amerika’da ‘Collapse’ derler” diye izah etmişti.

Okulların önlerinde uyuşturucu satan halk düşmanları ve uyuşturucu kullanan gencecik insanlar... Sahte içkiden gözleri kör olanlar, ölenler, sakat kalanlar...

Baskıcı sistem yarattı tüm bunları... 

Ekonomi bozuldu, enflasyon arttı, devlet bütçesi savurganlıklar nedeniyle büyük açıklar verdi...

İktidar, bütçenin deliklerini kapatmak için vergilere yüklendi. Alkollü içkilerin fiyatları normal değerlerinin iki-üç katına çıktı, kaçakçılık cazip hale geldi, piyasayı sahte içkiler sardı, ölümler arttı...

2025’in ilk 8 ayında sahte alkolden ölenlerin sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor!

Bu konuda uzman olan okurum Bülent Çelik’ten gelen bir mesaj şöyle:

“Devlet, sahte içkinin yapıldığı öldürücü ‘Metil alkol’ trafiğini denetlemek, kayıt altına almak için kılını bile kıpırdatmıyor. Fakat, gerçek içkinin yapıldığı ‘Etil alkol’ satışı konusunda son derece sıkı önlemler alıyor. Yani halkın sağlığı değil, içki şirketlerinin kârı ve vergi tahsilatı peşinde... Tiryakiler, insafsız vergi yüküyle fiyatları aşırı artan içkileri ucuza mal etmek için, kendileri imal etmeye çalışıyorlar. Bu insanlar 10-15 yıl önce kimyager olmaya, evlerinde içki yapmaya heves etmiyorlardı...”

Türkiye’nin düzlüğe çıkması ve halkın rahat nefes alacak şartlara kavuşması için bu iktidarın artık seçim yapılarak değişmesi gerekiyor.

23 yıldır ülkeyi yönetiyorlar... Bir 23 yıl daha iktidarda kalsalar, inanın ki, iyiye giden bir şey olmayacak...

Nöbet değişim zamanı çoktan geldi...

Tek çare seçim... Hem de, erken değil, derhal seçim... 

Peki, bu olur mu? Olmaz! Neden olmaz?

Kaybedeceğini bilen bir iktidar seçime erken seçime gider mi?

“Erken seçim” diye zorlayalım ama fazla bir şey umut etmeyelim!

Millet istedi, millet getirdi, yine millet götürecek!

Ülkede yönetim kalitesi düştükçe, kurumlar liyakatsiz kişilerle dolduruldukça güzel günlere kavuşma ihtimalimiz de azalıyor.

Beyin göçü veren bir ülke haline geldik...

“Giderlerse gitsinler” denilen doktorlarımız gidiyor, eğitimli, yetenekli gençlerimiz gidiyor, fırsatını bulan herkes âdeta kaçıyor.

Liyakatsizlik ve cehalet sarıyor ülkeyi...

Üretemeyen bir ülke haline geldik! Mercimeği, kuru fasulyeyi bile dışarıdan alıyoruz!

İktidarın, 23 yılın sonunda ülkeyi getirdiği nokta maalesef hiç de iç açıcı değil... Artık topluma söyleyecek bir hikâyeleri de kalmadı. 23 yıl daha iktidarda kalsalar, değişen ne olacak? Farklı ne yapacaklar?

İşte, yapabilecekleri bu kadar!

Ülke bin bir sorun içinde çabalar hale geldi!

Muhalefet de kendi derdine düşmüş, ülkenin sorunlarıyla ilgili yeteri kadar çalışamıyor.

Şu gerçeği de unutmamak lâzım: Bunları millet istedi, millet getirdi, millet götürecek! Ne zaman? Seçim ne zaman olursa tabii ki!  

Alıngan siyasetçi!

Arkadaşı “Yahu Temel, seni partiden yaka paça dışarı atarlarken görmüşler... N’oldu?” diye sorunca Temel anlatmış:

“Biliyorsun ben bir süredir su tesisatçılığına başladım. Genel merkezin su borularının tamiri için çağırdılar. Tesisatı inceledikten sonra Genel Başkan’a çıkıp ‘Bütün sisteminiz çürümüş, bitmiş, tamamen yeni bir değişim şart’ dedim, başkan kızdı, beni tekme tokat dışarı attırdı!”

GÜNÜN SÖZÜ:

İnsanı, insanın kahpesi, rakının sahtesi çarpar! (Nâzım Hikmet)