Köprülere şiir yazan adam
Şair Ataol Behramoğlu yeni kitabı “Köprülere Şiirler”e dair konuştu. Kitapta sürgüne giderken geçtiği Drama Köprüsü de var, Thames Köprüsü de… 68 Kuşağı’nın Zap Suyu’na yaptığı Devrimci Gençlik Köprüsü de var.
Nereden aklınıza geldi, köprülere şiir yazmak?Köprüler başlı başına ilgi çekmiş, türküler yakılmış, şiirler yazılmış. Elbette beni de etkilemiştir. Köprüler üzerine şiirler yazmıştım. Köprüler birer canlı varlıklarmış gibi, onlarla söyleşerek yazıyorum.
- Şiirleriniz pek çok dile çevrildi.
Şiirlerin başka dillere çevrilmesi tek başına önem taşımaz. Eğer çevrildiği dilde etkili oluyorsa değer kazanır. Ben bu bakımdan mutluyum.
- Günümüz Türkiye’sinde toplumsal köprülerin yeniden kurulmasına ihtiyaç var mı?
Elbette. Köprüleri atmak diye bir deyim vardır ya, Türkiye o halde. Oysa insanlar, duygular ve akıllar arasında yeniden köprüler inşa edilmesine ihtiyaç var.
- Toplumun köprülerini yıkarak ayrıştırma politikaları izlediği eleştirileri alan iktidarın son dönemde yine laikliği hedef almasını nasıl karşılıyorsunuz?
Laikliği Anayasa’dan kaldırmak, yok olmak demektir. Bu mümkün değildir. Bu tartışmalar, suni gerilimdir.
- Atatürk ve Cumhuriyet’e saldırılar nelere yol açtı?
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemi değerlerini, hangi sancılardan geçilerek bu ülkenin kurulduğunu, nasıl muazzam başarılara ulaşıldığını daha iyi düşünmemize yol açtı.
- Bazen deniliyor ki, “Türkiye elli yılda bile çok zor toparlanır.”
Katılmıyorum. Türkiye’nin potansiyeli çok güçlü. 5 yılda bile toparlanır. Demokrasinin beşiği Batı Avrupa’da bu kavramlar biraz eskimiştir. Türkiye’de ise bu kavramlar tıpkı sosyalizm gibi yenidir. Yeter ki Türkiye bu zincirlerinden kurtulsun.