Avrupa Parlamentosu’nun “Yeşiller Grubu” Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit’e göre;
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye, hızla Avrupa Birliği’nden
uzaklaşıyor!”
Başlangıçta uzun süre AKP iktidarını destekleyen “Kızıl Dany” lâkaplı Cohn-Bendit’in şimdi fikrini değiştirip, AKP’den umut keserek böyle konuşması ilginçtir.
* * * *
1968 yılında Fransa’da meydana gelen olaylara öğrenci lideri olarak katılan Cohn-Bendit, önceleri Tayyip Erdoğan’dan ve onun yönetimindeki AKP’den umutlu olduğunu, fakat artık bu umudun yerini büyük bir hayal kırıklığı aldığını söylüyor.
Ona göre Türkiye şu anda, Tayyip’i desteklemeyen herkesin ‘Hain’ ilan edildiği bir ülke...
Ülkede “Hain” olmak çok kolaylaştı! Karşı görüşteyseniz, iktidara göre hainin birisiniz!
Bendit “Eğer hain ilan edilmiyorsanız demokrat değilsiniz. Benim, yeni Türkiye vizyonum budur!” diyor. İlginç bir görüş!
* * * *
Başbakan’ın gerilim siyaseti yürüttüğünü belirten Cohn-Bendit şunları kaydediyor:
“Erdoğan şu anda Rusya Devlet Başkanı Putin gibi davranıyor, ‘Ben muktedirim, ben kuvvetliyim, ben her şeyi biliyorum.’ diyor. Bütün doğruları kendisinin bildiğini ve yaptığı her şeyin doğru olduğunu sanıyor!
Bugünkü Türkiye, her geçen gün Avrupa Birliği’nin demokratik standartlarından uzaklaşıyor.
Artık, bu Türkiye ile müzakereleri sürdürmenin bir anlamı yok. Beni en çok üzen de budur.
Oysa başlangıçta o kadar ümitliydim ki... Yanıldım, aldandım!
Demokrasi sadece çoğunluğun taleplerinin yerine getirildiği bir sistem değildir.
Demokrasi aynı zamanda azınlık haklarının da korunduğu bir sistemdir.”
* * * *
Avrupa Parlamentosu “Yeşiller Grubu” Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit’in, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için de görüşleri şöyle:
“Sayın Abdullah Gül, bende hayal kırıklığı yarattı. Onun, daha net tavırlar alıp, demokrasiyi savunmasını beklerdim, fakat savunmadı!”
* * * *
Lider düzeyindeki Avrupalı bir parlamenterin ülkemize bakış açısı işte (özetle) böyle...
Avrupa Birliği’ne girme umutlarımız neredeyse sıfıra yaklaşmış durumda!
Tabii, AKP iktidarı bundan ders çıkaracağı yerde, Daniel Cohn-Bendit’e düşman olarak bakacak, belki de onu “Paralel yapının ajanı” diye ilan edecektir!
Günümüzün iktidarı, doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyor!
Rakı neymiş meğerse?
Rakıyı seven de vardır, sevmeyen de...
Rakı için ilginç şeyler yazacağım. Bunlar iki bilim adamının incelemeleri...
Bilgileri, gazeteci dostum Eyüp Karadayı yolladı...
Amerika’nın Kansas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Edmond Riche ile İngiltere’nin Manchester Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sir Alex Harley’in yaptıkları araştırmalarda, üzüm suyuyla birleştirilip rakı haline getirilen “Anason”un insan üzerinde çok olumlu etkileri olduğu saptandı.
Prof. Dr. Sir Alex Harley, rakının en güzelinin Türk Rakısı olduğunu belirterek, bilinçli rakı tüketiminin faydalarını açıkladı.
Ancak, rakıyı aşırı kullanmamak şart... Bir duble, en fazla bir buçuk duble... Fazlası zarar!
* * * *
* Rakı, damarları açarak kan dolaşımını rahatlatıyor.
* Tansiyonu normal seviyeye getiriyor.
* Yeterli kan akışı nedeniyle, beyin fonksiyonları hızlanıyor ve tüm vücut rahatlıyor.
* Üzüm ve anason karışımı, karaciğere yardımcı oluyor.
* Stres sıfır noktasına iniyor.
* Dostlarla (özellikle eşle ve sevgiliyle) birlikte alındığında mutluluk hissi maksimuma
ulaşıyor.
Tabii, bütün bu olumlu etkiler bir veya bir buçuk duble ile...
Unutmayın! Aşırısı mahvediyor!
Tebessüm
“O kürk var ya, o kürk!”
Adamın burnu havada, çalımından geçilmiyor. Oysa birkaç yıl öncesinin kılkuyruğu... Cebi birkaç kuruş para görmüş, şımarmış...
Bektaşi, böyle birine çatmış, adamın sırtında samur kürk, dolaşıp duruyor. Fiyakasından da yanına yaklaşılmıyor.
Bektaşi adamı çevirmiş:
“Bana bak! O sırtındaki kürkle dolaşarak caka yapıp durma! O kürk var ya! O kürk, bir zamanlar asıl sahibini bile hayvanlıktan kurtaramadı!”
Günün Sözü
Biber gazına ne gerek var? Ülkemizde ağlayacak o kadar çok şey var ki!