Son 17 yılda R. T. Erdoğan önderliğinde Türkiye’nin “astığı astık, kestiği kestik” veya “aldığı aldık, sattığı sattık” iktidarı olan AKP, momentumunu yani hamle gücünü kaybetmişe benziyor. Ekrem İmamoğlu’nun 13 bin oy farkıyla kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı, çok haksız bir şekilde iptal ettirilmesi üzerine yapılan ikinci seçimde 800 bin oy farkıyla tekrar kazanması, onun başarısından çok AKP’nin başarısızlığıdır. Bu olay, “Ne yapar yapar, AKP yine atı alıp Üsküdar’ı geçer” inancını temelden sarsmıştır. Temel oynayınca, esasen bir süredir aralarındaki bağlayıcı harç dökülmüş, üstteki taşlardan kopmalar başlamıştır. Uzun yıllar Erdoğan’ın en yakınında görev yapmış, daha sonra gözden düşmüş ama yıpranmamış Ali Babacan’ın, AKP’den istifası büyük bir olaydır. Amerikalıların “maverik” dedikleri cinsten, başına buyruk bir politikacı olan Bülent Arınç, yaptığı tek bir çıkışla, Babacan’ı FETÖ’den içeri tıkıp, siyaset sahnesinden silmek isteyen işgüzarların bu teşebbüsünü akim bırakmıştır. Artık AKP’nin, eski AKP olarak yoluna devam etmesi zordur. AKP, bir şekilde yenilenecektir.

PARA İÇERİ, EKONOMİ YUKARI

Tek başına kullanıldığı zaman “ekonomi” kelimesi, bir ülkenin toplam milli geliri (GSMH) anlamına gelir. Mesela “Çin dünyanın en büyük ekonomisidir” demek, milli geliri en büyük ülke demektir. Bu tanımdaki ekonomiyi “irmik helvası” olarak düşünün. 3 kilo helva yapmak istiyorsak, kullanacağımız yağ, irmik ve şekerin toplamı 3 kilo olmalıdır. Ekonomi helvası da “emek”, “toprak” ve “para”dan yapılır. Ne kadar büyük nüfus, ne kadar büyük yer altı ve üstü zenginliğe sahip toprak ve ne kadar çok para varsa, milli gelir de o kadar büyük olur. Helvayı çoğaltırken, karışıma az olan girdiden çok ilave etmek gerekir. Yani “insanı az-parası çok” olan ülke insan ithal eder (Almanya’nın yabancı işçi alması), “insanı çok-parası kıt” olan bizim gibi ülkeler yabancı sermaye peşinde koşar. Toprağı yetmeyen emperyalist olur.

AKP’Yİ NASIL HATIRLAYACAĞIM

AKP’yi, her şeyin büyüğünü iyi sanan, cebajcı, borçkolik, verimliliğe değer vermeyen, gösteriş meraklısı müsrif bir parti olarak hatırlayacağım. AKP; acze düşünce “Varlıklarım borçlarımı rahat karşılar” diyen batakçı iş adamı gibidir. “Biraz da biz sefa sürelim” diyen bir zihniyetin ete kemiğe bürünmüş halidir. Başarısı ise 16 yılda kabaca 600 milyar dolar (toplam cari açık eksi toplam net hata ve noksan) parayı ülkeye getirmesidir. AKP’nin popüler olmasının sebebi ise bulduğu bu paranın bir kısmıyla altyapı, sağlık, iskan, ulaşım, iletişim ve çevre düzenleme yatırımları yapmış olmasıdır. AKP, yerel yönetimlerin parasal imkanlarını artırarak, refahı ülke geneline yaymıştır. Alınan borçların geri ödeme dönemi başlayınca, cicim yılları bitmiştir. Lakin seçmen, yeni iktidardan da alıştığı cicim yıllarının devamını bekleyecektir.

Son söz: Gelecek, geçmişe ipoteklidir.