Zor bir fikstürden üst üste 7 galibiyetle çıkmak büyük bir öz güveni de beraberinde getiriyor. Kazanma alışkanlığı Galatasaray için önemli bir artı.

Okyanusu geçip derede boğulmak istemeyen Galatasaray,  son haftalarda oyun anlamında çıkışa geçen Erzurumspor önünde maça temkinli başladı. Kabul etmek gerekir ki Galatasaray, şampiyonluk yolundaki en büyük rakibi Beşiktaş kadar oyunu domine edemiyor. Bunun başlıca sebebi yavaş oyun. Ne topun hızı ne de Galatasaraylı futbolcuların hücum hızı yeterli değil. Bu da kilidin açılmasında sıkıntı oluşturuyor. Aslında Galatasaray’ın zor fikstürü şimdi başlıyor.

Kapanan takımları aşma konusunda sıkıntılı bir takım Galatasaray. Erzurum’un katı savunmasına karşı sıkıştığı anlarda imdada Mostafa Mohamed yetişti. Hem de ne yetişme. Çöldeki bir vaha gibi Mohamed. Serinlik veriyor Galatasaray’a. Öyle güçlü öyle bitirici ki yapacak bir şey bırakmıyor. Tam bir ceza sahası golcüsü. Nerede durması gerektiğini de nereye koşması gerektiğini de çok iyi biliyor. Öylesine güçlü vuruyor ki toplara kaleyi tutması yeterli. Lakabı olan ‘Anaconda’ gibi öldürücü. İkinci golde muhtemelen kalenin yerini oynatmıştır, direği kıracaktı. Golcün iyiyse her şey güzel.

Gelelim diğer iyilere. Arda Turan bu takımın beyni, kalbi ve ruhu. İkinci golde ofsayttan kaçarken rakip defansı ekarte edişi başka bir seviyeydi. Süper Lig’in en zeki futbolcusu. Aklıyla oynuyor ve Galatasaray’ı oynatıyor. Etebo da takımın ciğeri. Koştukça koştu, savaştıkça savaştı. Orta sahayı tek başına ayakta tuttu. Defansif olarak eleştirilen Yedlin’in ise kademeye girişleri müthişti. Emre Kılınç’a ayrı parantez açmak lazım. Takımı hızlandıran en önemli isim. Rakibin dengesini bozuyor, gol pozisyonlarının hazırlayıcısı oluyor.

Kısacası üst üste 8. galibiyetini alan Galatasaray, yoluna emin adımlarla devam ediyor.