'Üç büyükler' denen kulüplerimizin durumu gerçekten içler acısı... Günü kurtarmak için, taraftara şirin görünmek için, sosyal medyadaki klavye kahramanlarının gazıyla takımlarını yönetmeye kalktılar. Kaza geliyorum dedi, geldi. Lastik patlayacaktı, patladı.

Türk sporunun lokomotif kulüpleri oldukları için, her alanda örnek ve başarılı olmak zorundalar. Ama artık kupalara çok uzaktan bakmak bir yana, adları 'küme düşme' ile anılıyor; ekonomik olarak da batık durumdalar!

Futboldaki yanlışlarıyla saç-baş yolduran Fenerbahçe, ezeli rakiplerinden bir tık önde; basketbol ve voleybol farkıyla... Ama oralarda da sorunlar var. Bu kadar yatırımın, harcanan milyonlarca Euro'nun karşılığı alınıyor mu; sorgulaması lazım, Başkan Koç ve ekibinin... 'Yarışmacı mı, yetiştirici mi' kararını vermeliler. Yoksa daha çok şikayet ederler 'amatör' denilen branşlardan.

Beşiktaş son yıllarda zaten futboldan başka hiçbir branşı ciddiye almıyor. Ciddiye aldıkları futbol yüzünden battılar, hala menajer transferleri yapıyorlar! Voleybolda ve kadın basketbolunda esameleri okunmuyor. Faaliyetlerini askıya aldıkları veya alt ligde oynayan takımları var. Erkek basketbolunda ise başarı çıtası play-off oldu. Başkan Çebi, geçen sezon kurulan menajer takımından para kazandıklarını sanıyor; doğru bilgilendirilmesi şart!

Galatasaray'a gelince... "Gençleşiyoruz" diyen ama 20 yaşın altında futbolcu oynatmayan Terim'in, onlarca çöp transferle, milyonlarca Euro zarar ve sistemsizlikle bıraktığı enkazı temizlemek çok zor. Geçen sezon erkek basketbolunda küme düşme korkusu vardı; bu sezon ibre futbola döndü! Başkan Elmas ve ekibi futbolla uğraşadursun; Türkiye'ye Avrupa'dan 3 şampiyonluk getiren basketbol şubesi yıllardır hedefsiz ve kupasız. Erkek basketbolunda yeni sponsor ve şube yönetiminin ne yaptığını kestirmek zor. Kadın basketbolunda Fenerbahçe'nin ardından ikinci olmak için; kadın ve erkek voleybolunda dördüncü-beşinci olmak için takım kuruluyor. Böyle vizyon olur mu?

'Üç büyükler' için daha da kötüsü şu: Artık masa başında da güçlü ve bağımsız değiller. Tünelin ucunda da ışık görünmüyor. Türkiye'nin siyasi-ekonomik şartlarında ve mevcut kafa yapısıyla, devlete olan borçlarını nasıl ödeyeceklerini çok merak ettiğim bu kulüpler, bu hallere düşmemeliydi... Yazık!