Yunanistan’ın İkaria Adası’nda doğup büyüyen Stamatis Moraitis genç yaşta adayı terk edip zengin olmaya, Amerika’ya gitti. Boyacı ustasıydı. Çok çalıştı, Amerikalı bir kızla evlendi, para kazandı, çocukları oldu. 66 yaşına geldiğinde nefes problemi başladı. Üç doktora gitti. Hepsi aynı tanıyı koydu. İleri dönem akciğer kanseriydi ve 6 ay ömrü kalmıştı!
Dünyası yıkıldı tabi. Düşündü, ya Amerika’ya gömülecekti ya da doğduğu topraklara. Eşiyle birlikte apar topar İkaria’ya yerleştiler.
6 ay ömür biçilen 1921 doğumlu Stamatis şimdi 102 yaşında!
Turp gibi... Ölmek için döndüğü adada hiç ilaç kullanmadı, özel diyet yapmadı, bol bol şarap içiyor, dostlarıyla sıkı ilişkisi var, gülüyor, yürüyor, nefes problemi sıfır, uykusuna dikkat ediyor, üzüm bağları var sıkı çalışıyor, adada yaşayanların tamamı gibi asla fazla mesai yapmıyor, öğle uykularını ise ihmal etmiyor.
İkaria Adası, dünyanın en sağlıklı ve uzun yaşaşayan insanlarını barındıran Mavi Bölgeler’den biri. Her üç kişiden birinin 90 yaşını aştığı, Türkiye’ye 40 mil uzaklıktaki bir yer.
Amerikalı gazeteci, belgeselci Dan Buettner’in yıllar süren araştırmalarının ardından çekilen dört bölümlük ‘100 Yıl Yaşamak, Mavi Bölgelerin Sırları’ dizisinde izledim.
Japonya’da Okinawa Adası, İtalya’da Sardunya, Amerika’da Loma Linda, Kosta Rika’da Nikoya ve Yunanistan’da İkaria Adası dünyanın beş mavi bölgesi... Dizide bu bölgelerde ne yapılıyor da insanlar yüz yıl ve daha fazla, üstelik hastalanmadan yaşıyor sorusunun yanıtları aranıyor.
Birbirine benzemez bu beş bölgede uzun ve sağlıklı yaşayanların ilginçtir ortak özellikleri var.
Öncelikle çok az et tüketiyorlar. Yürüyorlar. Hemde düzde değil, yokuşta. Merdiven çıkıyorlar. Yaşlandım benden geçti demiyorlar çalışıyorlar, ama öyle deli gibi değil. Yaşama amaçları var. Misal odun kırmak, minik bahçede sebze yetiştirmek, dostların sorunları ile torunlarla ilgilenmek. Asla fazla mesai yapmıyorlar, az şeker tüketiyorlar, glütenden kaçınıyorlar, bakliyat tüketiyorlar. Şekerleme yapıp, düzenli uyuyorlar ve mutlu edip, mutlu oluyorlar...
Dan Buettner belgeselin sonunu ‘alınan önlemler, teşvikler sayesinde ülkelerini komple mavi bölge’ haline getiren Singapur hükümeti ile dans eden, tenis oynayan, okuyan, insanlara iyilik yapmayı ödev bilen, sürekli gülümseyen ve 93 yaşında olmasına rağmen hala çok hassas ameliyatlara giren Dr. Zhou Sherong Chow’a ayırmış.
Hele, Dr. Zhou’nun “100 yaşına kadar yaşamak isteyenlere ne tavsiye edersiniz” sorusuna verdiği bir yanıt var ki... Efsane!
***
Tam diziyi bitirmiştim ve kendi kendime uyku ne kadar önemliymiş diyordum ki, Erdoğan’ın sarayda ağırladığı 12’si kadın 99 genç kaymakama kendi yaşamından örnek verip tavsiyelerde bulunduğu törene denk geldim televizyonda.
Az uyuduğunun ve çok çalıştığının altını çizerek ‘devletin nasıl yürüdüğünü’ anlatmış genç kaymakamlarımıza... Doğrusu dünya liderimizin uykuya hasret oluşu belgeseli izledikten sonra insanda acıma duygusu uyandırıyor!
“Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüzü olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5-6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 saati, haftanın 7 günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak bir tempo bekliyorum. Ben Cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12, bazen 1, bazen 2... Böyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez!”
E ne demişler, büyük başın derdi de büyük olur...
Erdoğan’ı tık çıkarmadan dinleyen genç kaymakamlarımıza kolaylıklar dilerim ama 7/24 çalışıp uykusuz kalmakla işleri zor!
Daha fazla merakta bırakmayayım... İyi bir uyku çektikten, bitkisel ağırlıklı beslendikten, iki saat kadar tenis oynadıktan, dostlarıyla şarkılar söyledikten sonra elleri titremeden 93 yaşında ameliyata giren, hastasını kurtarınca sevinen Singapurlu Dr. Zhou’nun verdiği kısa fakat efsane tavsiyeye geleyim...
“Hergün çalışın... DÜRÜST olun... Kolay değil ama mütevazı olun... Bunları yapınca başkalarını mutlu edersiniz ve mutlu olursunuz. Mutlu olunca da hem uzun hem de sağlıklı yaşarsınız!”
Nasıl tavsiye ama? Tam da bizim memlekete göre!