İktidar dilediği kadar muhteşem bir zaferden dem vursun, güneşin balçıkla sıvanmadığı gibi, gerçekler de yalanla örtülemiyor!
Süleyman Şah Türbesi’nin yıkılıp, sandukaların Suriye’den Türkiye’ye kaçırılışı, siyasi bakımdan ağır bir yenilgidir ve bu yenilginin ayıbı iktidar partisi AKP’ye aittir!
TSK’ya söyleyecek bir sözüm yok. Asker kendisine verilen görevi yapmıştır. Hükümet emir verince, komutanların “Yapmayız” diyecek halleri yok! Yasalara göre asker emirleri yerine getirmek zorundadır.
Olayın tüm sorumluluğunu taşıyan Başbakan, kendisine yöneltilen suçlamaların hepsinin yalan olduğunu iddia ediyor.
Peki, öyleyse doğru olan ne?
Çok net olarak görünen “toprak kaybını” zafer olarak ilan etmek midir doğru olan?
Karşımızda, büyük sözler söyleyen, “Lâfla pilav pişirmeye, lâfla peynir gemisi yürütmeye” çalışan bir Başbakan var. Kahramanlık böbürlenmeleri ve hamasi konuşmalar altında, sınır dışındaki tek toprağımızı teröristlere terk etmiş bulunuyor.
Bu olayda benim en ağrıma giden sözler, Meclis’te, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın “Türk Bayrağı sınırda PYD/PKK güvencesi altındadır” demesi oldu. Türk Bayrağı’nı PKK koruyormuş!
Vah Türkiyem!