Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı­’nın coş­kuy­la kut­lan­dı­ğı bir 29 Eki­m’­de dün­ya­ya gel­di. Ağa­be­yi ise 30 Ağus­tos Za­fer Bay­ra­mı tö­ren­le­ri ya­pı­lır­ken doğ­muş­tu.

* * *

Kü­çük­lü­ğün­de 29 Ekim­ler­de­ki fe­ner alay­la­rı­nın ken­di­si için dü­zen­len­di­ği­ni, gök­yü­zü­nü tıp­kı bir ço­cu­ğun dü­şü gi­bi ren­ga­renk ya­pan ha­va­i fi­şek­le­rin de, do­ğum gü­nü­nü kut­la­mak için fır­la­tıl­dı­ğı­nı zan­ne­der “Bu ka­dar zah­me­te ne ge­rek va­r” di­ye dü­şü­nür­dü. Ta ki gü­nün bi­rin­de ar­ka­da­şı Sa­ba­hat­ti­n’­in “Ne saf­sın be, o ha­va­i fi­şek­ler se­nin için de­ğil, 29 Ekim Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı­’nı kut­la­mak için atı­lı­yo­r” de­yip, tüm ha­yal­le­ri­ni yı­ka­na ka­dar!..

* * *

Bu ger­çe­ği öğ­ren­di­ğin­de ha­yal­le­ri yı­kıl­mış­tı ama, Cum­hu­ri­ye­t’­in böy­le­si­ne coş­kuy­la kut­la­nı­yor ol­ma­sı, ter­te­miz yü­re­ği­ni bü­yük mut­lu­luk­la dol­dur­ma­ya yet­miş­ti. He­men eve ko­şup an­ne­si­ne sa­rıl­dı: Ka­dın­ca­ğız şa­şır­mış­tı. “Hay­ro­la ne ol­du yav­ru­m” di­ye so­run­ca, se­vinç göz­yaş­la­rı ara­sın­da “Be­ni böy­le­si­ne muh­te­şem bir gün­de dün­ya­ya ge­tir­di­ğin için sa­na ne ka­dar te­şek­kür et­sem az­dır an­ne­ci­ği­m” de­di. Bu kez ca­nı­nın par­ça­sı­nı ku­cak­la­ma sı­ra­sı an­ne­si­ne gel­miş­ti. O da göz­yaş­la­rı­nı si­ler­ken “Ne mut­lu ba­na. Ar­tık Cum­hu­riye­t’­i, onun ku­ru­cu­su Ata­tür­k’­ü çok se­ven ve ya­şa­dı­ğı sü­re­ce Cum­hu­ri­ye­t’­i ko­ru­ya­cak bir oğ­lum va­r” di­yor­du.

* * *

O gün yü­re­ği­ne yer­le­şen Ata­türk sev­gi­si ya­şa­mı bo­yun­ca ar­ta­rak sü­re­cek­ti. He­nüz il­ko­kul sı­ra­la­rın­dan iti­ba­ren ders­ler­de bi­le -öğ­ret­men­le­ri­ne çak­tır­ma­dan- Ata­tür­k’­ü an­la­tan ki­tap­lar oku­ma­ya, kom­po­zis­yon­lar yaz­ma­ya baş­la­dı.

* * *

İn­gil­te­re baş­ba­kan­la­rın­dan Lloyd Ge­or­ge­’un anı­la­rı­nı okur­ken, Bü­yük Ön­de­ri­miz Ata­tür­k’­ü ye­te­rin­ce an­la­ya­ma­dı­ğı­mı­zı, bu ne­den­le de ge­rek­ti­ği gi­bi an­la­ta­ma­dı­ğı­mı­zı fark et­ti. “Bir in­sa­nı en iyi düş­ma­nı ta­nı­r” der­ler. Lloyd Ge­or­ge da Ata­tür­k’­ten söz eder­ken “O­nun gi­bi da­hi­ler dün­ya­ya yüz yıl­da bir ge­lir. O da ma­ale­sef Türk­le­re na­sip ol­du­” di­yor, böy­le­ce de­ha çı­ka­ra­ma­yan top­lu­mu­mu­zun yüz­yı­lın en bü­yük da­hi­si Ata­tür­k’­ü an­la­ya­ma­dı­ğı­nı söy­lü­yor­du.

* * *

Za­man­la Ata­tür­k’­ü oku­ma­nın yet­me­di­ği­ne, onu an­lat­ma­nın da Cum­hu­ri­ye­t’­e ve dev­rim­le­re gö­nül ver­miş her­ke­sin gö­re­vi ol­du­ğu­na inan­dı. Bir yan­dan Ata­tür­k’­ü an­la­tan tüm ki­tap­la­rı al­tı­nı çi­ze­rek oku­ma­ya de­vam eder­ken, di­ğer yan­dan da ha­ya­ta ge­çi­re­ce­ği pro­je­le­ri­ni düş­lü­yor­du.
Zi­ra sa­de­ce son 4-5 yıl­da oku­du-­ğu kay­nak ki­tap­la­rın say­fa sa­yı­sı 15 bi­ni bul­muş­tu. 3 yıl önce ilk ese­ri­ “1881-...”i yaz­dı. Ken­di ti­yat­ro­sun­da sah­ne­le­di­ği oyun, iki se­zon ka­pa­lı gi­şe oy­na­dı ve bü­yük be­ğe­ni al­dı.

* * *

Yo­baz­la­rın ve Cum­hu­ri­yet düş­man­la­rı­nın sal­dı­rı­la­rı art­tık­ça dur­ma­mak, “1881-...”den fark­lı ye­ni bir eser ya­rat­mak ge­rek­ti­ği­ne inan­ma­ya baş­la­dı. Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­’nin 26. Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Emek­li Or­ge­ne­ral İl­ker Baş­bu­ğ’­un “20. Yüz­yı­lın En Bü­yük Li­de­ri Ata­tür­k” ve “Mus­ta­fa Ke­ma­l” ki­tap­la­rın­dan çok et­ki­len­miş­ti. On­la­rı okur­ken, ye­ni oyu­nun da adı­nı bul­du:
“A­ta­türk Gel­di!..”
Da­ha o ge­ce otu­rup yaz­ma­ya baş­la­dı­ğı oyun­da, Ata­türk gü­nü­mü­ze dö­nü­yor ve ken­di­si­ne “ay­yaş, so­yu so­pu yo­k” di­ye­rek if­ti­ra atan­la­rın ya­nı sı­ra, Türk Mil­le­ti­’ne ar­ma­ğan et­ti­ği Ata­türk Or­man Çift­li­ği­’ni iş­gal eden­ler­le yüz­le­şi­yor. On­la­rı kar­şı­sı­na alıp “Öl­müş in­san­la­rın ar­ka­sın­dan ko­nuş­mak di­ni­miz­de yok­tur ama sizde din iman ol­ma­dı­ğı için bu­nu ra­hat­lık­la ya­pı­yor­su­nuz, ha­di bir de şim­di yü­zü­me kar­şı söy­le­yi­n” di­yor. Ar­ka­sın­dan atıp tu­tan­lar, Ata­tür­k’­ü kar­şı­la­rın­da gö­rün­ce, kor­ku­dan üç bu­çuk ata­rak U dö­nü­şü ya­pı­yor­lar!..

* * *

“O­” gel­me­si ge­re­ken bir gün­de ge­li­yor.
Bü­yük ti­yat­ro us­ta­sı Müj­dat Ge­ze­n’­in ya­zıp yö­net­ti­ği, ay­rı­ca rol de al­dı­ğı “A­ta­türk Gel­di­”nin ga­la­sı 10 Ka­sım gü­nü, Ka­dı­köy Be­le­di­ye­si Cad­de­bos­tan Kül­tür Mer­ke­zi­’n­de ya­pı­lı­yor.

* * *

Oyu­nun bir ye­rin­de Ata­türk, Anıt­ka­bir ko­mu­ta­nı­na şöy­le ses­le­ni­yor:
“Ben aşa­ğı­da ya­tı­yo­rum ço­cuk, yu­ka­rı­da du­rum na­sıl?”
-Pa­şam bu yıl dün­ya re­ko­ru kır­dık. Zi­ya­ret­çi­le­ri­ni­zin sa­yı­sı bir mil­yo­nu aş­tı.
“Bun­la­ra rağ­men mi?”
-Bun­la­ra rağ­men de­ğil Pa­şam, on­lar­dan do­la­yı!..