Sevgili okuyucularım, 2020 olimpiyat oyunlarının hangi kentte yapılacağı 7 Eylül günü Arjantin’de belirlenecek. Peki bu iş nasıl oluyor, size biraz bilgi vereyim.
Yapılacak oylamaya 72 ülkenin temsilcileri katılacak.
Oy verecek olimpiyat komitesi üyelerinin sayısı 104 kişi.
Gördüğünüz gibi, dünyadaki her ülkenin oy vermesi diye bir durum yok. Bazı kıytırık ülkeler var, onlar böyle bir yetkiye sahip değil.
104 kişinin çoğunluğu Avrupa ülkelerinden.
Amerika kıtasından 16, Afrika’dan yine 16 ülke oy kullanacak.
Olimpiyat oyunlarına aday olan üç şehir var:
Tokyo, Madrid, İstanbul.
Olimpiyat komitesi başkanı oy kullanmıyor. Ayrıca üç aday ülkenin temsilcileri de oy kullanamıyor.
Dolayısıyla, Arjantin’de yapılacak oylamada yaklaşık 97 kişinin oy kullanması mümkün olacak.
Şehirlerden biri, yani en az oy alan, ilk turda elenecek.
Geriye kalan iki şehir için ikinci tur oylama yapılacak ve salt çoğunluk olan 48 oy almayı başaran şehir, 2020 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapma hakkını kazanacak.
Oylama gizli yapılacak.
* * *
Dünya devi (!) olan AKP bu işe de soyundu ve olimpiyatlara talip oldu. Dikkat ediniz, hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar!
İstanbul büyük bir köy.
Altyapısı sıfıra yakın. Yazın sıcakta sular kesilir, kışın soğukta bir santim kar yağınca trafik felç olur, yağmur yağınca her yeri su basar.
Büyükşehir Belediyesi 1994 yılından beri bu Tayyip kafasının elinde. Aradan 20 yıla yakın bir süre geçti, bu büyük köyün bir tek sorununu bile çözemediler.
Şimdi bu kentte olimpiyat yapılmasını istiyorlar!
Yapılırsa o günkü 20 milyonluk nüfusuyla İstanbul biter, tıkanır, rezilliğimize bütün dünya tanık olur.
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara!
* * *
Oy kullanacak üyelere direktif, kendi ülkeleri tarafından veriliyor... Bu durumu bilen bizimkiler işi artık iyice yüzsüzlüğe vurdular, taktikler belirlendi:
“Ne kadar olimpiyat komitesi üyesi ülke varsa cumhurbaşkanlarını, başbakanlarını, dışişleri bakanlarını beleş ziyarete çağıralım, güzelce ağırlayıp destek isteyelim!.. Veya biz kendimizi oralara çağırtıp yine destek rica edelim...”
Dikkat ediniz, Türkiye’ye gelen giden yabancı resmi ziyaretçi sayısı son aylarda epeyce artış gösterdi.
Her birinden -yine yüzsüzce ve bıktırırcasına- aynı şey isteniyor:
“Lütfen bize oy verin!..”
Geçtiğimiz mayıs ayında Japonya Başbakanı Şhinzo Abe Türkiye ziyaretinde idi...
Ve Tayyip kendisinden inanılması mümkün olmayan bir şey istedi:
“Siz Tokyo olarak adaylığınızı çekin de, olimpiyat İstanbul’a kalsın! Biz oylamada Madrid’i geçeriz, iş bize kalır!..”
İşte o sözleri aynen Tayyip’in ağzından veriyorum:
“Japonya 2020 Olimpiyatları için Türkiye’ye rakip görünüyor ama ben Sayın Başbakan’a ‘Çekilin’ dedim. ‘Siz bir olimpiyat yaptınız. Bu olimpiyatı da biz yapalım’ dedim. Herhalde Tokyo Valisi’ne bu talimatı verecektir. İnanıyorum ki kendisi de bunu anlayışla karşılayacaktır.”
Cehalet paçalarından akıyor...
Olimpiyat konusunda Tokyo Valisi’nin yetkili olduğunu, kararları hükümetin değil de valinin verdiğini zannediyor!
Japonya Başbakan’ı Tayyip’in bu acayip ve saçma sapan sözlerine herhalde bir yeriyle (!) gülmüştür ama yanıtını diplomatça verdi:
“Biz de Japon halkına olimpiyatların zevkini tattırma düşüncesindeyiz. Eğer Türkiye kazanırsa ilk kutlayan ben olurum. Eğer Tokyo seçilirse sizin de ilk kutlayan olmanızı arzu ederim!”
Japonya Başbakan’ı efendi adammış, “Burnunu öyle her şeye sokma, zırvalayıp durma”
demedi.
* * *
Sevgili okuyucularım, eğer olimpiyatlar İstanbul’a verilirse, bunlar iktidardan düşene kadar bayram ilan edileceğini ve aynı tantanaya tanık olacağınızı şimdiden bilin:
“Tokyo ve Madrid’i devirdik, dünya devi olduğumuzu herkese kanıtladık.”
Sonra İstanbul ve bütün Türkiye’de yeni vurgunlar başlayacak.
Olimpiyat yapmak kolay iş değil, yüzlerce milyar dolar harcayıp yeni tesisler, binalar, spor alanları, yollar, altyapı yatırımları yapacaksınız, içeriye ve dışarıya borçlanacaksınız. (Yunanistan’ı batıran, 2004 Atina Olimpiyatları için yapılan ve
ödenmesi mümkün olmayan borçlanmalar oldu.)
Binlerce irili ufaklı iş yandaşlara verilip köşeyi bir kez daha dönmeleri sağlanacak. Hiç kimse bir şey diyemeyecek.
Diyen olursa yanıt anında gelecek:
“Olimpiyat yapıyoruz kardeşim, işi bırakalım mı yani!..”
Evet, AKP bu olayı iktidardan düşene kadar, hem de bıktırırcasına iç siyaset malzemesi olarak kullanacak.
Dünkü yandaş basında haberler vardı:
“Sayın Başbakanımız Erdoğan olimpiyat seçiminin yapılacağı toplantı için Arjantin’e gitmeye karar verdi. Erdoğan’ın bu sürpriz kararı, Tokyo ve Madrid’le yarışan İstanbul’un şansının arttığı şeklinde yorumlandı.”
Tahminime göre yine gaipten haber gelmiş.
İnşallah fos çıkmaz!
* * *
Varsayalım olimpiyat oyunlarını alamadık. O zamanki bütün ağlaşmaları şimdiden belli:
“Gezi olaylarını biz olimpiyatları almayalım diye düzenlediler... Sorumlusu Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve çapulculardır...”
Bu hükümetin Egemen Bağış isimli bir üyesi var. ABD’de tercümanlık yaparken, bar ve kafe işletirken Tayyip’in gözüne girmeyi başardı, bakan oldu!
Daha birkaç gün önce şöyle bir vecize yumurtladı:
“İstanbul’a olimpiyat verilmezse, bunun sorumlusu Gezi eylemcileri olacaktır. Bakın, Gezi Parkı’nda eylem yapanlar iki defa İstanbul’un adaylığını düşürmek için başvuru yaptılar ama başaramadılar. Eğer alamazsak, bu onların yüzünden olacak.”
Kim hangi başvuruyu yapmış?
Kafadan konuşuyor ve yalan söylüyorlar.
İşin elden gittiğini görüyorlar, minarenin kılıfını şimdiden hazırlıyorlar...
Bu şahsın son iki cümlesi ise dört dörtlük:
“İnşallah İstanbul hak ettiği kararı alacak. Çünkü İstanbul’un arkasında sizlerin duası var!”
Bu olaya bile din sömürüsü katıyorlar... Şu düzeysizliğe bakar mısınız!
Şahsın sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla, camilerde ve evlerde herkes “Yarabbim olimpiyatları İstanbul’a ver” diye dua ediyormuş!
* * *
Ancak bütün tahminler bu işin İstanbul’a verilmeyeceği doğrultusunda.
Verilmezse sorumlusu Gezi olacak, muhalefet partileri, çapulcular mapulcular olacak!
Dualardan medet umuyorlar. Bu konuda oy verecek delegeler arasında Müslüman, Hıristiyan, Budist, Katolik, Ortodoks, Protestan, her kesimden insanlar var. Acaba onların arkasındaki dualar -eğer varsa- kimden yana!..
Oylama gizli yapılacak.
Japonlar ve İspanyollar da bizimkiler gibi yalvarıp yakardı mı, delege tavlamak için kesenin ağzını açtı mı, örtülü ödenek parasından adam tavlama harcaması yaptı mı, halkının dualarına (!) sığındı mı, elbette bilemeyiz.
Ama hiçbiri bu işi iç siyaset malzemesi olarak kullanmayı, olimpiyatlar üzerinden
muhalefet partilerine bindirmeyi aklından geçirmedi.
Bütün içtenliğimle söylüyorum:
Olimpiyatların İstanbul’a verilmesini istemiyorum.
Bu kafalara olimpiyat çok fazla gelir.