Birisi ‘Kral çıplak’ demeli... Pandoranın kutusu açılmalı ve karanlıkta bir şey kalmamalı!

Neden mi?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olarak Genelkurmay’da tutuklanan eski Tümgeneral Mehmet Dişli hakkındaki tartışma yaratan açıklamalarına ilişkin dün çarpıcı açıklamalar yaptı. Fox’ta, İsmail Küçükkaya’ya konuşan Davutoğlu’nun, dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan’ın da kendisine katıldığını belirterek Dişli’nin emekli edilmesi gerektiği görüşünde bulunmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Her şey açık. MİT üstüne düşen görevi yapmış. Bu işin başında ben değilim, başbakan da değil, kim olabilir bu güç, Cumhurbaşkanı. Öyle anlaşılıyor. Sormak lazım. Zaman içinde bu olayın bütün ayrıntıları ortaya çıkacaktır” dedi.

O zaman gelin, 15 yıl öncesine dönelim...

Darbe girişiminin kilit ismi, 2015 Yüksek Askeri Şurası’nda Tümgeneral yapılan Mehmet Dişli’yle ilgili tarihi olayı sizlerle paylaşıyorum.

Dayının Casusları kitabımda yazdığım ama bugün tekrar hatırlatılması gereken olay... Karanlıkta bir şey kalmamalı!


Kara Harp Okulu’ndaki Binbaşı


“Genelkurmay’ın Watergate”i... Kumpas kurulan ilk komutan...

Tümgeneral Reha Taşkesen’in hikayesi...

17 Ağustos 2005’te Kara Harp Okulu Komutanı olarak atanır... Görevi, bugünün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan devralır. Okuldaki görevine başladığında kendisine gelen ilk bilgi şaşırtıcıdır: “Kara Harp Okulu’nda Fetullahçı yapılanma var. Cemaatten olmayan öğrencilere baskı yapılıyor.” Alay Komutanı Albay Sadık Üstün, Harekat Eğitim Şube Müdürü ise Binbaşı Mehmet Dişli’dir! Odasını ziyaret eden üç albay kendisine şu bilgiyi vermişti: “Mehmet Dişli, Fetullahçı yapılanmanın içindeki önemli bir isim, dikkat edin.”

Hemen araştırmaya başlar ve Dişli’nin cemaatçi olduğunu tespit eder. Bu bilgiyi, Alay Komutanı Sadık Üstün’le de paylaşır ve “Cemaatçi örgütlenmeyle ilgili bilgin var mı?” diye sorar. Üstün’den doyurucu bir yanıt alamaz!

Düğümü çözecek Sadık Üstün’dür.

Çünkü... Alay Komutanı isterse gereken müdahaleleri yapar ve örgütlenmeyi dağıtabilir! Ama dağıtmaz!

Taşkesen nasıl istifa etti?


Tümgeneral Reha Taşkesen bir plan yapar... Ara ara Binbaşı Mehmet Dişli’yi odasına çağırmaya ve okulla ilgili sorular sormaya başlar. Rahatsız etmek ister Dişli’yi... Gerçekten rahatsız da olur! Bir gün Kurmay Başkanı gelir ve “Mehmet Dişli’nin kursu çıktı, Amerika’ya gidiyor” bilgisini verir! O zaman anlar. Cemaat, Dişli’yi korumak için kendisinden kaçırır! Hulusi Akar’la ‘rahat’ çalışan Dişli, Reha Paşa’dan rahatsız olmuş ve Kara Harp Komutanlığı’ndan ayrılmıştır...

Sonra... Taşkesen’in başına çorap örülmeye başlar! O zaman adı cemaat olan ‘örgüt’ komutanı dinlemeye başlar. Reha Taşkesen’i dostları uyarır! Hem askeri hattından hem de özel hattından dinleme yapıldığını öğrenir. Soru şudur: Kim dinliyor? Bu bilgiyi Taşkesen’e verenlerden birisi de o dönem Tümgeneral olan İsmail Hakkı Pekin’dir.

Reha Taşkesen’i istifaya götüren süreç çok ayrıntılı...

Ancak... Karanlıkta kalan sorular şöyle:

- 2005’te Reha Taşkesen’i kim dinledi?

- Binbaşı Mehmet Dişli’nin Fetullahçı olduğunu rapor eden Reha Taşkesen’i kim istifaya zorladı?

- Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ne yaptı?

- Bugünün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 15 yıl önce Mehmet Dişli’nin Fetullahçı olduğunu bilmiyor muydu?