18 Mart 2019 günüydü.

Türkiye yerel seçimlere gidiyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Adana’da miting yapıyordu. Kendisini dinlemek için toplanan binlerce insana şöyle seslendi:

“Şimdi ben size bir keyif çayı ikram edeceğim (o sırada miting alanındaki kalabalıktan çığlıklar yükseldi) ama çayı burada yapmayacağım. Ben size Rize çayını vereceğim, Rizeliyim ya... Mersin’e geçmem gerekiyor. Siz de çayı götürüp evde demleyeceksiniz...”

Erdoğan ve ekibi 200 gramlık çay paketlerini kürsüden atmaya başladı. Biraz ileride bir grup çay paketini kapışmaya çalışırken kavga çıktı. Erdoğan’ın kavgayı fark etmesi uzun sürmedi ve şu sözlerle duruma müdahale etti:

“Bak ben çok üzüldüm, böyle kavga olmaz. Gelin ön tarafa ben size birer tane vereyim. Böyle kavga olmaz. Çok ayıp, çok ayıp, eyvah eyvah... Bak çok ayıp üzüldüm ben buna. Gelin hepinize çay vereyim niye orada öyle kavga ediyorsunuz? Ayıptır!”

Bu deneyim ve sonrasında gelen eleştiriler, Erdoğan’ın mitinglerde çay dağıtma geleneğini bitirmedi. Yerel seçim mitinglerinde de sonraki mitinglerde de Erdoğan çay dağıtmaya devam etti.

En son 9 vatandaşın yaşamını yitirdiği sel felaketinin ardından gittiği Giresun’da 31 Ağustos 2020 günü çay dağıttı. Sadece korona salgını varken miting yapması, o mitingde de sosyal mesafeye dikkat edilmemesi değil, felaket yaşanan bir yerde “size keyif çayı dağıtıyorum” demesi de eleştiri konusu oldu.

AK Parti’den ayrılarak Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu, son medya buluşmasında “Biz çay dağıtmak için miting yapmıyoruz” dedi.

Erdoğan’ın çay dağıtmasını eleştirenler sadece gazetecilerle ve muhalefetle sınırlı kalmadı. Giresun mitinginden sonra yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) konu gündeme geldi ve bir MYK üyesi “Çay atmak hoş bir görüntü oluşturmuyor. Çay nimettir, öyle atılmamalı. Ön tarafa masa koyalım, çaylar üzerinde olsun, isteyen gelsin alsın” uyarısında bulundu.

Birkaç kaynaktan doğruluğunu kontrol ettiğim bilgiye göre, bu uyarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil bütün MYK üyeleri gülüşmekle yetindiler.

AK Partililere çay dağıtılması sırasında ortaya çıkan görüntüleri sorduğumda, MYK üyesi gibi eleştirenlerin hayli fazla olduğunu da fark ettim.

Buna karşın, hem dışarıdan gelen, hem AK Parti MYK’da dillendirilen eleştirinin çok da ciddiye alınmadığı, önceki gün Gaziantep’te bir kez daha ortaya çıktı.

Erdoğan, kalabalık bir topluluğa seslendi ve yine çay dağıttı. Üstelik şu uyarısı, karşısındaki kalabalığın durumunun salgınla mücadeleye uygun olmadığının farkında olduğunu gösteriyordu:

“Şu anda tabi mesafeden maşallah binlerce kardeşimiz var. Şu mesafe kuralına lütfen dikkat edelim. Şöyle arayı biraz açalım. Sıkışık olduğumuz zaman koronavirüs belasının olduğu böyle bir programda bir hayır işleyelim derken bundan şer çıkarmayalım.” 

Çay dağıtılmaya başlandığında yine aynı görüntü oldu. Uyarılar hiçe sayıldı. Çay paketlerini kapmaya çalışan insanlar mesafe kuralını ihlal etti.

İşin başka bir boyutu da şu: Velev ki salgın yok, sağlık sorunu olmayacak. Peki yüksekten atılan çayları aşağıdan kapmaya çalışan insanlar bir “yoksunluk/yoksulluk” görüntüsü oluşturmuyor mu?

Bir iktidar neden sürekli böyle bir görüntünün ortaya çıkmasına zemin hazırlar ki?

Hele hele, 200 gram çayı kapmak için birbirini ezen insanların üzerine atılan çaya “keyif çayı” denmesi nasıl izah edilebilir ki?

Yanlış olduğu konusunda geniş kesimlerin hem fikir olduğu bir konuda bu kadar ısrarcı olunmasını anlayan beri gelsin!

Uzaktan eğitime uzak kalmayın


Daha önce Beşiktaş, Kadıköy, Esenler belediyelerinin öğrencilere tablet, bilgisayar, televizyon kampanyalarını aktarmıştım. İstanbul’da Kartal Belediyesi ile Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin de kampanya başlattığını öğrendim. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, www.komsumeclisi.com adresindeki internet sitesi üzerinden başlattıkları kampanyada hayırseverlerden topladıkları yardımları ihtiyaç sahiplerine tablet olarak ulaştırmaya başladıklarını söyledi.

Bize mesaj göndererek öğrencilere destek olmak istediklerini söyleyen okuyucu ve izleyicilerimiz de yerel yönetimler üzerinden desteklerini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırabilirler. Ha gayret! Geleceğimizin teminatı olan çocuklara eğitim uzaktan olsa da destek yakından olsun!