Yüzde 70 topla oynama ve 17 adam eksiltme istatistikleriyle belki de sezonun en iyi maçını çıkartan Fenerbahçe, kaçırdığı sayısız gol fırsatıyla Miguel Crespo'nun alkışı hak eden mücadelesine de ihanet etti. Portekiz'in 2. Lig takımından geldiği için hor görülen Crespo, haftalardır olduğu gibi Gaziantep maçında da sahada isyan eden ve takımını ileriye taşıyan tek isimdi.
İHANETİN BAŞROLÜ VE ORTAĞI
Peki, partneri Gustavo? Yana ve geriye pas yapmaktan başka bir numarası olmayan, övülen savunmasından da artık eser kalmayan Brezilyalı takımın fişini çeken hatalarıyla Fenerbahçe'nin hayallerine ihanetin başrolündeydi. Onu 61 dakika sahada tutan ve risk almak için 83. dakikayı bekleyen Vitor Pereira da, Gustavo'yla birlikte başrolü paylaştı. Ve fakat geride kalan 16 haftaya bakınca bu mağlubiyeti iki kişiye yıkmak adaletli de değil. Gaziantep'te maçın kötüleri Gustavo ve Pereira olabilir. Ancak Fenerbahçe, hiç öyle bir lüksü olmamasına rağmen, haftalardır takım halinde bir şeyleri yanlış yapıyor.
Gerçekten şampiyonluk hayal eden bir takımın yapmaması gereken ne varsa, fazlasıyla yapıyor Fenerbahçe. Ve görünen o ki, üstüne koyarak yapmaya da devam edecek. Çünkü taraftarların kurduğu hayale sahadaki futbolcuların ortak olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Birkaç futbolcu dışında herkes kendi derdine düşmüş durumda. Takım sporlarında ortak bir hayale sahip değilseniz, bir hiçsinizdir. Cenap Şahabettin'in dediği gibi; "Hayalsiz yürek, petrolsüz lambadır. Hiçbir şeyle parlatılamaz."
Ve Fenerbahçe yine kendi karanlığında, bir mum ışığına hasret günlerle baş başa...