Son 6 resmi karşılaşmanın 4'ünü kaybeden, ligde üst üste üçüncü maçından yenilgiyle ayrılan ve üç hafta önce liderken Konyaspor mağlubiyetiyle 6. sıraya gerileyen bir Fenerbahçe ile karşı karşıyayız. Avrupa Ligi'nde Olympiakos karşısındaki mağlubiyete rağmen ligde Kasımpaşa'yı yenerek liderlik koltuğuna oturulmuştu. Ancak Trabzonspor yenilgisi sonrası başarısız kriz yönetimiyle işler çığrından çıktı. Fenerbahçe başkanlığındaki dördüncü sezonunu geçiren Ali Koç'un belki de en çok eleştirildiği konu kriz anlarındaki basiretsizliği oldu. Ya en önemli anlarda karar alma mekanizması işlemedi, ya da alınan kararlarda doğru teşhisler yapılamadı. İkinci başkanlık dönemine adım atarken, geçmiş hatalardan dersler alındığı söylenmesine rağmen Trabzonspor maçı sonrası havalimanındaki megafon olayı pek de ders alınamadığının gösterdi.

Havalimanında taraftarla gövde gösterisi yapıp camiayı birleştirmek ve TFF ile MHK üzerinde baskı kurmak istenmiş olabilir. Ancak bu hamlenin en zararlı çıkanı yine Fenerbahçe oldu. O günden beri, üzerinde Sabiha Gökçen'deki binlerce taraftarın baskısıyla sahaya çıkan futbolcuları ve akıl tutulması yaşayan Vitor Pereira'yı izliyoruz. Futbolcuların üzerindeki panik hali, cesur tercihleriyle sezon başına damga vuran Vitor Pereira'nın daha kapanık ve kendinden taviz veren kadro tercihlerini, Sabiha Gökçen'de yaratılan o negatif enerjiden bağımsız şekilde değerlendirmek mümkün değil. O gün havalimanında birlik gösterisi yapıldığı zannediliyordu ancak, tam anlamıyla negatif öfke patlamasına neden oldu.

Öfkeli kalabalıkların en tehlikeli yanı, eğer işler kontrolden çıkarsa kimin hedef tahtasına konacağının belirsiz olmasıdır. Ve o gün elinde megafonla öfkeli kalabalığa liderlik eden Ali Koç, şimdi o öfkenin kurbanı olmak üzere... Fenerbahçe bu kaostan ve cinnet halinden kazasız belasız sıyrılıp şampiyonluk yoluna odaklanmak istiyorsa, önce sakinleşmeye ihtiyacı var. Mümkünse bir süre basına açıklama yapmadan, kapalı kapılar ardında önce futbolcuların ardından teknik ekibin ve yönetimin rehabilite olması gerek. Yoksa çok daha büyük krizler kapının eşiğinde fırsat kovalıyor!

Dipnot: Pereira'nın üçlü savunma oynama kararına en başından beri saygı duyuyorum ve hâlâ da destekliyorum. Ancak çark artık dönmüyorsa, sırf inat uğruna da takımı çöpe atmayı mantıksız buluyorum. Kadronun yapısı ve mevcut oyuncuların performansı başka bir formasyonu ve oyun sistemini gerektiriyorsa, ayak diremenin hiçbir faydası olmadığını son 1 ayda hepimiz gördük. Pereira'nın da farkında olmasına rağmen inat etmesinin sonunu hayırlı görmüyorum...