Lirayı eriterek dövizi yükselterek ve bunu bilerek, isteyerek yaparken; “yeni yandaş zenginleri semirtmek mi” istiyorlar? Lira erirken, elinde döviz biriktirmişler seviniyor. Öyle yastık altında 100 dolar 200 dolar 1000 dolar birikimi olanlar seviniyordur fakat birkaç milyon doları olanlar göz göre göre semiriyor.

Semirme!

Yağlanma!

Tavan yaptı.

2002’de 1.5 TL.

2010’da 1.6 TL.

2015’te 2.7 TL.

2016’da 3.2 TL.

2017’de 3.6 TL.

2018’de 4.8 TL.

2019’da 5.6 TL.

2020’de 7.2 TL.

2021’de 11.0 TL.

1 Dolar: 1.5 TL’den aldılar ve “Milletimizi faize ezdirmeyiz” söylemi ile dün, Merkez Bankası son kararıyla; 1 Dolar: 10.90 TL duvarını da test ettikten sonra 11 TL’yi de geçti. “Milleti faize ezdirmem” söylemi, “ekonomiyi enflasyon ve kur tuzağına düşürme” açık planına dönüştü. İnsan, “kötü niyet” arıyor. 128 milyar dolar Merkez Bankası rezervi kimlere, hangi kur üzerinden, ne miktar satılarak eritilmişti? Kaç kişi ya da kurum “10 milyar dolar”; kaç kişi ya da kurum “20 milyar dolar”; kaç kişi ya da kurum “50 milyar dolar” aldılar?

5-6 TL’den aldılar.

Dün 11 TL’yi aştı.

“TL’yi ezdirip Dolar toplayanı semirtme, şişmanlatma, yağlandırma” bilerek, isteyerek mi yapıldı, yapılıyor?

Şüphelenmek sağlıktır.

★★★

Merkez Bankası Başkanı, “faizleri düşürüyoruz ki kurlar yükselsin” anlamında açıklamada bile bulundu. Maliye Bakanı da “faizler düşmesin” dediği için TV kameraları önünde “Sen Allah’a inanmıyor musun?” anlamında ötekileştirildi ve korkutuldu. Çok yakında istifası istenecektir ve gelecektir. Merkez Bankası Başkanı’nın asıl görevi TL’yi savunmak, erimeyi durdurmak. Enflasyonun aşırı yükselmesine izin vermemek.

Göreve getiriliyorlar.

Asıl görevleri:

TL’yi değerli tutmak.

Tersi oluyor.

TL eriyor.

Merkez Bankası başkanları ve yardımcıları, “Cumhurbaşkanı’nın TL’yi eriten isteklerine” karşı çıkmıyor, susuyor, karşı çıkanlar görevden alınıyorlar. Sözüm ona cezalandırılıyorlar ancak görevdeyken aldıkları aylık 100 bin TL maaşlarını 2 yıl süreyle almaya devam ediyorlar.

Koltuğun şerefi.

Devletin düzeni.

Liyakat ölçüsü.

Yerle bir.

Şunu bile gördük: Eskiden bakanlık yapmış Merkez Bankası Başkanı, görevinden alınınca bakanlığını yaptığı Maliye’ye müşavir olarak atandı.

★★★

Bu yüzden!

Şüphelenmek şarttır.

Bilerek ve isteyerek TL’yi erime cenderesine alıp ve doları yükselterek yüklü dolar sahibi olanlara gelir transferi mi yapılıyor? Döviz hesaplarında milyon dolarları olanların siyasi eğimleri acaba nedir, araştırıp bakmak gerekiyor.

Dolar nereye gider?

15 TL olur.

20 TL olur.

25 TL bile olur.

Diyorlar ki, varsın TL erisin, bırakalım doları yükselsin; “yükselen dolarla cari açığı kapatıyoruz, ihracat rekor kırıyor, büyüme yüzde 10’u geçti, geçiyor, istihdam da artıyor”.  Tamam da kemikleşen yüksek enflasyonun önü alınamazsa tüm iyi göstergeler tersine dönebilir. Lira, iflah olmaz hızla eridi, eritildi, eriyor.

Dolar yükseliyor.

Dolar sahibi yerli yeni zenginlere servet transferi yapılıyor. Şüphelenmek sağlıktır.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Kılıçdaroğlu tuzağa düşmedi!


Kemal Kılıçdaroğlu’na “güç zehirlenmesi” tuzağı kurdular. Ankara Yenimahalle’deki sebze ve meyve toptancı haline sabah 08.00’de esnaf ziyaretine gitti. “Allah’ına kurban başkanım, geliyor gelmekte olan...” sloganıyla karşıladılar. Bu seslenişte bir şey yok. Demek ki onu seçilmiş bir lider olarak görmek istiyorlar. Ama bir esnaf paltosunu yere serdi ve “kırmızı halımız yok paltomun üstüne basarak geçin” dedi. Diğer esnaf da “bas... bas...” diye tempo tuttu. Ayrıca Külliye Sarayı’nda yenilen ve bir tanesi 16 TL’den satılan “ejder meyvesi” de ikram ettiler. Kılıçdaroğlu kırmızı halı niyetine serilen paltoya da basmadı, saray mutfağı ejder meyvesini de yemedi. Tuzağa düşseydi, halkın gözünde “kırmızı halıda yürümek ve ejder meyvesi yemek için siyasetçiliği seçenlerden” farkı olmayacaktı. Şu esnafın yaptığına bak. Bak, bak otur ağla...