Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, 2 Aralık’ta dağıtılan “İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü” öncesinde  buluştuğumuzda, dolar kuru ve fiyatlardaki hızlı yükselişe ilişkin gözlemini paylaşıyor.

15 yaşındaki oğlunun bu yıl İzmir’de yatılı bir okulda lise öğrenimine başladığını belirten Bodur Okyay, “Fiyat artışlarını, döviz kurlarını çok yakın takip ediyor. Çocuklar  erken politikleşiyorlar” diyor.

Sanayicinin de, işçinin de çocuğu geleceğinden kaygı duyuyor...

★★★

Çok daha uç bir olaya tanık oluyorum. Anası-babası profesör bir ahbabım, İngiltere’de ve Amerika’da hukuk ve mühendislik  alanında en iyi üniversitelerden mezun, akıl küpü evlatlarını geçen gün ruh hastalıkları tedavisi için evinden ambülansla aldırdılar.

Hastaneye gitmeden önceki gece benimle ekonomi yönetimine ilişkin kaygısını paylaşmış, yüksek seviyede korkularını dile getirmişti.

Aktardığım olayın tekil bir örnek olduğunu düşünmüyorum.

Gençlerin gelecek kaygısı, ciddi ciddi toplum sağlığı sorununa dönüşme potansiyeli taşıyor.

★★★

Bir insanın, başka bir insanın ilacı olduğunu söyleyen Bodur Okyay, gençliğin iş ve aş ihtiyacı ile toplumsal sorunların çözümü arasında köprü kuran “sosyal girişimciliği” destekliyor.

Gençler arasında artan ilgiyi de şöyle açıklıyor:

“Sosyal girişimcilik ödül programımıza başvuru sayısı 5 yılda 3 kat arttı. Kendisine verilenlerle yetinmeyerek daha iyi bir dünyada yaşamak isteyen, geleceği şekillendirmeye soyunan çoğu da genç olan bu insanlara ilham vermek, yürüdükleri yolda ellerinden tutup cesaretlendirmek, toplumda görünür olmalarını sağlamak için maratona çıktık.”

★★★

Bodur Okyay, Anadolu sanayisinin öncü isimlerinden 5 yıl önce hayata veda eden babası İbrahim Bodur’u anarken “Doğduğu topraklara değer katmaya çalıştı. O nedenle de başlatacağımız ödül programının yaşayan bir şey olmasını istedim” diye de ekliyor.

★★★

Kale Grubu; Boğaziçi Üniversitesi İş İnsanları Derneği (BRM) Boğaziçi Yaşam Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliği ile “Dünyaya İyi Bakanlar Akademisi” kurmuş, 2022’de de bu proje uygulanmaya başlayacak.

Anadolu’daki üniversitelerde gençlere sosyal girişimcilik eğitimi verecekler.

Sosyal yarar sağlayan, sürdürülebilir ve gelir getiren iş modelleri nasıl üretilir? Bunu öğretecekler.

Şimdiye kadar yarısı İstanbul’dan olmak üzere Türkiye’nin her yerinden başvuru almışlar.

Amaçları gelecek yıl düzenleyecekleri sosyal girişimcilik ödül programına, 150 yeni sosyal girişimci adayını katmak.

★★★

Geçen yıl ödül programına 282 başvuru yapılırken, bu yıl sayı 317’ye yükselmiş.

2021’de elemelere kalan 17 projeden ödül alan 4 girişime 50 biner TL ödül verdiler.

Her biri; ülkenin potansiyelini, kurumsal kapasiteyi, halkın ihtiyacını ve problemlerin çözüm yollarını gösteriyor.

★★★

Ödül programına başvuran girişimlerin  neredeyse yarısı (178’i) 18-25 yaş arası gençlerden gelmiş.

Gençler kategorisinde ödülü, 2018 yılında Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu “Kadınların Elinden” girişimi aldı.

Üniversiteli gençler; 400’e yakın kadın üreticinin doğal ve organik ürününü, fiziksel ve online platformlar vasıtasıyla büyük pazarlara açıyorlar.

★★★

Kazanan projeler, COP26 İklim Zirvesi ile güncellenen “döngüsel ekonomi” kodlarıyla uyumlu.

Atık giysileri yenileyerek satılabilir ürün haline getiren, israfını azaltarak ülke kaynaklarının verimli kullanımına katkı sağlayan projeler...


“Rekabet gücü azaltılmamalı”


İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı da olan Bodur Okyay ile kur-faiz-enflasyon fırtınasını da konuştuk.

“Enflasyonla kesinlikle mücadele edilmesi gerekir. Rekabet gücünü azaltacak adımlardan kaçınılmalı” diyerek İtalya’da “devalüasyon” yol açan “ihracatı destekleyen kur” deneyimini hatırlatıyor.

Sanayicilerin dövizin şahlandığı şu günlerde hangi kaygıları taşıdığını soruyorum, şu başlığı öne çıkarıyor.

Öngörülebilirlik: Bu şu demek; dolar kaç TL olacak, bütçe yaparken enflasyon oranı olarak neyi baz alacaklar, faizi yüzde 15 mi, yüzde 25’den mi hesaplayacaklar, enerjiden-hammaddeye girdi maliyetleri ne olacak?

Bodur Okyay, “Yatırım yaptığınızda kendinizi 9-10 yıl bağlayacaksınız, çalışanınızı kilitleyeceksiniz. Önümüzü görmek isteriz” diyor.

Stabilite: Ortak akılla oluşan bütünleşik ekonomi politikalarına güven eksikliği karar almayı zorlaştırıyor.

Yatırım iklimi: Bu çok geniş bir konu. Hukukun işleyişinden, vergi, teşvik, faiz, kur, fiyat istikrarı dengelerinin hepsini kapsıyor.

İkinci sorum: Türkiye’nin varlıkları ucuza satılıyor mu?

Bodur Okyay’ın yüzü düşüyor; “Sanayici fabrikasını ucuza satmaz, yabancılarla işbirliği olabilir” diyor.

Asıl kaygıyı ben söyleyeyim: Enflasyon yükselirken, işsizliğin de artması.

İktisatçılar buna “stagflasyon” diyor...

Türkçesi; arabayı 5’inci vitese takıp duvara karşı sürmek.

Bu kadar yoksulluk varken çöp dağlarına yer yok!


Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın “Erken Aşama Kategorisi” nde; moda dünyasında “satıştan çekilen ürünleri satılabilir” hale getirerek yenileyen Nivogo firması seçildi.

Arnas Akbaş ve Ali Cem Yücedağ tarafından Şubat 2021’de kurulan firma; müşteri iadesi, defolu ürün, üretim hatası, teşhir ürünlerini yenileyerek, pazara sunuyor.

Boyner Grubu da bu ürünleri mağazalarında satıyor.



★★★

8 Kasım tarihli tr-euronews.com’da Fransız haber ajansı AFP’den alıntılanan bir haber: Dünyanın çeşitli yerlerinden Şili’deki Atacama Çölü’ne atılan 39 bin ton atık, giysi tepesi oluşturdu.

Ve de çocukları paltosuz, çorapsız bırakan kapitalizm çöplüğünün resmi...

★★★

Döngüsel ekonominin bir başka örneği; “İş Birliği Kategorisi” nde, “Fazla Gıda&Gıda Kurtarma Derneği” girişimine verildi.

Yılda 7.7 milyon tona ulaşan gıda atığı kaynaklı karbon salımını yüzde 50 oranında azaltmak amacıyla kurulan bir sosyal girişim işbirliği....

★★★

İktidar, özel sektör ve kamu idareleriyle yürüttükleri farklı projelerle, gıda bağışına yönelik vergi kolaylığı ve ayda 1 milyondan fazla ihtiyaç sahibine düzenli bağışın gerçekleşmesine liderlik yapıyorlar.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), MIT Solve, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi küresel kurumların desteğiyle; 19 bin ton gıdayı kurtarırken, 63 bin ton karbon salımı ve 72 milyar litre su kaybının önüne geçmişler.

★★★

Migros, Metro, Kipa gibi zincir marketlerle; Pınar, Uludağ gibi gıda ve içecek firmalarıyla, Maritim ve Regnum gibi turistik tesisler de bu girişime destek veriyor.