Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde elde ettiği başarı ve sahada oluşan yeni durum sonucunda Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya tarafından 9 Kasım 2020'de imzalanan Üçlü Bildiri'de, bölgedeki istikrarın korunması amacıyla öngörülen faaliyetlerin devam ettiği belirtildi.

AKP Grup Başkanvekilliği görevinden istifa eden Mahir Ünal, Genel Kurul çalışmalarına katıldı. Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


Tezkerede, uluslararası hukuk ve meşru egemenlik hakları temelinde, toprak bütünlüğü dahil tüm haklarını savunabilmesi için sürecin başından itibaren Azerbaycan'a güçlü destek veren Türkiye'nin, bölgede barış ve istikrarın korunup güçlendirilmesi ve bunu kolaylaştıracak biçimde iktisadi altyapının inşa ve ihyası için önemli katkılar sunmaya devam ettiği anımsatıldı.

Türkiye'nin Rusya ile oluşturduğu, TSK personelinin görev yaptığı Ortak Merkez'in, faaliyetlerine başarıyla devam ettiği belirtilen tezkerede, Türkiye'nin, Ortak Merkez vasıtasıyla da bölgenin güvenliğine ve taraflar arasında güven inşasına katkı sağladığı vurgulandı.

Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


Tezkerede, TSK personelinin Ortak Merkez'deki görevlerine devam etmesinin, Türkiye'nin bölgedeki etkin ve yapıcı rolünün ve milli menfaatlerinin bir gereği olduğuna işaret edildi.

16 Ağustos 2010'da imzalanan Türkiye ile Azerbaycan Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması hükümlerinden kaynaklanan taahhütlerin yerine getirilmesi, ateşkesin gözlenmesi, ihlallerin önlenmesi, bölgede barış ve istikrarın sağlanması için Türkiye'nin yüksek menfaatlerinin etkili şekilde korunması ve kollanması için verilen iznin süresinin, 17 Kasım 2022'den itibaren 1 yıl uzatılması istendi.

Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


İYİ PARTİ'DEN RUSYA UYARISI

Tezkerenin onaylanmasından önce parti temsilcileri söz aldı. İYİ Parti Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Abdul Ahat Andican, 27 Eylül 2020'de başlayıp Azerbaycan ordusunun bütün cephelerde ezici zaferiyle sonuçlanan Karabağ Savaşı'nın üzerinden iki yıl geçtiğini anımsattı. Elde ettiği büyük başarı için Azerbaycan ve Türkiye'nin kutlanması gerektiğini belirten Andican, zafer sarhoşluğu içerisinde hamasi nutuklar atmak yerine bölgedeki gelişmelerin gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.

Andican, "Yabancı ülke veya milletlerin pasaport mandalığı dedikleri bu politikanın devamı halinde Rusya, yakın bir gelecekte Karabağ'da barış gücü olarak değil, kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlayan bir güç haline dönüşecektir. Bu durumda Karabağ meselesinin tarafları Azerbaycan ve Ermenistan değil, Azerbaycan ve Rusya olacaktır. Rusya'nın Ukrayna problemi devam ettikçe bu tehlike şu anda rafta duruyor ama Ukrayna meselesini kendi istediği şekilde sonuçlandıran Rusya'nın daha sonraki hedeflerinden birisi Karabağ'da bir Osetya veya Abhazya yaratmak olması kuvvetle muhtemeldir." diye konuştu.

Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


"BAZI BÖLGESEL VE KÜRESEL GÜÇLERİN OLDUĞU AŞİKAR"

MHP Grubu adına söz alan Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Mehmetçiğin, Türkiye ile Azerbaycan Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması uyarınca Türkiye'nin sorumlu olduğu alanlarda başarıyla çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.

Türkiye'nin, yaşanan gerginlik döneminde her fırsatta Azerbaycan'ın yanında olan tutumunu pekiştirdiğini ve özellikle Ermenistan'ı savaş sonrası imzalanan anlaşmaya uygun davranmaya davet ettiğini, Rusya'nın da bu niyette olduğunun görüldüğünü ifade eden Özdemir, "Ancak Ermenistan'ı bölgenin tarihi ve güncel gerçeklerinden uzaklaştırmak isteyen bazı bölgesel ve küresel güçlerin olduğu da aşikardır, bunların başında da Ermeni diasporasının yoğun faaliyet yürüttüğü ABD ve Fransa gelmektedir." diye konuştu.

Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan'ın 2020'de imzalanan anlaşmanın şartlarına uyulması konusunda mutabık olduklarını söyleyen Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arzu edilen Ermenistan'ın bölgede gerginlik çıkaran kendi unsurları ve bölge dışından gelen diğer terör gruplarına geçit vermemesi, biran evvel de taahhütlerini yerine getirmesidir. Bu çabalar sergilenirken askerlerimizin Rus güvenlik güçleriyle müşterek yürüttüğü faaliyetlerin, bölgenin güvenlik, istikrar ve barışına olan katkısının sürmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz. Mehmetçiğin Kafkasya bölgesinde aktif varlık göstermesinin ülkemizin yüksek menfaatine hizmet ettiği hakikati bize göre açıktır. Bunun yanı sıra Azerbaycan ile olan ilişkilerimizin daha ileri bir seviyeye ulaşması ve kapsamının genişlemesine yönelik atılan ve atılacak her türlü adımın da arkasında olduğunu belirtmemiz gerekir."

"İRAN'DA ZENGEZUR KORİDORU'NUN AÇILMASINI İSTEMİYOR"

HDP Grubu adına konuşan Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, parti olarak daha önceki askeri tezkerelerde olduğu gibi bu tezkereye de "hayır" oyu vereceklerini belirtti.

Türkiye'nin hem Azerbaycan hem de Ermenistan ile iyi ilişkiler yürütmesi gerektiğini söyleyen Özsoy, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en büyük hatası her iki halka kardeş halk gibi bakmamasıdır. Zaten bakmış olsaydı, dünkü Paşinyan-Aliyev toplantısı Soçi'de Putin'in ev sahipliğinde değil, belki de Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da, Ankara'da ya da Kars'ta, Erzurum'da yapılabilirdi. Türkiye bu fırsatı kaçırmıştır. Rusya, hiçbir dönemde belki olmadığı kadar Güney Kafkasya'ya yerleşmiştir. Şu an Rusya'nın iki dudağının arasında kalmış bir kaderleri var Azerilerin ve Ermenilerin; herkese geçmiş olsun." sözlerini sarf etti.

Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ


CHP Grubu adına yaptığı konuşmada Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, parti olarak tezkereye "evet" oyu kullanacaklarını dile getirerek, "Bu tezkereyi, Azerbaycan ile olan dayanışmamızı, kardeşlik anlayışımızı göstermesi, pekiştirmesi açısından, onların yanında olduğumuzu bir kez daha hissettirmesi açısından son derece önemli görmekteyiz." şeklinde konuştu.

Zengezur Koridoru'nun kurulmasının Ermenistan tarafından sürekli geciktirildiğini anlatan Çakırözer, İran'ın da bu koridorun açılmasını, çıkarlarına aykırı bularak istemediğini söyledi. Çakırözer, "Azerbaycan'dan son birliklerini daha on yıl önce çeken Rusya'nın şimdi güçlü bir şekilde Güney Kafkaslar'da askeri varlık gösteriyor olmasına hepimiz dikkat etmeliyiz. Hele de önce Gürcistan, sonra Kırım, şimdi Ukrayna'nın değişik bölgelerine yönelik hukuksuz işgal ve ilhak stratejisine bakılınca Kafkaslar'daki yeni Rus varlığına ve bu varlığın gerilimlere yol açma potansiyeline, sadece bizim değil, tüm bölgenin ve tüm dünyanın yakından eğilmesinde fayda var." ifadelerini kullandı.

"TÜRK ASKERİNİN ORADA BULUNMASI BÖLGEDE BARIŞIN, İSTİKRARIN TEMİNİ ANLAMINDA SON DERECE ÖNEMLİ"

AK Parti Grubu adına söz alan Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Türkiye'nin Ortak Merkez vasıtasıyla bölgenin güvenliğine, istikrarına ve taraflar arasında güven inşasına katkı sağladığını belirterek, "TSK personelinin Ortak Merkez'deki görevlerine devam etmesi Türkiye'nin bölgedeki etkin ve yapıcı rolünün ve milli menfaatlerimizin gereğidir." diye konuştu.

Karayel, iki ülke arasındaki kardeşliği kadimleştiren Azerbaycan tezkeresiyle TSK tarafından başarıyla yürütülmekte olan görevlendirmenin bir yıl daha devam etmesinin, iki devlet için de büyük önem taşıdığına işaret ederek, bazı siyasi parti gruplarının tezkereye olumlu yönde oy kullanacağını açıklamasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Tezkerenin uzatılmasının neden önemli olduğuna değinen Karayel, "12 Eylül'de gece saatlerinde Ermeniler tarafından başlatılan saldırı ve bunun neticesinde Daşkesen, Kelbecer ve Laçın bölgelerinde Azeri kardeşlerimizin, Azerbaycan askerlerinin karşılık vermesi neticesinde Azerbaycan'dan 80 şehit verilmesi ve Ermeni tarafından da 240 askerin ölmüş olması aslında burada barışın ne kadar kırılgan olduğunu bize bir kez daha ifade etmektedir. O anlamda Türk askerinin orada bulunması hem kardeş Azerbaycan'a bir güven sağlanması hem de bu bölgede barışın, istikrarın temini anlamında son derece önemli." dedi.

AK Partili Karayel, kardeşliğin tek taraflı olmayacağına dikkati çekerek, "Ermenistan, Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda şu anki Türkiye toprakları, Osmanlı sınırları içerisinde Türk halkına her ne kadar 'katliam' diye ifade edilse de soykırıma varan öldürme faaliyetleri içerisinde bulunmuştur. Bu anlamda Hocalı'daki katliam da dikkate alındığında Ermenistan'a ancak hak ettiği şekilde karşılık verebiliriz. Onlar kardeşlikle ilgili haklarını kendileri çoktan kaybettiler, kardeşliklerini gösterirlerse Türkiye Cumhuriyeti onlara da yumuşak yüzünü gösterecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"ELEM GÖZYAŞLARI BİTTİ, ŞİMDİ SEVİNÇ GÖZYAŞLARI VAR"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da şahsı adına yaptığı konuşmada, TSK'nın Azerbaycan'daki görev süresinin uzatılması tezkeresine parti olarak "evet" oyu vereceklerini ifade ederek, "Dost ve kardeş Azerbaycan'ın geleceği ve bölge barışına katkı noktasında CHP'nin fikri nettir. AK Parti'ye de kabul oyu verecek partilere de şimdiden teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz. Azerbaycan meselesi yeni bir mesele değil. 30 yıllık elem gözyaşları bitti, şimdi sevinç gözyaşları var Azerbaycan'da." şeklinde konuştu.

Dağlık Karabağ işgalinin sona erdirilmesinde Türkiye'nin katkılarının çok olduğunu ifade eden Altay, "Ama bu katkıyı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yürütme organının katkısı olarak görürsek yanlış yaparız." ifadelerini kullandı.

Engin Altay, TBMM'nin o dönemde Azerbaycan'a çok önemli katkılarda bulunduğunu da söyledi.

Görüşmelerin ardından yapılan oylamada tezkere kabul edildi. TBMM Genel Kurulunda daha sonra partilerin grup önerilerinin görüşmelerine geçildi.(AA)