HAYAL edilen kadro kalitesinin olmaması, emanetçi hoca, şanssızlık, kaybedilen dramatik puanlar ve taraftar baskısı gibi bahaneler artık geride kaldı. Fenerbahçe erken gol yedi ama uykudan uyandı. Önce dengeyi kurdu sonra rakibine büyük takım olduğunu hissettirdi ve uzunca bir aradan sonra gelen deplasman galibiyeti. İsmail Kartal yerinde değişiklikler yapınca ve futbolcular da göze güzel gelen futbol oynayınca daha ne ister ki bu taraftar?

GALİBİYETLER, göze güzel gelen futbol, takım kimliğini oluşturmakta her zaman etkili olmuştur.  Ne kadar eksiği olursa olsun Fenerbahçe’nin bir kadro derinliği vardı ve İsmail Kartal da bunu kullandı. İşte bu kadar basit. Yok o küsecekmiş bu üzülecekmiş (!) Şanssızlıklar geride kaldı. Mesut’a feda edilen ve oyuna sonradan giren Pelkas’ın attığı gole şapka çıkarılmaz mı? Taraftarın hedefindeki Mert Hakan görevini iyi yaptı, bir de asist... Valencia da bir gol bir asist, eee daha ne olsun?

DEPLASMANDA erken yenen gol Fenerbahçe için avantaj oldu. Bireysel hatalardan o kadar çok puan kaybettiler ki, tam da özgüvene ihtiyacı varken imdada yetişti Giresun maçı. İlk yarı gol ararken kalesinde pozisyon verdi ama şaşırmamak lazım. Bu kadar şanssızlığa Anadolu takımlarının iştahı kabarıyor haliyle...

FENERBAHÇE’DE top hâkimiyeti, gol beklentisi gibi istatistik ayrıntılarda sorun yok tek eksik rakibinden fazla gol atmaktı, bu sorun da aşıldı. Özellikle ikinci yarıdaki Fenerbahçe’nin futbolu göze güzel geldi. Takım savunmasında zaaflar da aşılırsa Fenerbahçe daha iyi futbol sergileyecektir.

HAKEM Zorbay Küçük’ün performansı da iyiydi. Oyunun durmasına izin vermedi, saha içi hâkimiyeti iyiydi. Yerinde kartlarla saha içindeki asayişi sağladı (!) Perez’in kırımızı kart gördüğü pozisyona yakındı ve tereddüt etmedi. Sadece işini sağlama alarak VAR’ın görüşünü bekledi.