Adamlar 20 yıldır iktidarda...

Ülke ekonomisi yerlerde sürünüyor ama diyorlar ki:

“Bütün kötülüklerin anası CHP’dir! Zamların sorumlusu onlardır!”

Bu sözlere gülünür mü, ağlanır mı?

20 yıldır ülkeyi yöneten AKP değil mi yoksa?

Nasıl bir kafadır bu, anlamak mümkün değil!

Halkın canını yakan, insanları yaşamaktan bezdirip acı acı bağırtan zamlardan ana muhalefet partisi CHP’yi sorumlu tutmanın, akılla, mantıkla ve de vicdanla bağdaşır bir yanı var mı?

Bunlar, elektrik faturalarına, işsizliğe, pahalılık ve yoksulluğa tepkinin sebebini hâlâ anlamış değiller!

Teşhis yoksa tedavi de olmaz!

★★★

Bazı ürünlerde KDV oranını yüzde 8’den yüzde 1’e düşürmüşler...

Bu indirim, alevlerin üzerine bir bardak su döküp yangının sönmesini beklemeye benziyor!

KDV oranının düşürülmesinin vatandaşa yansıması çok zor!

Bir de “Yaygara yapıyorlar” diye muhalefeti aşağılıyorlar!

Halkın dertlerini dile getirmek ne zamandan beri yaygara oldu?

“Yaygaracılar” diye hakaret yağdırmakla sorunlar çözülecek mi? İnsanları doğduklarına pişman eden zamlar bitecek mi?

Bir değil, üç kat birden artan elektrik faturalarının acısı hafifleyecek mi?

Vatandaş ne kadar sızlanırsa sızlansın, elektrik zamlarını geri alamazlar!

Zamları geri çekerlerse, devletten aldığı elektriği dağıtan yandaş 26 şirket nasıl ballı para kazanacak?

★★★

Vatandaşın “Geçinemiyoruz” diye ağlaması nafile...

İktidara para lâzım... 128 milyar doları heba ettikten sonra kasada para kalmadı.

Maliye Bakanı Nebati, şimdi de halkın yastık altındaki altınlarına göz dikti.

“Vatandaşlar fizikî olarak biriktirdikleri altın tasarruflarını kuyumcular ve bankalar aracılığıyla finansal sisteme teslim edip ekonomiye kazandırsınlar.” diyor.

Peki, halk bunu yapar mı?

Türk insanı fedakârdır, güvenirse mutlaka yapar ama bunlara güven kalmadı ki!

★★★

Dar gelirlilerin ömrü kuyrukta geçiyor.

Artık milletin cebinden ellerini çeksinler!

Ülkede, ucuza mal olsun diye baklavaların içi bile (fındık-fıstık konulmadan) boş yapılmaya başlandı!

Boş cüzdan, boş mide, boş tava...

Boş bakışlar, boş baklava...

Ve seçimde alacaklar hava!

Yaşasın demokrasimiz!


“Ülkede demokrasi var” deyip duruyorlar... Nasıl bir demokrasidir bu?

Gazeteci kökenli CHP milletvekili Utku Çakırözer’in “Basın Özgürlüğü Raporu”na göre:

- Gazeteciler bir yılda 475 kez hâkim karşısına çıktılar.

- 36 gazeteciye 80 yıl 8 ay hapis cezası verildi...

- 31 gazeteci haber takibi sırasında gözaltına alındı...

- 105 gazeteci alçakça saldırıya uğradı...”

Demokratik bir ülke olmayan Çin’de bile böyle bir tablo yok!

Sedef Kabaş’ın bir atasözü yüzünden hâlâ hapiste tutulması, iktidarın gazetecilere karşı, sertten de öte haşin tutumunda bu yıl da bir azalma olmayacağını gösteriyor!

TEBESSÜM

“Yassak hemşerim!”


Bekçi, yasak bölgede balık avlayan adama yaklaşıp, sert bir sesle çıkışır:

“Görmüyor musun koskocaman tabelayı? Ne yazıyor? Burada balık tutulmaz! Yassak hemşerim, yassak!”

“Tabelayı gördüm Bekçi Bey, gördüm ama ben balık tutmuyorum ki!”

“Yok canım! Peki nedir o elindeki?”

“Olta...”

“Ya ucundaki?”

“Misina...”

“Peki, onun ucundaki?”

“Solucan!”

“Ee be birader, balık tutmuyor da ne yapıyorsun?”

“Solucana yüzme öğretiyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ


İnsanlar için konuşmak vazgeçilmez ihtiyaçtır, dinlemek ise bir sanattır!